Serial Experiments Lain hakkında ne düşünüyorsunuz?

Serial Experiments Lain gibi ağır bir sembolizma içeren,karmaşık bir kurguya ve PKD gibi bir altyapıya sahip anime hakkında ne düşünüyorsunuz?

ＬＥＴ’Ｓ ＡＬＬ ＬＯＶＥ ＬＡＩＮ

Bu Lain ile Boogiepop Phantom abartı bence, bu çabalamalar nedir öyle..."Söylemek istediği de, demek istediğini söyle" bu düstur ile anlatmaya çalışsalardı animede konuyu, bir şeye benzeyebilirdi.

Bu Lain ile Boogiepop Phantom abartı bence, bu çabalamalar nedir öyle..."Söylemek istediği de, demek istediğini söyle" bu düstur ile anlatmaya çalışsalardı animede konuyu, bir şeye benzeyebilirdi.

Söylemek istediğini direk anlatsaydı insanlarda muhtemelen ne bu etkiyi,i bırakır,ne de bu türe ait olurdu.Dementia yapımlar şu sözü kendilerine kural gösterirler.

"Kendi aklını kullanma cesaretini göster."

Söylemek istediğini direk anlatsaydı insanlarda muhtemelen ne bu etkiyi,i bırakır,ne de bu türe ait olurdu.Dementia yapımlar şu sözü kendilerine kural gösterirler.

"Kendi aklını kullanma cesaretini göster."

Böyle bir cevap geleceğini tahmin etmiştim. Sıradışı, anlaşılmaz olma çabaları yazarı zeki göstermiyor veya eseri şaheser yapmıyor, öyle bir çabası yoksa bile o algıyı yarattıyor bu animeler bende.

Ayrıca dementia serileri severim ve özellikle bu türün eserlerini araştırmıştım bir ara, evangelion abartısı içinde baya yazmıştım başka yerde. Perfect Blue, Nekojiru-sou, Mind Game, Tenshi no Tamago yukarıda bahsettiğim ikisinden daha iyiler bana göre,

Halbuki benzeri olan Texhnolyze animesi favorilerim arasında:q015: Aslında zevkler ve renkler meselesi birazda:cicek1:

Böyle bir cevap geleceğini tahmin etmiştim. Sıradışı, anlaşılmaz olma çabaları yazarı zeki göstermiyor veya eseri şaheser yapmıyor, öyle bir çabası yoksa bile o algıyı yarattıyor bu animeler bende.

Ayrıca dementia serileri severim ve özellikle bu türün eserlerini araştırmıştım bir ara, evangelion abartısı içinde baya yazmıştım başka yerde. Perfect Blue, Nekojiru-sou, Mind Game, Tenshi no Tamago yukarıda bahsettiğim ikisinden daha iyiler bana göre,

Halbuki benzeri olan Texhnolyze animesi favorilerim arasında:q015: Aslında zevkler ve renkler meselesi birazda:cicek1:

"Böyle bir cevap geleceğini tahmin etmiştim. Sıradışı, anlaşılmaz olma çabaları yazarı zeki göstermiyor veya eseri şaheser yapmıyor, öyle bir çabası yoksa bile o algıyı yarattıyor bu animeler bende."

Böyle bir şeyi kastetmedim ben.Yeterince açık yazmadığım için yanlış anladınız.Benim kastettiğim bir fikir veya düşüncenin direk olarak size verilmesi durumunda bu düşünceyi yeterince kavrayamadığımız(Her eser için bunu söyleyemem),anlamaya çalışmadığımız ve herşeyden öte bu düşünceye yeterli önemi vermediğimiz.Bu düşüncelere kendi fikrimiz ve değerlendirmemiz ile varınca çok daha farklı bir anlam kazanıyor ve bir nevi yazar sana kanıtlarıyla sunuyor.Fakat bunu hiç düşündürme,anlamaya çalışma ve çözme kaygısı olmadan anlatınca bu sendeki anlamını kaybeder çünkü anlamak için hiç uğraşmadın yazarın anlatmaya çalıştığı şeyi.Tabi burada kastettiğim şeyin kurgu olmadığını bilmeni isterim.Dementia yapımlardaki kurguyu belli bir kesim sevebildiği gibi belli bir kesim sevemez.Şahsen benim bu tarz bir kurgulama hoşuma gider ama sevmeyeni de vardır.Ama bu cümlede anlattığım şey kurgu değil anlatılan düşüncedir.

O cümleyi yazarken senin yazdığın cümleden Dementia yapımları sevmediğini düşündüğüm için sana Dementia yapımlardaki mantığın ne olduğunu anlatmaya çalışıyordum.Lain'i savunmak değildi amacım.Ama gördüğüm kadarıyla seni yanlış anlamış ve Dementiaları eleştirdiğini sanmışım.Ama anladığım kadarıyla gayet de biliyorsun mantıklarını.

Sana bir sorum olacak,Neden Lain'i sevmiyorsun?Biraz sebepleriyle,gerekirse spoiler vererek açıklayabilir misin?

Net dünyasının ileride ulaşabileceği gücü gösteriyor, bu bilinen ve tahmin edilen bir şey artık günümüzde(Tabii lain'a bakınca daha uçuk geliyor, japonların tanrılaşma hezeyanlarını buradda da gmrüyoruz ama başka türlüde etki bırakamaz) belki bu yüzden sarmamıştır beni, ghost in the shell etkisi altında kalmış birazda Tabii lain anlatım şekli ile öne çıkmaya çalışmış, felsefe yapmış kendi çapında (Mindfuck)

Net dünyasının ileride ulaşabileceği gücü gösteriyor, bu bilinen ve tahmin edilen bir şey artık günümüzde(Tabii lain'a bakınca daha uçuk geliyor, japonların tanrılaşma hezeyanlarını buradda da gmrüyoruz ama başka türlüde etki bırakamaz) belki bu yüzden sarmamıştır beni, ghost in the shell etkisi altında kalmış birazda Tabii lain anlatım şekli ile öne çıkmaya çalışmış, felsefe yapmış kendi çapında (Mindfuck)

Aslında ben de Lain'i bitirdiğimde ilk düşündüğüm şey Ghost in The Shell'e ne kadar benzediği idi.Ama sonra GiTS'de ki konseptin bir benzerini 2001:Bir Uzay Macerası adlı filmde de görünce bunu çok da dert etmemeye karar vermişdim.Ama öte yandan bu animeyi asıl sevmemin nedeni yalnızlık ve gerçeklik temasını kendince bir yorım katarak anlatmasıydı.

Kendi fikrimi belirtmek istedim bu konuda.

Net dünyasının ileride ulaşabileceği gücü gösteriyor, bu bilinen ve tahmin edilen bir şey artık günümüzde(Tabii lain'a bakınca daha uçuk geliyor, japonların tanrılaşma hezeyanlarını buradda da gmrüyoruz ama başka türlüde etki bırakamaz) belki bu yüzden sarmamıştır beni, ghost in the shell etkisi altında kalmış birazda Tabii lain anlatım şekli ile öne çıkmaya çalışmış, felsefe yapmış kendi çapında (Mindfuck)

Yalnız o zamanların teknolojisinin bulunduğu şekli düşününce 12'den tutturmamışlar mı sence de? Gelecek konusunda o yıllarda çok yapım vardır ama pek azı bu derece nokta atışı yapabilmiştir. Lain'in girdiği psikolojiyi bile bu dönemlerde daha yeni yeni derslerde görüyoruz biz.

En basitinden ben Lain'i ilk izlediğimde Samsung e250 asrın telefonuydu, tarayıcıdan 10 dakikada bir sayfa yükleyince mutlu oluyorduk.

Ha bu arada, Texhnolyze ve Lain'in yazarı aynı kişidir.

Yalnız o zamanların teknolojisinin bulunduğu şekli düşününce 12'den tutturmamışlar mı sence de? Gelecek konusunda o yıllarda çok yapım vardır ama pek azı bu derece nokta atışı yapabilmiştir. Lain'in girdiği psikolojiyi bile bu dönemlerde daha yeni yeni derslerde görüyoruz biz.

En basitinden ben Lain'i ilk izlediğimde Samsung e250 asrın telefonuydu, tarayıcıdan 10 dakikada bir sayfa yükleyince mutlu oluyorduk.

Ha bu arada, Texhnolyze ve Lain'in yazarı aynı kişidir.

