Jump to content
  • Kayıt Ol

Genelde sevilen ama sizin sevmediğiniz seriler?


ademania

Önerilen İletiler

Arkadaşlar, gün övme değil yerme günüdür, içinizdekileri söyleme, eteğinizdeki taşları dökme günüdür! Bakalım herkesin o çok bayıldığı serilerin hangileri aslında size hiç mi hiç hitap etmiyor?

Başlamadan önce iki noktaya parmak basmak istiyorum. Evet buna benzer bir konu zaten mevcut, ancak konunun mesajlarına baktığımda serilerden çok puanlamanın felsefesi tartışılmış, bu seri bu puanı alırken şu seri nasıl şunun arkasında kalmış gibi bir noktaya gidilmiş, benim istediğim ise size hitap etmeyen kısmının neresi olduğu, yoksa puanlamanın sağlıklı işlemediğini söyleyerek Amerika'yı yeniden keşfetmenin anlamı yok.

İkinci ve en önemli kısım, sadece ve sadece konu ile ilgili mesaj yazınız lütfen, bir başkasının yazdıklarına sırf cevap olarak ya da kişiyi iğneleyici yazmayınız, zevkleri üzerinden yorum yapmayınız, sanki serinin yapımcısı olup para kazanıyormuşçasına fanatik gibi seriyi savunmayınız, kaba ve öz tabirle, sidik yarışına girişmeyiniz.

Hadi başlayalım!

Gintama: Bir bakalım, yaklaşık 40 bölüm izlediğim bir seri, seveni ciddi anlamda fazla ve yine bu sebeple ben de başlamıştım, ancak hem komedi hem de günlük yaşam açısından beni fazlasıyla hayal kırıklığına uğrattı, belki de izleyicilerin abartısını hiç bilmeden başlasaydım başka olabilirdi.

Bkjpdo2.jpg

Natsume Serisi: Slice of Life ve Supernatural taglerinin hakkını veriyor, ancak sorun şu ki, bir noktadan sonra inanılmaz sıkıyor ve uyutuyor. Bölümler hep belirli bir örneği takip ederek ilerliyor, sezonun sonuna doğru nispeten heyecanlı bir olay oluyor ve bam, sezon bitiyor. Keşke başlamasaydım dediğim serilerden, sezon üstüne sezon çıkarmaktan yorulmadılar :D

Ghost in the Shell: Kötü bir seri mi, hayır, kendi alanında bir numara mı, evet, the laughing man'i herkes kadar ben de seviyor muyum, evet, gel gelelim bu serinin en temel sorulardan biri olan "bu seri ne anlatıyor?" sorusuna hiçbir zaman tam bir cevabı olamadı. Hikaye takibi inanılmaz zor, lineer bir akış yok, sezon sayısı ve yan ürünlerinin sayısı bir hayli fazla, bu da hikaye takibi zorlaştıyor hatta böyle bir takibin yapılabileceğinden şüpheliyim. Güzel seri ama keşke daha anlamlı bir hikaye ilerleyişi olsaydı, oldukça kafa karıştırıyor.

WqXlQETm.jpg

Hetalia Serisi: Bazen bu serinin bir avuç amaçsız ve sıkılmış insanlar tarafından yapıldığını düşünüyorum, ne eğlenceli ne de komik, buna rağmen devamı bile geldi, kafa dağıtmak için de iyi gitmiyor arkadaşlar, yapabiliyorsanız uzak durun.

Colorful (Movie): İnsanların epey beğendiği, hatta ödüller alan bir film kendisi, bense izlediğim halde konusuna dair en ufak bir şey dahi hatırlamıyorum, düşünün artık ne kadar sıkılmışım izlerken.

Daha çok genelde sevildiğini düşündüğüm serileri yazmaya çalıştıım, yoksa yereceğim seri çok ama amacım oldukça popüler olanların arasından seçip yazmaktı. Katılımlarınızı bekliyorum ;)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 16
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • özz

    2

  • ademania

    1

  • Fingolfin

    1

  • GowRou

    1

Sword Art Online: İzlemedim, kesinlikle de izlemeyi düşünmüyorum. İzlemesem bile hakkında çok yazı okuyup, video izledim. Resmen .Hack// serisinin emeğini yemiş bir anime.

Another: Seinen tutkunu olmama rağmen sevemediğim bir animeydi. Bana basit, klasik amerikan veya japon korku filmlerinden farkı yok gibi gözüktü.

Byokusou 5 Centimeter: Hoshi no Koe adlı eseri bundan kat kat iyiyken bu filmin daha fazla sevilmesi bana tuhaf geliyor.

Kyoukai no Kanata: İzlerken çok sıkıldım. Konusunuda beğenmedim.

