Soukyuu no Fafner: Exodus

Konu: Festumlar ve insanlık arasındaki savaş tam da duruldu derken, Birleşik Ulus Kuvvetlerinin savaşı sıcak tutması nedeniyle Festum'lar bir kez daha insanlığa ve Tatsumiyajima adası sakinlerine tehlike arz etmektedirler.

2004'te çıkan ilk sezon ve 2010 yılında çıkmış Heaven and Earth devam filminden 2 yıl sonraki dönemi anlatacak olan Soukyuu no Fafner serisinin yeni sezonu.

İlk bölüm altyazılı olarak düşmediğinden bölümü raw olarak izledim. O nedenle bölüme ilişkin net bir yorum yapabilmek için altyazılı versiyonu bekleyeceğim. Crunchyroll önümüzdeki hafta ikinci bölümle beraber seriyi stream edecek. Sanırım o hafta da Horrible iki bölümü birden altyazılı verir. Diğer grupların da el atmasını bekliyorum ama dünden beri henüz bir şey yok.

Pek izleyen çıkacağını sanmıyorum ama o kadar kalitesiz seri var ki, uzun süredir beklediğim bu serinin başlığını açmamak ayıp olurdu.

İlkin tam anlamlandıramadığım, 2. izleyişimden sonra "keşke devamı gelse" dediğim, 2010'dan beri ise devamına ilişkin en küçük gelişmesini bile takip edip paylaştığım bir seriydi Soukyuu no Fafner. ( Şu ana dek RAW'den izlemeyişimin tek sebebi hem izleyip hem çevirmek isteyişim. Umarım son birkaç sezondur yakamı bırakmayan talihsizliklerden bu kez kurtulabilirim. ) Öte yandan adam gibi bir grubun delikanlı gibi çıkıp hala çevirmemesi benim canımı sıkıyor. Üzerinden 2 gün geçti hala Fansub yok. Cruncyroll çıktı çıkalı Fansub'culuk ruhunun öldüğünün bundan ziyade kanıtı olamaz herhalde.

edit: Hele şükür çıktı, iniyor şu an.

İ Cruncyroll çıktı çıkalı Fansub'culuk ruhunun öldüğünün bundan ziyade kanıtı olamaz herhalde.

O kadar doğru söz ettin ki... Çıkmadan önce korkum herhangi bir fansubın ele almayacağı yönündeydi aradan geçen iki günü de hesaba katarsak korkumun yersiz olmadığını anladım.

Nerde o eski mecha animeleri fansublayan gruplar, hasret kaldık onlara.

Horrible imdadımıza yetişmiş sonunda.

Bölüm 01:

Heaven and Earth filminde görünen 2. Azure operasyonunun üzerinden 6 ay geçmiş, ada tekrar eski huzurlu yaşantısına dönmüştür. Ta ki insanığın en stratejik deniz üssü Hawaii'ye yapılan bir Festum baskınına kadar. Birden bire adanın dışından bir temas alıp alarma geçen Tatsujima sakinleri kendileri için sonun başlangıcı yada umudun son direnişi olacak yeni bir savaşa sürüklenirler.

Öncelikle EXODUS'un ilk serinin bir tekrarı olmaması çabası içerisine girildiği ve XEBEC Zwei'in debut işi olmasına yakışır bir görsel şölen olmasıyla dikkatimizi çekiyor seri. Formatın farklılığı derken, ilk seride Kanon haricindeki BM karakterleri sadece serinin 2. yarısında ve kısıtlı bir screentime'da öne çıkıyorlardı. Burada ise ilk sahnede doğrudan onlar kadraja giriyor ve tanıdık karakterleri bölümün ortasından itibaren görüyoruz. Bu, bize hikayenin çok odaklı ve çok daha fazla karaktere yayılarak anlatılacağının ilk işaretlerini veriyor. Görsellik konusunda ise Heaven and Earth'den hiç de aşağı kalmafığını söyleyebiliriz, sanki bir TV serisi değil bir OVA yada Movie izliyor gibiyiz. Dahası, öyle bir renk paleti kullanılmış ki, bir stüdyonun böyle yüksek bir çıtayı rehavete girip daha aşağı çekmesi ve bu atmosferi bozması olası gelmiyor, daha ziyade XEBEC Zwei en başından böyle başlayarak adeta bir meydan okuma gerçekleştirmiş gibi geldi bana.

Öte yandan EXODUS'un ana iskelete sadık kalacağı bariz gibi. Örneğin ilk bölüm ilk seride olduğu gibi direkt bir Fafner çatışmasıyla başlamadı ve bunun yerine insan manzaraları sunarak bizi kadroya ısındırdı.

