Bakayalo 10 Nisan 2016 Share 10 Nisan 2016 [bimgx=640] http://i.imgur.com/rtSfDYq.jpg[/bimgx][WRONG]Uçan Cadı[/WRONG] Flying Witch [fieldset=Konu]Cadılık geleneklerine göre 15 yaşına gelen cadının kendi hayatını kurup kendi ayaklarının üzerinde durmayı öğrenmesi gerektiğinden, aklı bir karış havada genç cadı Makoto (♀), kara kedisi Çito ile birlikte Yokohama'daki (Tokyo'nun biraz güneyi) evinden ayrılır ve Aomori'de (Japonya'nın ana adasının Hokkaido'ya bakan en kuzey ucu) yaşayan, çocukluğundan beri görmediği akrabalarının yanına yerleşip oradaki bir liseye yazılır.[/fieldset] Hikâye çoğunlukla Makoto ile akranı olan kuzeni Kê (♂), küçük kuzeni Çinatsu (♀) ve sınıf arkadaşı Nao'nun (♀, afişteki açık kumral) hafiften fantastikleşen gündelik hayatlarından kesitler anlatıyor. İlk bölümde yalnızca bu karakterleri gördük, fakat ilerleyen bölümlerde, afişte de biri (♀, beyaz saçlı) görünen yan karakterlerin eklenmesiyle başka atraksiyonlar da çıkıyor. Kodansha'nın karanlık fantezi ağırlıklı aylık manga dergisi Bessatsu Shōnen Magazine'de iki ayda bir yayımlanan manga, hafif ve dingin tarzıyla onca olaylı hikâye (Aku no Hana, Sankarea, Shingeki no Kyojin, Arslan Senki, Shinsekai yori...) arasında bir rahat nefes sunmaya üç buçuk yıldır devam ediyor. Ne yalan söyleyeyim, ikinci bölümünden başlayıp bir müddet büyük bir zevkle okduğum manga bana bir noktadan sonra -iki bölüm arasında iki ay beklemenin de etkisiyle- fazla düşük tempolu geldiğinden, okumayı bırakmıştım. Animesine de uzun süre takip etmekten duygusal bağ kurduğum karakterlerinin hatırına şans verdim. Ama ilk bölüm itibariyle hayli olumlu bir şaşkınlık içindeyim: JC Staff işini hakikaten iyi yapmış. Hakkından bile belki fazlasını vererek animeye uyarlıyorlar mangayı. Mangada ancak tebessüm ettiren birçok sahne; seslendirmenin, ses efektlerinin ve tabii ki animasyonun katkısıyla animede kahkaha attırdı bana. Görsellik özellikle harika, gerek arka plan çizimleri gerekse karakter çizimleri ve animasyonlarıyla. İlk bölümde iki defa başvurulan "sınırına kadar sündürme" diyebileceğim taktik de (komik bir durumu uzun süre göstererek insanı kahkaha stoku bitinceye kadar güldürme taktiği diye tarif edersem anlaşılır sanırım) çok yerinde uygulanmış. Riskli bir taktiktir, rastgele uygulandığında (misal: Family Guy) beni fena hâlde iter. Burada hem animenin tek numarası bu olmadığından, hem tam "kahkahamı bitiremeden gündelik hayata döndüler, diyalogu kaçırdım" diyeceğim yerlerde uzatıp doya doya güldürdüğünden, hem de animasyonun ve ses efektlerinin katkısı sayesinde çok zevk aldım iki sahneden de. Anime başlamadan önce, ilk bölümüne şöyle bir bakarım diyordum, gerisini izleyeceğimi sanmıyordum; ama bu ilk bölüm epey sağlam geldi, bu ayarda giderse kesinlikle devam ederim. Son olarak, atmosferi algılayamayan bazı izleyicilerce merak edildiğini gördüğüm iki soruya cevap vereyim. İlk bölümü beğenenler ve devam etmeyi düşünenler için çok küçük bir spoiler değeri belki olabilir; ama manganın ve animenin türlerine baktıklarında zaten bu kadarını öğreneceklerinden, -normalde anime tartışma konularında mangadan spoiler kutusu içerisinde de olsa bahsedilmesine karşı olmama rağmen- bu kadarcığını yazmamda sakınca olmayacağını düşünüyorum: Sıfır romans, sıfır harem. Alakası bile yok. Hafiften fantastik (ne de olsa ana karakter cadı ve hikâye onun bir nevi stajyerliğine odaklanıyor), yer yer kahkaha attıran, çoğunlukla tebessüm ettiren, hafif bir gündelik hayat hikâyesi izleyeceksiniz. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