Mahou Shoujo Madoka Magika Movie Bütün filmlerini izledim. Evet, animasyonları harika. O konuda sanat eseri gibi fakat dram açısından hiç etkilenmedim, çocuksu geldi.

Aldnoah Zero: Müzikleri dışında hiç bir etki veremeyen sıradan bir anime.

Sakurasou no Pet na Kanojo: Herkes sevip saydığı için başladım fakat izlerken sıkıldım. Gerçekten günlük hayat animeleri veya basit romantizmler beni etkilemiyor. Aradığım şeyler illa ki değişik ve farklı olacak. Diğer beğenmediğim romantizm animeler; Kimi no Todoke, Vampire Knight

Tasogare Otome x Amnesia: İzleyipte herkes son 2 saniyesinde olan sonuç sahnesini beğenmiş. Bana göre o son 2 saniye olmasaydı 10/10luk bir seriydi. O son 2 saniye benim sinirlerimi yerinden oynattığından puanını baya aşağıya çektiğim bir seri.

Usagi Drop: Mangasının sonunu öğrendikten sonra puanını aşağı çektiğim seri. Hiç hoş bir son değil...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Chihayafuru:

Genelde sevilse de ben orada işlenen konuyu sevemedim, karuta oyunu bana hitap etmedi. Birkaç kere izlemeye çalıştım ve başarısız oldum. Ona rağmen hâlâ silmedim, bir köşede duruyor belki bir gün izlerim diye. Sadece oyundan ibaret değil deseler de oyuna takılmayıp izleyeyim desem oyun kısımlarında sıkılacağım muhtemelen. O yüzden bir süre daha bekletmekte fayda var.

Eureka Seven:

Beni sıkan bir seri olmuştu açıkçası. Sonunu zor getirdim, karakterler çocuk ve sinir bozucu olabiliyor. Bana hitap etmediği halde bitirdim, bitirir bitirmez de sildim zaten.

Now And Then Here And There:

Konu olarak güzel, karanlık bir atmosfere sahip. Fakat kız karakter o kadar donuk ki, sinir bozucu oluyor bir süre sonra. İzleyeli fazla zaman geçmemesine rağmen aklımda bir şey kalmamış.

Gekkan Shoujo:

Okul-komedi olarak fena bir seri değildi fakat ben fazla okul-komedi izleyen biri değilim. Yer yer güldürse de her yerde konuşulduğundan daha büyük beklentilerle başlamıştım. 8.41 gibi bir puanın olmasına anlam verebilmiş değilim, iyi, hoş fakat biraz şişirildiğini düşünüyorum.

Tokyo Ghoul:

Yine çok büyük beklentilerle başlayıp hayal kırıklığına uğradığım bir seri. İlk bölümü izleyip, olabilecek senaryolar aklıma gelmişti ve bundan iş çıkar demiştim. Belki mangasını okusam sevebilirdim, anime firması seriyi batırmış deniliyor bir çok yerde. Ona rağmen 2 sezonu da izledim, belki 2. sezonda biraz toparlar ve daha iyi şeyler görürürüz dedim o da olmadı.

Akame Ga Kill:

Aksiyon vardı tamam ama seri genel anlamda boş diyebilirim. Yani benim açımdan öyle, ilk zamanlar izlerken zevk alıyordum fakat daha sonra olaylar tahmin edilebilir ve sıkıcı bir hal almaya başladı.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

neon genesis evangelion

sevenleri gerçekten çok seviyor ama açıkcası ben hiç bir şey anlamadım seriden ve izlediğim en hiç bir şey anlatmayan seri oldu benim için sürekli bir second impact den bahsediliyor ama ne olduğu hakkında hiç bir ipucu yok third imapact ölürcesine korkuluyor ama ne olucak olursa? o mechamsı yaratıklar nasıl geldi dünyaya ve final lanet olası final o nasıl final. filmlerini izleyecek cesaretim olmadı hiçbir zaman. beğendiğim tek şey kapanış şarkısıydı

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

neon genesis evangelion

sevenleri gerçekten çok seviyor ama açıkcası ben hiç bir şey anlamadım seriden ve izlediğim en hiç bir şey anlatmayan seri oldu benim için sürekli bir second impact den bahsediliyor ama ne olduğu hakkında hiç bir ipucu yok third imapact ölürcesine korkuluyor ama ne olucak olursa? o mechamsı yaratıklar nasıl geldi dünyaya ve final lanet olası final o nasıl final. filmlerini izleyecek cesaretim olmadı hiçbir zaman. beğendiğim tek şey kapanış şarkısıydı

http://nihbr.in/?p=2383

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

SAO II - Devam serisi olduğu ve ilk sezondan dolayı bekleyeni ve seveni vardı. Bu sezon hiç beni açmadı.

Danshi Koukousei no Nichijuo - Genelde sevilen komedi serisiydi ama yarı komedi unsurları bana göre değildi. Boş boş bakıyordum izlerken.

Naruto ve Bleach - Her arc aynı klişe ve okuyucuyla dalga geçer gibi hikayeleri ve olay gelişimleri.

One Piece - En çok sevdiğim shounen seri olarak bilinir ama animesi stüdyosu sağolsun insanı soğutabilecek cinste çizim ve efekler ama mangası her zamanki gibi şahaser. Animesi out mangası in yani. :011:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Full Metal Panic! - İzlerken çok sıkılmıştım, tsundere kızdan ve aptal erkek karakterden nefret etmiştim. Devam serisini izlemedim zaten.

School Rumble - Üstekiyle benzer sebeplerden, karakterleri sevmedim. 2. sezonunu da izlemedim.

Golden Time - Ortalama bir seriydi, yer yer sıkıldım. Neden bilmiyorum aşkın erkek gözünden anlatıldığı hikayeler genelde beni etkilemiyor pek. Kadın karaktere de acayip kıl oldum daha serinin başında.

Saint Seiya: The Lost Canvas - Meiou Shinwa - Sevmedim, bir şeyler eksikti...

K-On! - Bir süre sonra sıkıyor.

Clannad - Duygusal anlamda beni pek etkilemeyen bir seri. Tek ilgimi çeken robotlu hikaye kısmıydı o da serinin sonuyla bağlantılıydı yanlış hatırlamıyorsam. Onun dışında harem serilerinden pek hoşlanmam zaten, üstüne kız çizimlerini ve ses tonlarını hiç sevmemiştim mıy, mıy mıy...

Sayonara Zetsubou Sensei - Farklı bir anlatımı var kabul ama bana göre değil.

Aldnoah.Zero - Ana karakter tam bir gıcık kişisi, soğuk nevale. Pataklamak istedim son bölümlere doğru özellikle diğer erkek karaktere kazık attıktan sonra, zorla onu kötü karakter yaptılar. 2. sezona devam etmedim o sebepten.

Nagi no Asukara - Böyle bir evren varken aşka kurban edilen kurgu.

Macross Frontier - Aşk üçgenlerinden, hele de böylesinden nefret ederim. Erkek ana karakteri sevmedim.

ef: A Tale of Memories. - Bir hikaye dışında herkes kadar beğenmedim.

Bu liste benden 6-7 puan alan yapımları içeriyor. 6 puan altına inmem zaten puanlamada. Bunlar iyi animeler olabilir ama çoğunluk çok beğenmişken benim o kadar da sevmediğim hatta içinde gıcık olduğum unsurlar olduğu için belki de tekrar izlemeyeceğim seriler.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ben de bir şeyler yazayım dedim ama yazılanlara göz attıktan sonra bu gidişle kimse sevecek bir şey bulamayacak diye korktum. Bence sevmediklerimizi kalbimize gömelim, en iyisi. İnsan ilk önce buradakileri okusa bunların değil izlemez, stüdyosuna kasası malotof kokteyli dolu anadolla kamikaze dalışı yapar. Bence bu başlığın hiç olmaması daha iyi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bende aysöken'e katılmaktayım biraz tehlikeli bir başlık. :011: Genel Anime tartışmaları başlığında bu şikayetlerimizi yapsak daha makbul olur düşüncesindeyim. Bu şekilde hususi bir başlığın olması birçok seriye karşı insanlarda ön yargı oluşturabilir.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Katılmıyorum, kimse, hangi animeyi izlesem acaba düşüncesiyle bu başlığa girip bakmaz. Bu başlık sizin de izlediğiniz yapımların başka insanlar tarafında beğenilmeyebileceğini gördüğünüz bir başlık olmuş. Ayrıca stres atmak için iyi, bana baya iyi geldi açıkçası bir şeylere saydırmak. :011:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

ademania'nın kırmızıyla yazdığı kısma dikkat.

Gintama: Adem ile benzer sebeplerle başlayıp onun kadar dayanamamışım, halen bölümlerini silmedim gerçi, ama milletin hastası olduğu noktayı kaçırdım sanırım.

Bleach: Konu, karakterler, çizim vs güzel aslında, ama mangakanın işleyişi yanlış, konu hep bir kızın kaçırılması ve onu kurtarmaya giden Ichigo ile başlıyor. Karakterler çeşit çeşit, ama biz hep Ichigo'yu Renji'yi falan görüyoruz ekranda. Mangaka kritik noktaları vurmayı beceremiyor, Bleach'in tek kötü yanı mangakası. O da Bleach'in her şeyine tekabül ediyor maalesef.

Yojouhan Shinwa Taikei: İzleyen herkesin hayran kaldığı ama benim için izlemenin eziyete dönüştüğü bir anime. Işık hızında konuşuyor baş karakter, ve çok konuşuyor, devamlı konuşuyor, dediklerini kaçırmamak için durdura durdura izlemek bütün keyfimi kaçırmıştı.

Fate/stay night: Çizimlerini beğenmiyorum, özellikle yüz çizimlerini. Bu konuda biraz elitist olduğumu kabul ediyorum, lakin yüzlerce mangakanın/karakter tasarımcısının binlerce çalışmasını gördü bu gözler. En azından anatomiyi tutturabilsin istiyorum çizimlere laf etmemek için.

Başka seriler de vardır da, bukadarı yeterli. :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Çoğu yapımı izleyeli o kadar uzun zaman oldu ki aklımda kaldığı şekilde birkaç şey karalayacağım. Şimdilik aklıma ilk gelen isimlerden bahsettim, aklıma geldikçe eklerim artık.

Gintama:

''Absürd komedi, karakterler şahane, Gintoki yeter...'' tarzında yorumlar sılça karşıma gelse de bu kadar uzun bir seriye yayılmış bu gereksiz konunun çok abartıldığını düşünüyorum. Ne kadar çok severi olsa da saçma komedinin dayanılmaz olduğu serilerden biri. Evet, absürd komedi sevmiyorum ama izlerken yer yer sıkıldığım, hatta sıkça bayan sahnelerin olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Onun yanında bu seriyi nasıl izledim diyecek olan olursa da merakıma yenik düşenlerden biriyim. Seride sevdiğim hiç mi bir şey olmadı? Oldu, sadece Mayonez Kralı bu serideki en çok heyecanlandığım anların sahibi olan isimdi, hele de Hijikata & Gintoki sahneleri fazlasıyla eğlenceliydi ama onun dışında seri gözümde bomboş bir denizdi. Gerçi denizin boşu bile güzel. :D

Kuroko no Basket:

Spor serisi adı altında böyle saçma mı saçma olan, tribünlere oynamak adına abartılmış karakterlerin ordan oraya saçma şekilde koşturduğu gereksiz gördüğüm bir başka yapım. Hele o karakterlere verilen o özellikler nedir yahu? 5 yaşındaki spor sevdalısı anime severleri kandırmak, ya da fangirllerin gönlünü hoş tutmak adına yapılmış sıkıcı serilerden birisi. Basketbol benim için hiç bu kadar sıkıcı olmamıştı.

Chihayafuru:

Serinin tek güzelliği sahip olduğu renklerin dünyası. Aslına bakınca çok da abartılacak bir güzelliği yoktu belki ama seriye yakıştığını kabul etmeliyim. Bir kağıt oyunu ne kadar zevkli bir yapıma dönştürülebiliyorsa Chiya'da bu o kadar bayık bir kalıba sokulmuş. Karakterler açısından bir sorunum yoktu ama o konunun sıkıcılığı mı dersiniz, karakterlerin bir üçgene sıkışıp kalması mı dersiniz bilmiyorum, ne derseniz deyin izlerken beni sıkanlardan biri olduğunu her türlü sözle anlatabileceğim bir yapım.

Natsume Yuujinchou:

Evet, sakin ilerleyişe sahip seriler benim tarzım değil ama bu da çok fazlaydı be arkadaş. İzlerken sıkmayı geçin, beni resmen uyutan bir yapımdı.

Ano Hi Mita Hana no Namae o Bokutachi wa Shiranai:

Dramın beni etkilemediği nadir yapımlardan birisi ki ben dram türünü bir ara deli gibi izleyen bir anime severdim. Son zamanlarda çok sık tercih etmediğim bir tür. Bu seriye dair bir şeyler okuduğumda ve bu kadar çok severi olduğunu gördüğümde ise çok umutlanmıştım. Serinin en güzel özelliği bölüm sayısı. :D Bir de yanlış hatırlamıyorsam, ''Yalan Rüzgarı mısın?'' dedirtebilecek bir an yaşadım seriyi izlerken. O ona aşıkmış, aslında o bunu seviyormuş, aslında öbürü de onu seviyormuş ama hep saklamış, o ona olan sevgisini itiraf edememiş... Dedim işte bu serinin koptuğu an burası olsa gerek. :P

Katanagatari:

Kılıç dövüşlerinin en bayık şekilde anlatıldığı isimlerden birisi işte. Severleri tarafından her bölümün güzellikler içerdiği savunulsa da durağan havası ile her bölümün izleyicisini, daha doğrusu sevmeyenlerini uykuya gönderdiği bir isim diyebilirim. Çizimlerinin rahatsız etmediğini rahatlıkla söyleyebilirim ama o konunun güzelliği bile bu ismi kurtaramıyor.