İlk seri zaten pek çok odak karaktere sahipken, Heaven and Earth ile birlikte kadroya eklenen yeni jenerasyon karakterler, Right of Left ve ilk sezonda kaybettiklerimize yapılan atıflar ve bu seriyle hikayeye eklenen karakterler derken çok dolu ve çok geniş, 2-3 karakterin monologlarından ötede bir seri göstereceğinin garantisini de veriyor bu seri. Fafner'i kulvarında bir klon olmaktan öteye taşıyan arkadaşlık, "ne için yaşıyoruz?" sorunsalı, insanın kendinden farklı olana duyduğu önyargıdan doğan nefret döngüsü, ologunlaşma ve bir amaç edinme/bir amaç verme süreci, hayatta kalma mücadelesi gibi kavramlar da göz önüne alındığında bu seriyi sadece bir Mecha olarak görüp öyle izlemeye başlamanız ana metni oldukça ıskalamanız anlamına gelecektir, uyarmak istedim.

EXODUS eğer ilk hafta 2 bölüm birden sunarak bir çıkış yapsaydı beni tam anlamıyla mest edecekti ama ilk izlediğimde tüm boyutlarıyla anlamlandıramadığım, ikinci izlediğimde seriyi gerçek anlamda anlayıp 2. sezon için sabırsızlanmaya başladığım ve 2010'den beri tabir-i cazise şafak saydığım böyle bir yapımı 12 yıl sonra bile izleyebilmiş olmak bile benim kolay kolay tanımlayamayacağım bir duygu. Mecha türüne bakış açınız ne olursa olsun, 2000 sonrası yapımlara inancımı tazeleyen bu yapımı es geçmenizi, kendinizi bu tecrübeden mahrum bırakmanızı asla tavsiye etmem diyebilirim. Özet geçmek gerekirse, tüm yılın en iyi serisi olarak yolculuğunu tamamlamasına inancımın büyük olduğunu söyleyebilirim.

OZC alsaydı zevkten dört köşe olurdum, ancak maalesef yok.

Aslında böyle bir başlık açılması bile cidden çok başka, cidden çok teşekkür edilmesi gerekildiğini düşünüyorum. Ülkemiz içerisinde gereken önem verilmediği için ayrı bir üzülüyorum tabii, ancak Fafner, belki kurtuluş yolunda sadece "önemli" bir isim olarak değil, "büyük" bir isim olarak görülüyor. En azından umut ediyoruz. Son yıllar içerisinde Yamato, Uchuu Kyoudai ve Fafner, en azından "kurtuluş" olarak benim için nitelendirilebilir. En azından "tartışma" ortamı için en sevdiğim başlık olduğu için, umarım hoş bir şekilde seri tartışma kısmına önem verilebilir bu başlık içerisinde, en azından elimden geleni yapacağım. İlk bölüm içerisinde yukarıda bulunan yorumlara katılıyorum, ekleme yapmam pek gereksiz, dolayısıyla diğer bölümler için umarım yorum kısmı üzerinden devam edebiliriz.

EXODUS'dan önce herhangi bir Soukyuu no Fafner izlememiş arkadaşları buradan alalım.

Özet geçmek gerekirse izleme sırası şu şekilde:

Soukyuu no Fafner: Right of the Left (OVA) > Soukyuu no Fafner: Dead Aggressor (TV) > Soukyuu no Fafner: Heaven and Earth ( Movie ) > EXODUS ( TV )

çevirileri de olsaydı güzel olurdu eskilerinin

Arkadaşlar burası anime tartışma başlığı çeviri isteme başlığına döndürmeyelim.

Bölüm 02

Açılış ve kapanış şarkıları yine Angela'dan. Fafner'ı Fafner yapan temel unsurlardan biri de onun sesi ve parçaları. Şarkılar Shangri-La ve Seperation kadar ilk etapta vurucu gelmediler ama yine de Angela kalitesinden aşağı değiller.

Bölüm 07:

Harika bir bölümdü!

Bölüm 07:

Soukyuu no Fafner: EXODUS 2. sezonuyla Ekim'de devam edecek.

edit: İlk bölümün 2 Ekim'de yayınlanacağı duyuruldu.

Seri nihayet 1. sezonun son birkaç bölümündeki kaotik ve acımasız hissiyata geri döndü.

Spoiler olabilir ama Mir'in yollayacağı son koz kartı yerine geçecek takviyenin Misao olabileceğini düşünüyorum , gerçi öte yandan niyeti bozarsa iş kötü tabii.

Adanın elindeki son savunma hattı olan Trooper'lar artık serbest ama Sakura'nın mental durumu giderek kötüye gidiyor. Canon deja vu şeklinde gelecekten imajları gördü ve potansiyel geleceklerin hiç biri birbirinden farklı değil.

1. sezondan beri ilk zaiyat gerçekleşti ve kalan 11 bölümün her birinde buna yenileri ekleneceği kesin.

Ordu Nothung modellerden birini ele geçirmiş olsa da bunu rebuild etmeye çalışırlarsa ilk Nicht'de yaşananlara benzer bir faciaya sebep olabileceklerini de düşünüyorum.

