Top O Nerae! Gunbuster ( トップをねらえ! )

Adı: Aim for the Top! Gunbuster

Diğer Adları: Top O Nerae! Gunbuster, Top wo Nerae! , トップをねらえ!, Gunbuster

Web Sitesi: http://www.gainax.co.jp/anime/top/index.html

Yapımcı: GAINAX

Türü: Aksiyon, Macera, Drama, Bilim Kurgu

Temalar: Mecha, Askeri, Uzay, Süper Robot

Bağlantılı Yapımlar: Aim for the Top 2! Diebuster (İlk ovanın sonrasını anlatır), Gunbuster vs Diebuster Aim for the Top! The GATTAI!! Movie (Ovaların tekrar kurgulanıp film formatında topluca sunulmuş halidir)

Konu:

Işık hızına geçebilen ilk uzay savaş gemisi Luxion ve beraberindeki filo, uzayın derinliklerine doğru çıktıkları sefer esnasında o ana değin insanoğlunun hiç bilmediği yabancı bir yaşam formuyla karşılaşır. Bu yaşam formu, elindeki kuvvetler ile filoya saldırarak büyük bir kıyım gerçekleştirir. Bu yenilginin faturası büyük ölçüde, filo saldırısı sırasında kaybolan General Takaya’ya çıkarılır.

Olaydan bir yıl sonra, bu düşman yaşam formunu geri püskürtmek adına RX projesine başlanır. Bu proje kapsamında uzayda savaşmak için pilotlara ihtiyaç vardır ve onları yetiştirmek için okullar açılır. Okinava Bayan Uzay Pilotu Okulu’na kayıt olan General Takaya’nın kızı Noriko Takaya’da babasına küçükken söz verdiği gibi uzaya açılmak istemektedir. Tabi bunun bir sebebi de kalbinde bir yerler de babasının ölmediğine olan inancı yatar. Lakin Noriko, uzayda kullanmak amacıyla üretilen robotları yönetme hususunda pekte başarılı değildir.

Okula yeni atanan ve RX Projesi’nde görevli bulunan Koç Ohta, uzaya çıkması için uygun öğrencilerin listesini yayınlar. Lakin liste herkes için şok etkisi yaratır: Yeteneği ile herkesin bu görev için en uygun kişi olduğuna inandığı okulun biricik Onee-sama’sı Amano Kazumi ile beceriksizliği ve General Takaya’nın kızı olması sebebiyle devamlı hor görülen Noriko Takaya eşleşmiştir…

Yapıma Genel Bir Bakış

Gunbuster, her ne kadar konu itibari ile klişe bir öykü üstüne (Dünya’yı ve insanlığı tehdit eden uzaylı güçler ile savaş) inşa edilmiş olsa da işleniş olarak büyük oranda Noriko’nun, endişelerinin ve kimi saplantılarının (Makineleri kullanmak için yetersiz olduğuna olan inancı ve sonrasında savaşta savaşırsa başarısız olup sevdiklerinin ölmesine sebep olacağı korkusu) üstesinden gelip zihinsel olarak erişkin bir bireye dönüşme öyküsü. Bu bağlamda içerisinde fazla aksiyon barındırmayan ama karakter ve hikâye gelişimi açısından gayet tatminkâr bir ilerleyişe ve sona sahip.

Ova ilk başlarda Noriko’nun bu büyüme süreci üzerinden bir hikâye anlatırken yavaş yavaş insanlık ile onu bakteri gibi görüp yok etmeye programlanmış düşmanının savaşına doğru ilerleyip hem Noriko’nun hem de arka plandaki bu hikâyenin gidişatları ortak bir sonda bağlanıyor.

Aslen insanlık ile gizemli düşmanı arasındaki savaşla birlikte Noriko’nun hayat ile olan korkularını yenip pilot olmaya çalışması özünde “İnsanın ve insanlığın kaderini, gene kendi başına yön verebileceği” mesajını anlatacak şekilde işlenmiş durumda. Son bölümde devamlı dile getirilen “mucize isteği” ve bu dileğin gerçekleşmemesi üzerine çöken umutsuzlukta Noriko’nun “O zaman bir tane gerçekleştirmeye gidiyorum” demesi sadece o anlık karaktere söyletilen bir söz değil. O sözü söyleyecek zihinsel gelişime sahip olana değin, devamlı yeteneksiz olduğuna inanan ve bir bakıma hayatta ne yapacağını tam bilemeyen Noriko’nun nasıl kendine inanıp çok çalışarak kendi kaderini gene kendi ellerine aldığını izlemiş olduğumuzdan, aslında karakterin hareketi ve sözleri o anda “Kaderi ancak ve ancak biz değiştirebiliriz” söylemini arka plandaki hikâye ile birleştirerek “Daha iyi bir gelecek için insanlığın kaderi gene insanların elindedir.” Söylemine dönüşüyor.

GAINAX’ın bu ilk klasiğinin özü sonraki yapımları olan Neon Genesis Evangelion ve Tengen Toppa Gurren Lagann’da da tekrar ediyor. Hatta kimi karakterler diğer yapımlardaki karakterlere ilham vermiş gibi. Tabi burada GAINAX’ı tutup ta önceki yapımlarının kopyasını çıkarıp yeni makyaj ile sunuyor diyemeyiz. Evet, anlattığı temalar benzer olabilir ama bunu gayet farklı tonlarda bulunan anlatımlarda vererek devamlı farklı seyir zevkleri almamızı sağlayarak yapmıştır. Ve bu bağlamda Gunbuster’ın tonu karakter ağırlıklı giden yavaş ama emin adımlar ile sonuna ulaşan bir yapım olması söz konusu.

Yapımdan Notlar:

-Kendileri de birer Otaku olan GAINAX kurucularının ilk amacı anime yapımları arasında karşılaşılan dev robot temalı yapımların bir parodisini sunmaktı. Ama zamanla Noriko’nun hikâyesi daha dramatik hadiselere gebe oldu ve belki de bu sebeple yapımın başarısına katkı sağlandı.

-Noriko’nun hikâyesi 70’lerde tv için yayınlanan tenis temalı Ace O Nerae’nin kahramanı ile belli noktalarda benzerlik gösterir. Ayrıca ana hikâyedeki böcekler ile insanlar arasındaki savaş ile de Robert Heinlein'in Starship Troopers (Yıldız Gemisi Askerleri) adlı kitabını akla getirir.

-Son bölüm siyah beyaz olarak çekilmiştir.

-5. Bölümde Noriko’nun odasında My Neighbor Totoro, Nausicaä of the Valley of the Wind ve Space Battleship Yamato’tun posterleri: 6. Bölümde ülkemizde de yayınlanmış olan ve özel araçlarını kullanarak kurtarma görevlerinde bulunan seçkin bir ekibin maceralarını anlatan kukla şovu “Thunderbirds” ile 78 yapımı “Message from Space” filminin afişleri yer alır.

-Serinin yan karakterlerinden Jung Freud’un ismi psikolog Carl Gustav Jung ile Sigismund Schlomo Freud’un soy isimlerinden gelmektedir.

-Karakter tasarımcısı The Super Dimension Fortress Macross’unda yaratıcılarından olan (Bizde genel olarak Amerikan versiyonu Robotech ile bilinir) Haruhiko Mikimoto’dur.

-Yapımın arka planındaki evreni daha açık bir şekilde anlatmak için hazırlanan 5 (Aslen 6 ama bir bölüm 4+1 ve 4+2 olarak geçiyor) bölümden oluşan 2’şer dakikalık omekalar içerisinde son bölüm olan 5. Bölümde: Amano, Noriko’dan güneş sistemindeki gezegenleri saymasını ister ve Sailer Moon hayranları sıkı dursun, Dünya’dan başlayarak Maskeli Tuxedo , Jupiter, Merkür, Venüs ve Mars savaşçılarının cosplaylerinde gezegenleri tanıtmaya başlar, bölümün sonunda Ay savaşçısına benzeyen bir kılığa bürünür.