Fate/zero:

Fate/stay night izlediğim dönemlerde en çok sevdiğim karakterlerin aralarında bulunduğu adın, daha doğrusu adresin kendisiydi 'Fate' evreni. Her ne kadar o yapım orjinaline sadık olmasa da ben o yapımı Zero'dan daha çok severek izlemiştim. Zero izlerken heyecanla beklediğim dövüş sahnelerinden bir eser yoktu, repliklerin dibine vurulduğu ve benim bir animede en uyuz olduğum özelliklerden birine sahip olduğu bu aşırı repliklere sahip olmasıyla ne yazık ki gönlümü alamayanlardan biri oldu.

Full Metal Alchemist:

Karakterleri ve hikayesiyle herkesin gönlüne taht kuran bir isim aslında ama nedense ben bu dünyaya kendimi veremedim. Kardeş bağı güzeldi belki, hatta puanımı onun için çok da kırmadıklarımdan biri FMA. Lakin, nice kardeş bağına sahip olan hikayeler izledim ve bazısı gönlümü almayı başarsa da ne yazık ki FMA sınıfta kalanlardan. Müziklerinin hiçbir özelliği yok, bir yerde konunun beni kendinden koparışı ile seriden ayrılıp gittiğim bir isimdi.

Monster:

Başından ortasına o konunun işlenişi, iki rakibin arasındaki rekabetin kendini yenileyip durduğu kısır döngü, hele de o saçma mı saçma finali ile bu kadar çok severinin olmasına şaşırdığım bir isim açıkçası. Rakiplerin ikisi de zeki olduğunu düşündüğüm anda nedense birinin hep ağırlığının ön plana çıkışı ile izlediğim en saçma kaçıp kovalamaca hikayesiydi. Serideki tek güzellik gurbetçi Türklerin ciddi anlamda iyi yansıtılmış olması. :P

K-On:

Her seferinde, ''Böylesi boş yapımlar neden bu kadar çok sevilir?'' gibisinden yorum yaptığımda amacının da 'amaçsız bir seri' olduğu söylense de ciddi anlamda boş olan yapımlardan biri. Moe kültürüne hizmet amacıyla yapılmış olanlardan diyebiliriz. Belki de hemcinslerinden olduğum için sevmedim diyeceğim lakin ben sırf erkek kaynayan serilerden haz etmiyorum. Bu nedenle de bununla bir alakası yok diye düşünüyorum. Kısacası benim için bayık ve bir o kadar da boş bir yapımdı.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Genel anlamda sevmediğim değilde herkes kadar sevemediğim çok popüler animeler listesi olsun benim ki. Zaten bu konuda en muzdarip anime izleyicisi benim diye düşünüyorum. Çok popüler herkesin öve öve bitiremediği bir seriyi bitirdiğimde ve hiç bir şey hissetmediğimde surat ifadem aynı bu şekil oluyor ; :006: Bazen biraz zaman veriyorum ya da aradan yıllar geçmişse mal listeme baktığımda eskiden çok beğenmediğim halde o animeye biraz da olsa özlem duyuyorsam puanını yükselttiğim de oluyor. Mesela Bleach izlerken çok sıkıldığım zamanları hatırlıyorum ama aradan yıllar geçince Bleach aklıma geldiğinde o kadar klişe ,kendini tekrar eden bir seriyi bile özlediğim zamanlar oluyordu. Aslında biz animeleri değilde o animeleri izlerken yaşadığımız zamanları özlüyoruz. Neyse uzun lafın kısası benim devasa listemin sayı olarak % 10 civarı bir rakama düşürülmüş hali ;

Steins Gate :

Myanimelist popüleritesine göre başlangıç yaptım.Zamanında öyle hızlı üst sıralara yükseldi ki izlemeden önce beklentilerim çok arttı. Zaten Mal en popüler animeler listesi üst sıraları benim için hep hayal kırıklığı yaratan animelerle dolu. Sonunda izleyip bulduğum şey "kelebek etkisi" filminin birebir anime versiyonu oldu. Özel bir şey bekledim ama bulamadım.Zaman yolculuğu ile ilgili o kadar çok film, kitap, oyun, çizgi roman, dizi, anime tükettikten sonra insan ister istemez çok farklı bir şeyler bekliyor.

Angel Beats : Bu anime bana hiç ulaşamadı. Sanırım gerçek hayatta yaşadığım hiç bir olayla ilgili bir kesit bulamadığım için duygusal yönden etkilenmedim.

Psycho-Pass :

Steins Gate de olduğu gibi Psycho-Pass'de de daha ilk bölümlerden hollywood filmleri etkisi görülüyordu. Konu neredeyse Spielberg'in Minority Report ile paralel gitti. Animelerde zaten birbiriyle mücadele eden iki karizmatik yakışıklı erkek karakter koyduğunuzda popüler olmaması imkansız gibi bir şey oluyor.

No Game No Life :

(sansür)Mal sıralamasına bakınca daha 2014 tarihli olmasına rağmen şimdiden bir sürü klasiği geride bırakıp 40.sıraya çıkmış. Bu animede elde olana baktığımızda gördüğümüz en önemli unsur koca memeler ve kalçalar. Pembe saçlı insan karakterin memeleri, beyaz saçlı çocuk karakterin tahta göğüsleri,elf karakter(daha soyunmadı ama anime bitmeden soyunacağı garanti) melekli, hayvanlısı bile var. Her zevke hitap ediyor. Ana karakter Lülüş'ün biraz çakması. Elde ki konu aslında muhteşem. Bu konuyu alıp yüzlerce bölümü olan Bleach, fairy tail tarzı dövüşlü bir anime yapsalardı zirveye oynardı. Onun yerine muhtelif ortamlarda büyük göğüslü yarı çıplak hatunları soyarak insanlığı kurtarma hikayesi anlatmayı tercih etmişler. Yahudiler Walt Disney çizgi filmlerinde sublimal mesaj verdiklerinde kıyamet kopuyor. No game no life'da açık ve net olarak her türlü sapkınlığa hitap edecek çeşitlemeler buluyoruz. 2 kardeşin birbiriyle olan ensest ilişkisi, büyük göğüslü pembe saçlı insan karakterin sürekli soyunması veya aşağılanması, elf ve insan karakter arasında ki lezbiyen ilişki, kanatlı kadın karakterin kanatlarından cinzel zevk alması, aynı şey hayvan kulakları ve kuyruğu olan çokcuk karakter içinde geçerli (zoofili)

Ha izlerken eğlendim mi ? Evet, ama esasen çıplak hatunlar görmek isteseydim direk porno izlemeyi tercih ederdim.(sansür)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Kanon.

Şu animeye anidb'de sekiz üstü puan verdiler. İşte onlar büyük bir gaflet ve delalet ve ve hatta hıyanet içindedirler.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 3 ay sonra...

Swort art Online

Code Geass

Tokyo Ghoul

Another

Bleach,Naruto,Fairy Life

Noragami

No Game No Life

Durarara

Akame Ga Kill

Angel Beats

Death Parade

Kuroku no Basket

Shingeki No Kyojin

Zankyou no Terror

Elfen Lied

Guilty Crown

Fate/stay Night UBW 2014-2015

Mirai Nikki

Açıklamalarını ve daha da anime yazabilirim ancak çok fazla zamanını yerler. Değmezler.

Burdaki yazdıklarım benim maksimum vereceğimden en az 2-3 puan fazlalar...Örneğin Code Geass; Ben 6 veririm, puanı 8.90 küsürdür.

(Myanimelist'e göre)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 6 ay sonra...

Hiç sevmediğim animeler:

Sword Art Online

Bu tam anlamıyla tabula rasa.Ne karakter gelişimi ne özgün kurgu konu ne zekice edilmiş laflar diyaloglar kelime oyunları ne bir gönderme metafor kültürü var .Karakter derinliği desen su birikintisi derinliğinde plot desen kopuk,olmamış.MMORPG titlesinin hakkını vermekten uzak çokça mantık hatası bulunan fan service öğeleri yerinde dozunda kullanıp olaylara ustaca yedirilmesi gerekirken o kadar potansiyeli olan konuyu uçsuz bucaksız evreni libidosu düşkün kanı kaynayan ergenlerin tatmin aracı olmak adına moe/fanservice seviyesine indirgeme gafletine düşen çöp bir seri. İnsana hiçbir şey sunup kazandırmadığı halde bu kadar hype yapması insanı daha da irite ederken dünyadaki en overrated anime unvanını nazarımda kapan yapım

Tam bir kanser

Tokyo Ghoul

Emo ve fanservice kokan seri.Yan karakterler desen çok sönük ve klişe kalmış.Bir kaç bölüm haricinde insana heyecan şevk vermekten çok uzak olup tüm sezon boyunca boş gözlerle monitöre baktığım animeydi kendileri.Seride ki tek ilgi çekici karakter hedonist sadist karaktere sahip entelektüel sapık Shuu Tsukiyama idi o da tek başına haliyle seriyi kurtarmaya yetmiyor maalesef

Gerek maskeler gerekse Uta olsun vs. Pekala sembolizmi var bu da benden bir artı puan kaptığı anlamına gelir.Peki serinin konuyu nasıl işlediği ne anlatmak istediği hiç mi önemli değil.Sembolizmle konu birbiriyle bağlantı kuramıyor kurabilse bile animesinde bunu yansıtamıyorsa benim için hiç önemi yok

Anime mangaya hiç sadık değil filler sahnelerle dolu hele ki 2.sezon filleri bolca dayayıp en sonunda mangaya dönüş kararı alıp serinin tüm akışını bozmuş.Düşünsenize 2-3 bölüm sadece Toukanın koşmasına ayrılırken Kaneki ise en yakın arkadaşı ölürken kahve içiyor pişkin pişkin.Hide Mangadaki gibi yenilerek ölse çok daha iyi en azından daha tutarlı mantıklı bir sahne izler sinirlerimizin bu kadar bozulmasına gerek kalmazdı

Karakter gelişimi ise tam bir fiyasko.1.sezonda zamanı tutturamamışken(emo triplerine girmesi ne kadar gelişmeyse artık) 2.sezonda doğru dürüst gözükmüyor bile.Buna psikoloji animesi deme gafletinde bulunanlara bir adet Kaiji yazıyorum tok karnına 3 öğün tüketsinler

Kısacası olmamış

Eh işte:

Kuroko No Basket

Basketbol değil süper güç animesi mübarek.Hayatın içinden hiçbir şey sunmadığı gibi de komedi unsurunun eksikliği iyice sıkılmama sebebiyet verdi.Bayat tek başına yapamadığını bir takım olarak yapabilirsin sen seirinsin herkesi devirirsin tipi arkadaşlıkla benzenmiş kolektivist vurgu.Tipik dövüş/shounen tiplemeleri abartılı tepkiler bakışmalar fan artlar falan yok ben almayayım

Tek hoşuma giden nokta Kuroko ve Kagami arasındaki zıtlıklar ilişkisiydi

Fairy Tail

Üstekinin büyücülük soslusu aynı halt.Ha bir de neredeyse hiç gore olmaması gene haneye yazılan büyük bir eksi demek

Gerilimden realist bakış açısından yoksun her şey güllük gülistanlık sürpriz faktörü sıfır.Ha izlerken hiç hoşuma gitmedi değil ama insan belli bir süreden sonra sakin kafayla düşününce ne kadar bayat bir anime izlediğinin farkına varıyor

Ao No Exorcist

Konusu itibariyle çok da orijinal olmasa da gene de kendine has havaya sahip umut vaat ediyordu.Fakat akademiye yerleştiği vakit konudan tamamıyla kopup odağı çiçek böcek işlerine çevirmesi benim açımdan hiç hoş olmadı.Sürükleyicilik gittikçe azalıyorken konu ise sıradanlaşmaktaydı.Ha tabi olaylar olaylar demeden önce konunun açılıp karakterlerin işlenmesi gerekiyor diyebilirsiniz haklısınız.Bunu yaparken bir yandan da arka plandan konuyu ilerletebilirlerdi (bakınız:samurai champloo).Final ise filler ve oldu bittiye getirilmiş havada çokça cevaplanamayan soru da çabası.E tabi dolayısıyla karakter gelişiminden de sınıfta kaldığını söylemek yanlış olmaz

Hele o mephisto aman Allahım.Seri boyunca tek yaptığı şey konuşmak

Danshi Koukousei no Nichijou

Komedisi bana hiç mi hiç hitap etmiyor.İlk 2 bölümde çok sıkıldım sonra zaten yarıda bırakmış bulundum.Sadece jenerik ilgi çekiydi.Çok hatırlamıyorum izleyeli epey oldu muhtemelen yüksek beklentinin kurbanlarından biri

Belki şimdinin kafasıyla izlesem sevebilirim de bilemiyorum

Arakawa Under the Bridge:Konusunun ilk bakışta ilgi çekici geldiği fakat gerek karakterlere gerekse konunun işleniş şekline ısınamadığım akıbetinde yarıda bıraktığım serilerden sadece biri

Nisekoi

Sonsuz harem döngüsü.Olaylar asla nihayete ermez karakterler pişmez.Karakterleri o kadar avel ki koca seri boyunca birbirlerinden hoşlandığının bile farkına varmazlar.Animenin genç azaba kitleleri oyalayıp peşinde sürüklemekten başka bir vasfı olmadığını düşünenlerdenim.Tam bir klişe paratoneri gerçi klişeleri harika işlediği için şikayetçi değilim ama gene de belirtme ihtiyacı duydum

Nyankoi:Çok bir olayı yok nisekoi vol2 işte

Hetalia:Garip olması komik ve sürükleyici olması anlamına gelmiyor.Hakkında detaylı yorum yapabilecek kadar izlemedim bile.Ayrıca o kadar hızlı konuşuyorlardı ki altyazıyı takip etmek tam bir işkence haline dönüşmüştü

Owari No Seraph:Yan karakterler çok arka planda kalmış.Klişe Yuuichiroudan ve beyni vampir dogmalarıyla yıkanmış obsesif Mikaeladan ziyade Shinoanın çok daha fazla ilgimi çektiğini söyleyebilirim.Ayrıca amacından saparak kozmetik beyinlilerce çokça meze olması da kendisinden soğutan etkenlerden

Blade and Soul:Sıkıcı ve hiçbir albenisi yok.Karakterler,çizimler,mekanlar,müzikler kısacası aşağı yukarı hepsi.Daha kendi loreunu dahi açıklamaktan aciz.Oyununu oynamayanlara gökten vahiy falan geleceğini mi sanıyorlar anlamadım gitti.Bundansa boş moeyi yeğlerim en azından göze hitap ediyor.Mesela K-On

Acchi Kocchi:Sırf baş rol(Artık ne kadar baş rol denilebilecekse) fiziksel olarak Konataya benziyor diye başladım başlamaz olaydım.Boş beyinsiz bir romantizm(!) anlayışları var Nisekoidan bile beter

Seitokai Yakuindomo:Neden ecchi değil acaba.Kafayı sadece ecchi ve haremle bozmuş kitleye cuk diye oturuyor oysaki.Tuvalet kağıdı mizahı yok almayayım

Blood-C:Zorlama bir seri.Tek özelliği gore.Belkide önceki serileri izlemediğim için eksiklik bendedir.Bilemedim şimdi

Ore no Imouto ga Konnani Kawaii Wake ga Nai:Evrendeki tüm karaktersizlikleri klozete tıkıp üstüne sanki sifon çekmiş gibi hissiyat uyandırdı.Watamote ile yaraşır bir şekilde aile/çevre diyalogları var.Fakat Watamote de yaşanılan acıma duygusu bunda barınmamakta.Genel olarak masumiyet konsepti hoşuma giden biri olarak irite oldum özellikle okul arkadaşı suretinde hobisinden dolayı en iyi arkadaşını dışlayan üstüne bunu dahi yarım yumalak bilgi ile yapıp cahil olduğunun bile farkında olmayan yarı cahili görünce.Hakkını yemeyelim eğlenceli,belli ölçüde samimi karakterlere sahip ve toplumdaki otakulara yönelik bakışa stereotipleşmeye ucundan değiniyor hani.Ne diyorum biliyor musunuz en iyisi NHK ni Youkoso izleyin

Sakurasou no Pet na Kanojo:Bunun nesini övüyorlar bir türlü anlayamadım.Belki konu açılır akar diye 8.bölüme kadar izledim yok aynı tas aynı hamam.Dahi denilen baş rol vasıfsız bir kuudere olunca bana gelmiyor demek ki.Absürtlük yapalım derken yavanlaşıp klişeleşmişler.Merak uyandırmaktan uzak

Shingeki no Kyojin:Sadece 1.bölümü değerlendirseydik belki güzel diyebilirdim.Eren o kadar alet edevat kullanmayı öğreniyor sonra hop titan oluverdi.Ne anladım şimdi bu eğitimden.Bol bol plot hole da çabası.Tamam çaresizlik yozlaşma vs. anlatılıyor fakat Pixisten gayri hiç mi vasıflı işinin ehli karakter olmaz.Taktik falan hak getire titanların üstlerine atlama ata sporu olmuş durumda.Zorlama ölümler dram falan sunamaz.Akame ga Killden malumunuz

Şaka maka Jean Erenden iyi ana karakter olurmuş.Keşke

Koutetsujou no Kabaneri:Shingeki no Kyojinin daha bir beyinsiz ve bir tutam kadar cyberpunk katılmış versiyonu

Kami nomi zo Shiru Sekai:Animeyi sevdiğimden dolayı bunlarla anmak pek doğru değil fakat Kanon bölümlerinin inanılmaz sıkıcı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 6 ay sonra...

Psycho Pass

Bu animeyi bir türlü beğenemedim. Hatta izleyemedim bile. 3 kere denedim ve en fazla 7. bölüme gelmiştim. Pek çok nokta ve düşünce yapısı bana hitap etmiyor sanırım. Distopya(bence öyledi) da istisnalar elbette olabilir ama pek sevmem.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?