Geriye kalan son Azazel Elf ve Nicht'e karşı güçlenmek için alenen diğer Festum'ları yiyor ve Altair ile hala kalıcı temas sağlanamadı.

Gerçi neticede artık her 3 taraf da tek taraflı bir yola girmiş durumda.

Bölüm 19:

Yeni açılış hem hüzünlü hem kıpır kıpır!

Her cuma gecesi eve koşma sebebim Soukyuu no Fafner her bölümüyle şimdiye dek yazılmış en iyi Mecha senaryosu olduğunun adeta ispatını yapıyor bana.

Geçen bölümle gelen yeni açılışta Ryou'yu, Shoko'yu, Michio reyis'i, hatta Yukippe'yi yeniden hatırlamak, ilk serinin açılış görüntülerini yeni bir müzik eşliğinde ve yeni serinin çizimleriyle görmek, en önemlisi Heaven & Earth'ın aceleye gelen finalinden sonra her gece yastığa yorgana sarılarak yokluğunu aradığım Zero Fafner'i yeniden görmek akşam akşam yaşamı yeniden sevdirdi bana. Shoko'yu yeniden hatırladığımız bu yeni açılışın Shoko'nun seiyuu'sunun zaatüreden vefat ettiği haftaya denk gelmesi ise üzücü bir tesadüftü.

Bu hafta ise... Allahım, ne bölümdü o öyle! "Dramada da cliffhanger'de da tavan yaptın Fafner" diyor ve spoiler vermemek için kendimi zor tutuyorum. Yahu yuh lan dedim, geldi son dakikada gol attı resmen! Yaşadıklarına en üzüldüğüm ve izlerken kendime paralellik kurarak en çok empati yapabildiğim karakterin kahramanlığı ve yaşamak istediği hayatı hiçbir zaman yaşayamayıp başka insanlar için yapılması gerekeni yapmak zorunda kalan bir karakterden bahsediyoruz ki böyle bir karakter ancak bu noktada ve bu şekilde taçlandırılabilirdi!

Çok anlatmayacağım. Bölüm dolu doluydu, tek bölümde 3rd Azure Plan başladı en basitinden. İstense tek başına bir film bile olabilirmiş bu bölüm.

O değil de hikayeye bir diğer aşırı bağlanma sebebim olan Sakura x Kenji pairing'inin nihayete ermesi ve en empati yapılabilir karakteri hikayeye geri döndürmeleri beni gani gani sevindirdi.

Kanon'un zamanın ötesinde bile hala kadere karşı savaş vermeye devam ediyor olduğunu anlamak epik bir his yaşattı.

Öte yandan...

Kısaca, arkadaşlar , bıktırdım farkındayım ama, sadece bu bölümü izlemiş olmak için bile bu külliyata başlayın. Ciddiyim, umut ve umutsuzluğu, neşe ve hüznü, aksiyon ve dramayı bu kadar iyi kotarıp dolu dolu sunabilen çok az sezon ortası bölüm izlemişimdir, kısaca eşsiz bir tecrübeydi, herşeyiyle.

10/10

2003'de başlayan yolculuk sona erdi. Söyleyebileceğim şey en başta, Heaven & Earth'un finalinden ötürü ilk sezonun finalinin hissiyatının azaldığı yönündeki düşüncemi telafi etmiş olması. Orihime'nin özüne dönüşü, dolayısıyla Tatsuyajima'daki hikayenin artık sona ermiş olması ve Altair ile -bir ölçüde- temas kurulması açısından hikaye ana temasına ulaşmış görünüyor. Öte yandan finale aslında bir film olabilecek denli çok yan ayrıntının birikmiş olmasından ötürü izleyicinin yorumuna bırakılan yığınla şey de var. Vagrant'ın bir gün uyandığında geçmişte olan olayların yeniden tekrarlanıp tekrarlanmayacağı, dolayısıyla Fafner'ler üzerinden adanın kendi çocuklarını kurban etmeye devam edip etmeyeceği, Seri ve Mitsuhiro'ya ne olduğu, Neo UN'de bir iç savaş çıkıp çıkmayacağı yada en azından umudun gerçek anlamda bulunup bulunmadığı gibi. Yine de elbette geri gelmemek üzere gidenler olduğu gibi sevdiğim bazı karakterlerin hayatta kalması benim adıma sevindiriciydi. Bu son elbette hikayenin tamamen bitişi değil sadece adadaki bir jenerasyonun hikayesinin sona erişi anlamına geliyor. Ve umut varolduğu sürece bu uğurda savaşmış olanlar da bir yerlerde hatırlanıyor, ve dolayısıyla adanın ruhunda hala yaşıyor olacaklar.

Bu anlamda bana/bize kattıkları ve hissettirdikleri adına her dakikasına değen bir hikayeydi. Teşekkürler XEBEC