Bu konuda onlardan önce 12'den vuran, Ghost in the Shell ve Armitage III animeleri var, bu yüzden o konuya girmedim. Hatta onlarında esinlendikleri William Gibson - Neuromancer kitabı var. Dünyada bu konuyla ilgili hiçbir şey yokken adam 1984 yılında böyle bir kitap yazmış. Ondan da önce. Philip K. Dick'in eserleri...

Ghost in the Shell hayranı olduğunum için bir ara bakınmıştım.

Lain ve GiTS'in "odak noktası" az çok aynı olsa da aslen vurgulamak istedikleri şeyler ve bunları işleyiş tarzları birbirinden o kadar farklı ki aslında. İkisinin insanın ağzında bıraktığı tatlar birbirinden çok çok farklı bana göre.

Onu geçelim. Sırf bir anime bunu çok iyi yaptı diye, diğer yapanları görmezden mi gelmeliyiz? Günümüzde Uzay filmi dediğimizde tek geçtiğimiz bir film yok mesela değil mi? İnsanın aklına birden fazla kült film geliyor. Lain'in de bunlardan biri olmasını neden kabul etmeyesiniz ki? Kimse onu tahta oturtmuyor zaten.

Başlıkla ilgili. Lain'in de, Boogiepop'un da mesajı bana göre yeterince açıktı. Sadece doğru bakış açısını yakalayabilmeniz gerekiyor. Bu da genelde bir kez izlediğinizde olmaz, anime sizi bir kez daha kendini izletmeye sevk eder. Kimisi de bu hissi sever, bir şeyin içindeki mesajı ikinci kez izlediğinde görebilmek hoşuna gider. "Birinci izlediğimde niye göremedim, aslında ne kadar da açıkmış her şey" diye şaşırmayı sever. Dementia'nın özü aslında biraz da budur. İlk izlediğinde elde ettiğin parçaları, ikinci izlediğinde müthiş anlamlandırırsın vesaire.

SEL:\Wired\Carl Gustav Jung>

open "[url="https://en.m.wikipedia.org/wiki/Collective_unconscious"]collective unconscious[/url]"

exit

"Hatırlandığın kadar varolmak" sözüyle ilgilenenlere...

Animenin türlerinden biride "Anlaşılmamak", çımki anlaşılır olursa yazar'ın havası olmaz. Lain ve Boogiepop animesinin türü arasına "Komedi" de eklenirse, o zaman millet işin esprini anlar.

Yazarın sembolizmi, anlatmak istediklerini ama anlatamadıklarını ve düşündüklerini anlamaya kafa yormaz millet. Halbuki kolay ve anlaşılır şekilde anlatmak varken, ressam burada ne anlatmak istiyor havasından solumak istiyorlar.

Diyeceğim o ki, hiç kafa yormaya değmez. Ancak züğürt tesellisi gibi çenemizi yorarız.

Philip K. Dick, William Gibson, Platon ve Aristo güzelce açıklamış. Bunlarda açıklayamamış ve kafa ütülemişler.

Yok düşününce ve dikkatli izleyince çok güzel anlatmışlar, adamlar aşmışlar modunda takılmak isteniyorsa farklı tabii. O zaman şaheser etiketi yapıştırabilir isteyen, göreceli.

Animenin türlerinden biride "Anlaşılmamak", çımki anlaşılır olursa yazar'ın havası olmaz. Lain ve Boogiepop animesinin türü arasına "Komedi" de eklenirse, o zaman millet işin esprini anlar.

Yazarın sembolizmi, anlatmak istediklerini ama anlatamadıklarını ve düşündüklerini anlamaya kafa yormaz millet. Halbuki kolay ve anlaşılır şekilde anlatmak varken, ressam burada ne anlatmak istiyor havasından solumak istiyorlar.

Diyeceğim o ki, hiç kafa yormaya değmez. Ancak züğürt tesellisi gibi çenemizi yorarız.

Philip K. Dick, William Gibson, Platon ve Aristo güzelce açıklamış. Bunlarda açıklayamamış ve kafa ütülemişler.

Yok düşününce ve dikkatli izleyince çok güzel anlatmışlar, adamlar aşmışlar modunda takılmak isteniyorsa farklı tabii. O zaman şaheser etiketi yapıştırabilir isteyen, göreceli.

Benim anlamadığım şey şu.Sen Lain'i sembolizm ağırlıklı kurgusu altında aslınsa çok basit bir konu taşıdığı ve defalarca işlenmiş bir temaya sahip olduğu için mi kötülüyor ve bizi de azıcık sembolizm görünce etkilenen,havalı hissetmek ile mi suçluyorsun?Yoksa yapım Dementia olduğu için,basit bir kurguya sahip olmadığı için mi yapımı suçluyorsun?Çünkü biraz belirsiz de mesajların.Dementia seven birisi bir yapımı anlaşılmaz olmakla suçlamaz gibime geliyor.Herhalde yanlış anladım.

Boogiepop Phantom ve onun kadar olmasa da Serial Experiments Lain ve Ghost in the Shell'i ne kadar sevdiğimi bilenler bilir. Haliyle sırf Boogiepop Phantom'un ismi geçtiği için uzunca bir şeyler yazasım vardı ama :

Philip K. Dick, William Gibson, Platon ve Aristo güzelce açıklamış. Bunlarda açıklayamamış ve kafa ütülemişler.

şeklindeki yorumu okuyunca he deyip geçmeye karar verdim şahsen.

Boogiepop Phantom ve onun kadar olmasa da Serial Experiments Lain ve Ghost in the Shell'i ne kadar sevdiğimi bilenler bilir. Haliyle sırf Boogiepop Phantom'un ismi geçtiği için uzunca bir şeyler yazasım vardı ama :

şeklindeki yorumu okuyunca he deyip geçmeye karar verdim şahsen.

Haklısın bende boogipop ve lain'in yaptığı aynı şeyi yaptım, şimattaaa:011:

Ne demek istedim o paragrafta söyler misin hacoli, ne anladığını merak ettim. Aristo ve Platon'un bu 2 animenin konusuyla ilgisi ne sence:cicek1:

Bence cevap verme boşver, bu yazdığınla daha cool ve zeki gözüküyorsun.

Bi kere Lain'in ayıcıklı pijaması yeter. Çünkü o bizim kız kardeşimizdir. İlgi görmek anlaşılmak ister. Ve dünyası biraz karışıktır. Matrix veya S.E.L. veyahut da gits gibi serileri ardarda izleyince bir bıkkınlık oluştuğu doğru konu bakımından. Ama araya 3 er yıl kor öyle izlerseniz çok tatmin edici sonuçlar alabilirsiniz. Ayrıca teori çok hoşuma gitti:'Günün birinde hepimiz beynimizdeki sinapslar gibi tepki vereceğiz' biraz araştırınca o olayları harbiden lan diyorsun )

Lain'in ne kadar iyi olduğu veyağı bir şaheser olup olmadığı bana kalırsa tamamen öznel kaçıyor, "underrated" denilecekse ilk soru "Hangi izleyici kitlesine göre?" olmalı.

SEL'in amacı izleyen kişinin izlerken zevk almasından çok düşündürmek ve içindeki sembolizm denebilir. Bunu beğenip beğenmemek, veyatta bir animeyi böyle bir konu için izleyip izlememek tamamen kişiye kalmış.

Tabi genel olarak tüm anime görüşleri için subjektif denebilir ama bir insanın bir animeyi animasyonu, seslendirmesi veya karakterleri vesaire yüzünden sevmemesi ile Lain'in sevilme ve sevilmeme sebepleri genel olarak farklı. GiTS gibi yapımları seven birinin Lain'i sevmesi doğal olacaktır, ancak animeleri slice-of-life hissi veya aksiyon için izleyen birinin sevmesi beklenemez, çünkü izlerken aradığı şeyi bulamayacaktır.

Rastgele bir bilgi olarak, Ueda Lain hakkındaki bir röportajında Lain'in bir yapılma amacının da: Amerikanların Japonlarla arasındaki kültürel farktan dolayı Lain'i Japonlar gibi anlamamasını, böylece düşünce çatışması olmasını ve kültürlerin birbiriyle kaynaşmasını umduğunu söylemiş. Ancak Amerikanların Lain ile ilgili görüşlerinin Japonlarla aynı olduğunu öğrendikten sonra şaşırmış -ve biraz hayal kırıklığına uğramış-