-2004 senesinde Gunbuster’ın devamı niteliğinde 6 bölümlük Diebuster yapılmıştır.

2004 versiyonunu daha bitiremedim,hala devam ediyor fakat ben yorumumu zaten tanıtımın da ait olduğu, '88 yapımı olan bu Ova'ya göre yapacağım;

İlk bölümde mecha savaşına o kadar odaklanmışım ki okuldaki kızların çalışmasının olduğu sahneye geçince çok şaşırdım açıkçası,sonrasında da sadece kızlardan kurulu bir okul olduğu temaya sahip oluşu aklıma gelince gayet doğal bir şey diye düşündüm, çok aşırı mecha seri izlemişliğim yok öncelikle bunu belirtmek isterim ama yine de mecha değerlendirmek için yeterli olduğu kanısındayım.

Savaşların genelinde kızların yer aldığı hoş bir mecha aslında, gözümüzün devamlı erkek potansiyeline sahip olan mechalar görmeye alışkın olduğu bir dönemde bayanların çoğunluk,erkeklerin azınlık olduğu bir mecha izlemek oldukça keyifliydi hele de eski serileri sever biri olarak bu Ova'yı severek izlediğimi belirtmem gerek.Özellikle de Kazumi karakteri kendini sevdiriyor ya da bana sevdirdi

Bir tek eskikliği vardı o da her Ova'da yaşadığımız 1-2 olayın derinine inilememiş oluşuydu,sahip olduğu bu eksiklik dışında konu itibariyle dolu dolu geçen bir yapım benim görüşüme göre,sonu da oldukça iyiydi,Kazumi ve Noriko'nun o ışık kümelerini görüş anında ben de en az onlar kadar sevinç yaşadım...

İzlenmeye değer bir kişiliğe sahip olan,Jung'un diyalogları da gerçekten de keyif vericiydi, öyle bir karakterin varlığı da böyle bir yapıma kesinlikle renk katıyordu.

Aslında Squaw, hikaye her ne kadar kadın pilotlar üstünden gitsede erkeklerin ağırlığı alttan alta verilmiş durumda. Noriko’nun uzay pilotu olmasındaki ana sebepte babasına olan sevgi ve özlemi yatıyor. Koç Ohta ise Noriko’nun bu amacı için, insanlığında geleceği için de tabi, bu dileği gerçekleştirmesinde ona yön veriyor. Smith karakteri ile olan ahbaplığı sonucu ise hem biraz yalpalıyor hem de amacına ulaşması için daha da uğraş veriyor. Hatta tehlike anında, kendi başarısı için iki erkekten onun yanında olmaları adına dua ediyor.

Kazumi karakterinin öncelerde, Noriko’ya olan olağan güvensizliği (Haksız sayılmaz tabi, makinalarda 1 ay eğitim almış 1. Sınıf öğrencisiyle uzaya çıkma fikri gariptir.) sebebiyle eh işte her şeyi biliyorum havalarına giriyor diye biraz antipatik gelmişti. Ama durup düşününce ona hak vermeden de edemedim.

Jung’un için fazla söze gerek yoktur sanırım. Özgür, deli dolu, kendine has...

Dikkat ettiysen serideki hiçbir insan tam olarak kötü değil sadece bulundukları konumda görevlerini en iyi şekilde yerine getirmek için uğraş veriyorlar. Ama inançları eksik, sadece olması gereken yapılmalı mantığı ile hareket ediyorlar. Noriko onlar için, mucize gerçekleştiren oluyor. İmkansızı başarınca, onun yoluna devam etmesine izin veriyorlar. Tek kuşkuları sadece görevin başarılamaması hususu o kadar.

İlk izlenim;

Tetsujin 28 ve Getter Robo'yu andıran dizaynları, şaşırtıcı iç mekanik ve kokpit detaylarıyla RX-7'lere bayıldım.

http://www.toponeraegunbuster.com/Gunbuster-RX7.html