tabibitosan 10 Nisan 2016 Share 10 Nisan 2016 Şu beyaz saçlı biraz korkutuyor beni, çok boş konuşan biri gibi duruyor. Onun dışında güzel bir gündelik hayat animesi olacak gibi geliyor. İlk bölümün çıktığını öğrendim böylece, izleyeyim bakalım. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
suke 10 Nisan 2016 Share 10 Nisan 2016 İlk olarak anime chart'ında görmüştüm, karakter tasarımları ilgimi çekmişti ama pek gündelik tip seriler izlemediğimden bunu da izlemeye niyetim yoktu ama bakayalo'nun tanıtımı sonrası merak edip ilk bölümü izledim. Bunda cadılara karşı özel ilgim olmasının da payı var tabi. Bu tarz gündelik yaşamı anlatan animelerde karakterlere aşırı moe tavırlar sergiletilip animeye prim yaptırılmaya çalışılır. Bu beni gerçekten rahatsız ediyor, çünkü o serilerin tamamı bana göre boş, zaman kaybı seriler. Flying Witch'in ilk bölümünde bunu göremedim ve çok sevindim. Çok dinlendirici bir anime olmuş, gerek müzikleri gerek hafif esprileri ile izleyiciyi fazla bir beklentiye sokmadan sakin bir yolculuğa çıkaracak gibi görünüyor. Baş karakterimiz pek bir tatlı, hime-cut stili saçlı karakterlere özel ilgi duyarım, kişiliği de sıkıcı değil, biraz saftirik ilk bölümde görüldüğü üzere, bu yüzden hoşuma gitti. Kei'nin sesini beğendim, seiyuu'sunun ilk çalışmasıymış bu arada, yeni seslendirme sanatçılarına animelerde bir süredir sıklıkla yer veriliyor. Bu bazen ters tepiyor benim için, ama bazen de böyle farklı ve değişik sesleri karaktere tam oturtuyorlar, bu da güzel bir şey. Serinin son zamanlarda yine sıklıkla karşılaştığımız yuri bazlı bütün karakterlerinin hatunlardan oluştuğu bir seri olmaması da çok büyük bir artı benim için. You will never have a witch friend who gives you a mandrake as a gift. ;_____; Nyoron~~ Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
cakiphan 10 Nisan 2016 Share 10 Nisan 2016 @suke Bu sezonun moelerinde bile öyle aşırı bir moe yoğuşması yok. Pek sevdim bu sezonu Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CloudT 11 Nisan 2016 Share 11 Nisan 2016 Sezona ait beklediğim serilerden biriydi ve ilk bölüm yeterince iyiydi. Zaten söylenebilecek çok fazla söz kalmamış, geriye aynı lafları evirip çevirip farklı şekillerde sunmak kalacak gibi görünüyor... Bunun yerine kısacası izlemenizi tavsiye ediyorum lâkin türlere ve kurgunun uyarlanış biçimine dikkat edin. Eğer hitap etmiyorsa boşuna izlersiniz ama benim açımdan nokta atışı olmuş. Heyecanla yeni bölümleri bekleyeceğim. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
suke 27 Nisan 2016 Share 27 Nisan 2016 Bölüm 3 Ay tattattattah Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CHOBiTS 11 Mayıs 2016 Share 11 Mayıs 2016 İlk bölümü izledim devam edeceğim ama bir türlü sıra gelmedi doğrusu. Mangasını da ilk bölümden sonra takip edememiştim doğrusu. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Burak 17 Mayıs 2016 Share 17 Mayıs 2016 Tam bir slice of life animesi diyebilirim. Öyle aman aman bir sürükleyicilik aramıyorsanız, zaman geçirmek istiyor ve izlerken yüzünüzde hafif bir tebessüm oluşmasını istiyorsanız kesinlikle izleyebilirsiniz. P.S: Bu arada ana karakter Makoto ile Bakuman animesindeki Azuhi Miho karakterini birbirine inanılmaz benzetiyorum. Resimlerine isimlere bağladığım nicklerden bakarak yorum yapabilirsiniz, böyle düşünen tek kişi ben olmamalıyım Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Önerilen İletiler
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap