Jump to content
  • Kayıt Ol

Re:Zero kara Hajimeru Isekai Seikatsu


bLueeekun

Önerilen İletiler

Arttırıyorum bu sefer de tabibi haklı. :011: Gelişim Subaru için oluyor, diğerleri sadecce bir araç. Zaten Subaru kralda olucak, daha ne istiyonuz. :@:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ben katılmıyorum. Mavi saçlının' date=' Priscilla'nın, yeşil saçlının pek farkı yok bence. Yeşil saçlı düzgün kız gibi duruyor ve daha çok göründü o nedenle böyle düşünülüyor. Hiçbirine derinlemesine bir şeyler söylemediler. Amaçlarını duyduk, biraz kişiliklerini gördük o kadar. Subaru yardım isterken en saçma yaklaşım Priscilla'nınkiydi, sonra yeşil saçlınınki. En anlamlı hamleyi mavi saçlı yapmıştı. Artık şu fanservisti, eççiydi falan muhabbetleri duymaktan sıkıldım. Anlamsız yahu. bu animede abartılacak noktada neredeyse de yok zaten. Varsa da %100 lük kısımda %10luk yer bile kaplamaz.[/quote']

Bi karakterin sırf satsın diye mi yoksa gerçekten o hikayede yer etsin diye mi yapıldığını ayırt edecek kadar yapım okuduğunu/izediğini düşünüyorum Kudo. O yüzden olayın "ecchi" olmadığını fark etmiş olman lazım. Bir karakterin seride ağırlığını basması için illa böyle satış noktaları üzerinden oynamasına gerek yoktur, Rom'un bile bir karakteri var gelip Felt'i kurtarmaya çalıştığı için. Böyle içi boş karakterlere tepki göstermek, sırf karakter dişi olduğu için ecchiye laf etmiş olmaktan ziyade yazarın yeteneksizliğine sitem etmek oluyor bilgine.

Edit: Ayrıca Crusch'a çok laf etmiyorum geçenlerde bunun onun arcı olduğunu görmüştük zaten. Chibi kızın bile kendince bi hedefi olduğu, ağırlığı olduğu gayet belliydi. O kadar adamıyla gezmesi, ettiği sözler ve verdiği laflarla bomboş bir karakter olmadığı şimdiden belli. Bir de arcına gelince acaba neler göreceğiz insan merak ediyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Eççiyi genel tüm animelerdeki muhabbetlere ithafen kattım araya. Senin bahsettiğin fanservis("fan kitlesine servis", "ekrana oynayan") kısımları burayla ilgili. O nedenle eççiden bahsetmeni, kendimi anlatamadığıma bağlıyorum. Yine de bu konulardan bahsetmek kendini tekrarlamak başka bir şey olmuyor. Anlamsız. Her şey ortada zaten. Anime dünyası belli zaten. Yazara ayrıyeten yuh denilecekse denir ona laf yok zaten, istenildiği kadar sitem edilir.

Bahsettiğimiz karakterin, diğer ikisiyle(mavi ve yeşil) pek farkı olmadığını yineliyorum. Çünkü bize gösterilenlerde derinlik yoktu. Şimdilik ikisi Pri'den biraz daha önde. Ama onun arcının gelmesi de muhtemel sonuçta. Bu arada yeşil saçlı da mavi saçlı da kendince fanservisi olan spesifik karakterler. yeşil saçlının ön planda olduğu kısımlarda da her harekette belliydi kitleye yönelik girişimler. Aynı şekilde mavi saçlı için e geçerli. Bunlara ben dolu demem/diyemem. Sadece ortalama derim. Hatta Reinhard bile bütün özellikleriyle spesifik, klişe servis karakter ama boş değil. Ama ovv süper yahu diyeceğimiz boyutlarda da, ana karakter dahil, anlamlı zeka ürünü hiçbir karakter de yok.

Bir kere şunu söyleyeyim pri'yi ve mavi saçlıyı haklı bulmuyorum öncelikle. Daha önce söyledim pri'nin yardım isteme sahnesi aşırı kötüydü/saçmaydı.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Benim doluluktan kastım en azından kendi düşünceleri olan, amaçları olan karakterler gibi bir şey. Crusch'un bir sürü diyalogu oldu ve hepsinde Subaru'ya akıl verici şeyler vardı (önceki bölümde Felix'li sahne + Rem sahnesi + arkaplanda yaptığı satın alım işlemleri). Chibi kız da yine kendi emellerini gerçekleştirirken Subaru'ya akıl verenlerden biri oldu, olmadı mı? Subaru o karakterden lafları yemese, bölüm sonundaki abileri kandırmayı akıl edemezdi. Peki Priscilla ne yaptı? Yazarın elinde tıpkı diğer karakterler gibi ona da yazabileceği güzel bir sahne varken bunu ayak öptürme ve üzerine "korkunç" sinirlenme sahnesine harcadı. Sitem edilen kısım tam olarak burası. Bu tüm seriye yorulacak bir şey değil, her sahneyi böyle yapmıyor ki bu adamlar.

Kraliyet gününde tanıtıldıkları zaman hepsi boş laftan ibaret karakterlerdi bunlar. Kendilerini tanıttılar ama o lafların izleyici gözünde hiçbir manası yoktu. Ama şu an 2 tanesi hakkında yorum yapabileceğim içi dolu sahneler varken, Priscilla hakkında bi tane düzgün bi sahne sayabiliyor muyuz kaç bölümdür? Elmanın ne olduğunu bilmiyormuş, dünyanın sırf onun yüzü suyu hürmetine yaratıldığını düşünüyormuş ve bir de erkeğin önünde onurunu yere atmasını sevmiyormuş. Bu karakter nasıl olacak da ileride iş görür hale gelecek merak ediyorum, umarım öylece geride unutulup gitmez. Tasarımına yazık.

Reinhard'sa başta çok havalı vs diye tanıtılan ama aslında hiç de sanıldığı gibi olmayan kendi halinde bir şövalye çıktı. İlk bölümde biz onu sanki böyle her şeyin lideri gibi, çakı gibi bir karakter görmüştük ama şu an kraliyetteki diğer şövalyelere bakınca inanılmaz pasif kalıyor. Bu bile bir "değişim" benim gözümde. Eğer bu karakteri de harcarlarsa, bana bi izleyici/okuyucu olarak yine sitem etme hakkı doğar. Kendimizi ne kadar tekrar ediyorsak, demek ki yapımda ters giden o kadar çok şey var demektir. Yorumları haftalık yaptığımızı unutmamak gerek.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Benim doluluktan kastım en azından kendi düşünceleri olan, amaçları olan karakterler gibi bir şey. Crusch'un bir sürü diyalogu oldu ve hepsinde Subaru'ya akıl verici şeyler vardı (önceki bölümde Felix'li sahne + Rem sahnesi + arkaplanda yaptığı satın alım işlemleri). Chibi kız da yine kendi emellerini gerçekleştirirken Subaru'ya akıl verenlerden biri oldu, olmadı mı? Subaru o karakterden lafları yemese, bölüm sonundaki abileri kandırmayı akıl edemezdi. Peki Priscilla ne yaptı? Yazarın elinde tıpkı diğer karakterler gibi ona da yazabileceği güzel bir sahne varken bunu ayak öptürme ve üzerine "korkunç" sinirlenme sahnesine harcadı. Sitem edilen kısım tam olarak burası. Bu tüm seriye yorulacak bir şey değil, her sahneyi böyle yapmıyor ki bu adamlar.

Kraliyet gününde tanıtıldıkları zaman hepsi boş laftan ibaret karakterlerdi bunlar. Kendilerini tanıttılar ama o lafların izleyici gözünde hiçbir manası yoktu. Ama şu an 2 tanesi hakkında yorum yapabileceğim içi dolu sahneler varken, Priscilla hakkında bi tane düzgün bi sahne sayabiliyor muyuz kaç bölümdür? Elmanın ne olduğunu bilmiyormuş, dünyanın sırf onun yüzü suyu hürmetine yaratıldığını düşünüyormuş ve bir de erkeğin önünde onurunu yere atmasını sevmiyormuş. Bu karakter nasıl olacak da ileride iş görür hale gelecek merak ediyorum, umarım öylece geride unutulup gitmez. Tasarımına yazık.

Reinhard'sa başta çok havalı vs diye tanıtılan ama aslında hiç de sanıldığı gibi olmayan kendi halinde bir şövalye çıktı. İlk bölümde biz onu sanki böyle her şeyin lideri gibi, çakı gibi bir karakter görmüştük ama şu an kraliyetteki diğer şövalyelere bakınca inanılmaz pasif kalıyor. Bu bile bir "değişim" benim gözümde. Eğer bu karakteri de harcarlarsa, bana bi izleyici/okuyucu olarak yine sitem etme hakkı doğar. Kendimizi ne kadar tekrar ediyorsak, demek ki yapımda ters giden o kadar çok şey var demektir. Yorumları haftalık yaptığımızı unutmamak gerek.

Son mesajındaki tepkiye de bakarak, bu konuda artık birbirimizi biraz daha iyi anladığımızı düşünüyorum. Evvela Reinhard ile ilgili kısımda(3. paragrafında) farklı bir şey düşünmüyoruz aslında, karakterin özellik(fanservis oluşundan) oluşumundan bahsetmiştim ve yine de düzgün karakter olduğunu belirtmiştim. Yorumunda bahsettiğin gibi özellikleri yanında eğer dediğin gibi olursa sitem etmekte haklısın ki buna kimse bir şey diyemez zaten. Bu konudaki eleştirme şeklin yapıcı ve normal.

Adaylarımıza gelince, malum ikisinin Pri'den biraz önde olduğunu vurgulamıştım. En iyi etkiyi/stratejiyi mavi saçlı çibinin yaptığını da. Bunların söylediği/yaptığı bir kaç şey nedeniyle servislerinin göze batmadığını da anlıyorum. Bence tüm adaylar için henüz erken, ileride derinleştirilebilirler.

Kendimizi ne kadar tekrar ediyorsak, demek ki yapımda ters giden o kadar çok şey var demektir. Yorumları haftalık yaptığımızı unutmamak gerek.

Burada mesele malumun tekrarı. Bunun hiçbir faydası/anlamı yok. Daha önce kâfi miktarda dillendirildi. Ters giden konular çok, %98lik kısım, bunlarla ilgili tabii eleştiri yapılır. Priscilla henüz %2 bile değil. Ben de tekrar edeceğim ama anime/manga dünyasının gerçekleri belli. Bazen hem servis hem derin karakter yapabiliyorlar ama genelde bilindik şeyler oluyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Priscilla hakkında kısa bir karakter incelemesi yapacaktım, oyuna daldım, döndüğümde baya döktürmüşsünüz. Genel olarak haklısınız, özellikle animede Priscilla'nın gösterildiği sahne fanservis olarak görünüyor, belki yapımcıların amacı da budur ama bence fazlası var.

Öncelikle bu son bölümün yarısına hakim olan karakter Anastasia'ydı. Bölümün trailerında bile Priscilla'nın ayaklı sahnesini gösterip fanservise oynadılar, ama bölümde en az sahneyi o aldı, Crusch bile bir kaç bölümdür en ön planda olan karakterlerden biri olmasına rağmen Priscilla'dan daha fazla yer aldı son bölümde. Priscilla diğer hatunlar kadar fazla yer alamadı şu ana kadar. Bu da arcların sırası ve karakterlerin hikayedeki rolleri düşünüldüğünde normal, ama diğer karakterlerde çok fazla kişisel gelişim olup Priscilla'da yok demek de bu nedenle acımasız bir söylem olur. Sonuçta bu arcın özellikle Crusch ile olduğunu söylemek yanlış olmaz, açılıştaki görüntüler özellikle, o yaratığa karşı bir şeyler yapılacak ve kız zırhını kuşanıp en ön saflarda yer alıyor gibi görünüyor.

Priscilla'nın o malum sahnesi, Subaru'yu test etmesiyle alakalıydı, saçma ya da gereksiz, orası şaibeli ama karakterin detayını ve geçmişini pek fazla bilemediğimizden hakkında yorum yapmak ne kadar doğru bilemem. Subaru diğer iki hatunla masada oturup karşılıklı uzun uzun sohbet etti, Priscilla ile alakalı üç sahne var, biri kızı serserilerden kurtarma sahnesi, biri arabada giderkenki sahne, diğeri de ayak sahnesi. Açıkçası şu üç kız arasında en gizemli duran karakter bu. Üç kızın da kral/kraliçe olduğunda mantıklı hedefleri olmadığını da biliyoruz zaten, bunu tartışmaya gerek bile duymuyorum. Felt rulez!

Gizem demişken devam edeyim o konudan, kızın etrafında olan şeyler hep kızın yararına olacak şekilde oluşuyor, o ilk kurtarma sahnesinde bahsettiği gibi. Acaba bu bir tesadüf mü, yoksa Subaru'nun ölümden dönmesi gibi bir yetenek mi? Ayrıyeten kız Subaru'yu tutuyor kaldırıyor fırlatıyor, zayıf görünen bir hatun için o nasıl bi güç öyle? Burada hatun gizemini koruyor işte, altından bir çok şey çıkabilir. Ayrıca Al isimli bir yardımcısı var, Al kim mesela, bu da en büyük gizemlerden biri. Diğer herkes bir şövalye falan, adam çorap üstüne sandaletle dolaşıyor kıro gibi. :D Kimse de sorgulamıyor onun Priscilla'nın destekçiliğini. Ayrıyeten niye bu adam kasketini hiç çıkarmıyor? Ben çok merak ediyorum mesela, kafasında baya cool bir kasket var, ama geri kalan kıyafeti alakasız. Ne saklıyor acaba? Bunlar hep merak konusu ve hatunun arcı geldiğinde ya da zamanla öğreneceğimiz şeyler.

Fanservis muhabbetine gelecek olursak, Priscilla ve Al var. Al'den bahsettim zaten az önce. Diğer tarafta Anastasia'nın kendisinden de şirin minnacık sağ kolu konumunda kediden bozma şirin şirin konuşan bir veya birkaç yardımcısı var. Bu fanservis değil de nedir şimdi? Anastasia'nın kendisi de çokbilmiş bir loli olması dışında aşırı kurnaz bir kız, bunu son bölümde gördük zaten. Crusch ise kişilik olarak bu üç kızın en ilgi çekeni bence, hatun şövalye bi kere :P, ama fanservis diyorduk, Ferris diye bir kozu var kızın. Hani Ferris de animedeki en en en absürd ve üst seviye fanservis unsuru. Görüntüsünden tavırlarına, sesinden rolüne fanservisin en alası olan karakter. Wilhelm zaten reyiz abimiz. Priscilla ise dizayn olarak diğer kızlardan bir tık üstte bana kalırsa, Umineko'dan Beatrice'i hatırlatıyor bana zaten. Ama karakteri pek işlenmemiş olduğundan sadece yer aldığı bir kaç sahnesinden biliyoruz. Diğer kızların da çok fazla işlenmiş olduğunu söyleyemeyiz ayrıca, ama onlar bir tık fazla işlendi Priscilla'ya göre. Priscilla ve Al ekibi şu an için en gizemli taht adayı bana kalırsa. Ben fanservis deyince karakteri tek başına düşünemiyorum, çünkü diğer kızların kişiliği öne çıksın diye başka karakterleri fanservis unsuru olarak koydular. Yazık Priscilla'mın bi Aldebaran'ı var. O da ayrı bir reyiz tabi. :P Ayrıyeten fanservis deyince Reinhard'ı unutmamak gerek. "Mükemmel erkek" rolünü o kadar iyi oynuyor ki, iyi olan bütün sıfatlar onda toplanmış sanki. Sadece fiziksel görüntüsünden ötürü fanservis olduğunu saydığınız bütün ablalarımızın toplamından daha fanservistir bu abimiz. Severiz orası ayrı tabi. :P

İlk bölümden itibaren her türlü fanservisin gözümüze sokulduğu bir anime Re:Zero. Ram ve Rem'in fanservis olmayan bir sahnesi yok, Emilia'nın da aynı şekilde. Zaten anime önemli karakterlerin özellikle hatunların hepsinin şirinliğini, güzelliğini, seksapelitesini, kısaca moeliğini göze sokmakta çok başarılı. Priscilla'nın malum sahnesinin gözünüze batması beni daha çok şaşırttı. Aslında yaptığı şey diğer kızların Subaru'yu test etmesinden farksızdı, o da kendi yöntemince test etti ve diğerleri gibi sınavı geçemeyen Subaru'yu reddetti. Tabi sonuçta bu kadar şeyi yazarın yazdığı romandan çok animenin %90 fanservis bekleyen seyirciye oynanan elimizdeki hali yüzünden konuşuyoruz. Gerçi sıkıntı değil, muhabbet oluyor işte. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Siz beni bu "servis" ve "kötü yazılmış sahneler" konusunda inanılmaz yanlış anlıyorsunuz ama malesef ki şehir dışındayım. Asıl incelemeyi sahne sahne ben yapıcam dönünce sözüm olsun. Böyle lafla anlatınca olmuyor anlaşılan illa birebir bölümlerden göstermek gerekiyor :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Aldebaran

Yanlış hatırlamıyorsam Priscilla Aldebaran'ın ağzını yüzünü dağıtmış ya da birileri dağıtmış. Bölümde söylemişti sanki. Belki ikisi arasında bir şey olmuş olup Subaru'nun yaptığı hareket onu aklına getirmiştir de o yüzden öyle köpürmüştür. Tabii ne olduğunu anlayabilmemiz için biraz daha Priscilla karakteri işlenmesi lazım.

Priscilla

Adayların ilk açıklandığı sahne de bayağı bir güçlü gösterilmişti. Bir gücü var ama göstermiyorlar. Subaru'ya saldıracaktı sanırım Reinhard durdurmuştu. Kadın güçlü ama biz de yeterli bilgi yok. Ayrıca o ayak sahnesi bana hala saçma geliyor. Test etmiş olabilir. Şimdi kim durup dururken -hele de erkek olarak- başkasının ayağını yalar. Bu bunu yapan kişinin gerçekten de o yardımı almaktan başka çaresinin olmadığını göstermez mi? Bu ablamız bunu düşünemedi mi? Ya da geçmişinde yaşadığı bir şeyler var-daha önce de dediğim gibi- Karakteri biraz daha göstermeleri lazım. Neredeyse hakkında hiçbir şey bilmiyoruz. Güçlü mü güçlü gibi ama biz pek göremedik. Subaru'yu fırlatmayı herkes yapar adam ölmekten başka bi işe yaramıyor :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Ayak yalama sahnesi bana göre direk olarak ezikliğin daniskasıydı. Yani tamam anladık yardıma ihtiyacın var felan filan da kardeş olmadı ölürsün bir daha gelirsin sıkıntı yok yani. Onurunu yerin dibine soktuktan sonra birine yardım etsen ne olur etmesen nolur, kendine saygın yok bir kere. Kendisine saygısı olmayan birinin savunduğu kişiyi (Emilia) başkaları niye ciddiye alsın ki.

Kırmızılı hatuna çek atarını vur masaya "Hacı dayı yardım ediyor musun etmiyor musun? Yok hayır etmiyorsan keyfin bilir, ilerde yakarım canını ayık ol" de geç. Yardım alamayıp ölürsen, başka şeyler denersin gene. Bu kadar eziklikte bayıyor yani.

Diğer kedili kız seni oyuna mı getirdi "Sen hayırdır kardeş, biz tokyo çocuğuyuz, alırım aklını ayıks" de hafiften sırıt mırıt arkana bakmadan çek git.

Öbürü sana yok ben insanları tanırım felan ayak mı çekiyor "Bak hocam, bana laga luga çekme, sen daha beni tanımadın, ünlü düşünür Walter White'ın bir lafı vardır sana hatırlatayım -Ben tehlike altında değilim, tehlike benim. Bir adam kapısını açıyor ve vuruluyor, ve sen onun ben olduğumu mu sanıyorsun? Hayır kardeş, kapıyı çalan kişi benim." de, tut kolundan Rem'in "yürü gız köyümüze dönüyoz" de geç.

Luffylerle, Ichogolarla, Gokularla, Gonlarla büyümüş nesiliz. Öyle ayak yalayacaksın geleceksin sonra ben main karakterim diye ortalıkta gezecen. Yok babaaaam yoook. Biz buna gelemeyiz artık. Mağdur Subaru ve Çilesi Part 16

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Şunu şuraya iliştirelim; yeniden dirilme mevzusunun belli bir sınırı var mı yok mu bilinmiyor. Hadi bunu geçtim, varlığı yokluğu bir yana "ölme" fikrinin basite indirgenmesi de yanlış. Bakkala şeker almaya gitmiyoruz ve hatta bakkaldan şeker alırken bile hangisini alsak diye düşünen bizler; "hadi öl, yeniden diril. Olmadı bir daha öl." demek pek abesle iştigal olurdu. Önce bu fikri belleyelim ondan sonra ne olup ne biteceğine bakalım. Bir diğer husus her ölümde yaşadığı acı ve çaresizlik hissi de psikolojik olarak son derece yıpratmış durumda. Bu yüzden, ölüm kozunu oynamak istemiyor ve her şeyi denedikten sonra ölmek istiyor. Her köşeye sıkıştığında ölümle yüzleşecekse zaten şu noktaya kadar gelemezdi. Bu yüzden, bırakın Subaru'yu da biraz yaşasın. Zaten istemese de öldürüyorlar.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Şunu şuraya iliştirelim; yeniden dirilme mevzusunun belli bir sınırı var mı yok mu bilinmiyor. Hadi bunu geçtim, varlığı yokluğu bir yana "ölme" fikrinin basite indirgenmesi de yanlış. Bakkala şeker almaya gitmiyoruz ve hatta bakkaldan şeker alırken bile hangisini alsak diye düşünen bizler; "hadi öl, yeniden diril. Olmadı bir daha öl." demek pek abesle iştigal olurdu. Önce bu fikri belleyelim ondan sonra ne olup ne biteceğine bakalım. Bir diğer husus her ölümde yaşadığı acı ve çaresizlik hissi de psikolojik olarak son derece yıpratmış durumda. Bu yüzden, ölüm kozunu oynamak istemiyor ve her şeyi denedikten sonra ölmek istiyor. Her köşeye sıkıştığında ölümle yüzleşecekse zaten şu noktaya kadar gelemezdi. Bu yüzden, bırakın Subaru'yu da biraz yaşasın. Zaten istemese de öldürüyorlar.

Elindeki tek güç şuan için tekrar dirilmek ve bunun ötesinde yapabileceğin hiçbir şey yok. Dolayısı ile elindeki gücü etkin bir şekilde kullanmak istiyorsan doğru adımları atarak ölmelisin. Benim bahsettiğim git öl demek değil, bunu yanlış anlamışsın her şeyden önce. Ölüp ölüp tekrar gelebiliyorsun bunun farkındasın. Dolayısı ile eğer hamleni yapacaksan "Eziklik" yaparak ölmemelisin. Yani madem ölümden bu kadar korkuyorsun, bu kadar psikolojik bir tramva halindesin, sürekli sıfırdan başlama gücünü nasıl buluyorsun kendinde?

Bir yerde şeytan tarikatındaki deli eleman demişti "Neden delirmiş numarası yapıyorsun?" diye. Ben şuan Subaru'da psikolojik bir yıkım olduğunu görmüyorum. Sadece şuan kızgınlık ve nefret var. Neden bana inanmıyorlar, neden benim istediğimi yapmıyorlar diye. Bunun dışında öyle inanılmaz bir psikolojik sorunu mevcut değil. Subaru sadece anı yaşarken duygusal anlamda sıkıntı yaşıyor, fakat ölüp geldikten sonra tekrar tekrar sorunsuz bir şekilde devam ediyor. E madem bu şekilde sorunsuz hareket ediyorsun, o zaman doğru hareketler yap, eziklenme. Ayrıca diyorsun ki ölüme gitmesi kolay değil diye. Buna da katılmıyorum. Elinde hiçbir gücün olmadığını bildiğin halde canavar köpeklere felan saldırmandaki amaç nedir? Yani bu adam işin sonunu düşünüyorsa bu tarz tehlikelere kendisini atmamalı. Fakat o bunu çok önemsemiyor, ölmezsek kahraman oluruz modunda takılıyor. Yani güçsüz olduğunu bile bile saçma savaşlara girip yenilmesi stratejik olarak hatalı, görünüş olarak da eziklik.

Şuan biz ana karakterin etkili olduğu anları görmek istiyoruz. Yani Subaru'nun birileri tarafından kurtarılması felan bana cazip gelmiyor. Ben olmasaydım burada olamazdın lafları felan da "Ben yeniden ölüp gelmeseydim" demek. Yani kurtaran tam anlamıyla gene Subaru değil, sadece geleceği değiştiriyor bu arkadaş. Geleceği değiştirme yeteneği de tamamen ölüp tekrar gelmesi. Elindeki bu gücün farkında olması ve buna göre doğru stratejik hamleler yapması gerekiyor. Yani gerekiyorsa evet, ölüp ölüp gelmesi ve geleceği değiştirmesi gerekiyor. Ya da bir gücü elde etmesi gerekiyor, ki bunu yaparken de gene ölüp tekrar gelmesinden faydalanması gerekiyor. Zaten bu özelliği olmuş olmasaydı, Subaru karakterini izleme amacımız ne olacaktı? Zeki mi? Hayır değil, Güçlü mü? hayır değil. Neyini izleyeceğiz bu karakterin tam olarak? Geçirdiği psikolojik tramvaları mı? Kaldı ki o da yok.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Gizem demişken devam edeyim o konudan, kızın etrafında olan şeyler hep kızın yararına olacak şekilde oluşuyor, o ilk kurtarma sahnesinde bahsettiği gibi. Acaba bu bir tesadüf mü, yoksa Subaru'nun ölümden dönmesi gibi bir yetenek mi? Ayrıyeten kız Subaru'yu tutuyor kaldırıyor fırlatıyor, zayıf görünen bir hatun için o nasıl bi güç öyle? Burada hatun gizemini koruyor işte, altından bir çok şey çıkabilir.

Bu kız da Subaru gibi bizim dünyadan gelmiş olmasın? :011:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Subaru sırf onun yüzünden millet üzülmesin-kahrolmasın-birbirine düşmesin diye intihar eden bir kişi, hatırlatmak istedim.

Ayrıca ecchi ve fanservis muhabbeti öyle bir gitmişki ben okurken "İzlediğim her şey fanservismiş." arkadaş dedim. Karakterin iyi ve kötülüğünü gösteren her şeyi servis olarak yorumlamışsınız gibi geldi bana. O sahneleri sevsenizde sevmesenizde gerekli açıklamaları olan ve altından gerekçeleri yatan sahnelerdi onlar. Zaten sizde sahnelerin gerekçelerine azda olsa değinmişsiniz.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Yav olay fanservis ve ecchi değil arkadaşlar nasıl çıkardınız bunu. Ben karakterin kendini gösterebileceği fırsatlar varken bunu iyi değerlendiremeyip sadece boş laf ettiği ve zaten fanservisle dolu bir seride eğer güzel bir rolü yoksa sadece fanservisten ibaret kalacağı. kanaatindeyim. 3 adet sahneyi yazıp da hala karakter hakkında "şöyle kurnaz böyle zeki böyle hırslı" tarzı bi fikrimiz oluşmuyorsa orada ya plot twist olur (ki ne alaka şu an) ya da o karakter sırf stereotipe kurban gitmiş boş bir karakterdir. ReZeroda zaten bir sürü böyle karakter var, neden Priscillaya da aynısını dedim diye bu kadar abarttınız anlamadım. Diğer aday kızlardan gerçek anlamda geride bunda da hemfikir olmalısınız. Her adayın bir tipi var tomboy, chibi ve ojousama. Lakin o iki karakter de ŞİMDİDEN sadece bu stereotiplerden fazlası olduklarını gösterdiler Beato gibi. Ben Priscillada bunları göremedim ve o kadar sahneye rağmen hala "acaba bu kızda gizemli bir şey mi var" diyorsam bence bu vasat yazarlıktır. Çıksa çıksa sukenin dediği gibi yanındaki elemandan çıkabilir. Veya gelir dövüşürler en fazla.

Ayrıca LN volume kapakları paylaşılmıştı, Maids>Beato>Pris>Crusch diye gidiyor. Yani Priscillaya ait kısımları çoktan geçmiş bile olabiliriz. Ya keşke derin güzel şeyler çıksa da karakter heba olmasa ama yalan olacak Reinhard vs gibi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Öncelikle Priscilla konusunda yazdığım şeyler farklı bir bakış açısından bakmanızı sağlamak içindi, görüyorumki başaramamışım. Üzgünüm ama uzatmayacağım daha fazla, yazdığım destansı uzunluktaki tespit ve iddiaların backspace'e kurban gitmesi gerektiğine karar verdim.

Subaru'nun yaşadığı psikolojiyi de umarım kimse deneyimlemek zorunda kalmaz. Sevdiğin kız öldürülüyor, değer verdiğin köy halkı katlediliyor, ve onları kurtarmak bir ayak yalamaya bakıyorsa yalarsın. Fazlasını bile yaparsın. Zaten Crusch hanfendi önünde secdeye kapanıyor Subaru, ağlayarak yalvarıyor yardım et diye, ayak yalamanın bir tık öncesi bu. Yani Subaru onurunu sevdikleri için fırlatıp atmıştı bile, ki benim gözümde bu onu normalde olduğundan daha onurlu kılar. Forumda beni tanıyanlar sevdiğim kız için neler yaptığımı da biliyorlar, nelerden vazgeçebileceğimi de. Boşa laf sıkmak kolay, lafta değil gerçekte seviyorsan tereddüt bile etmezsin sevdiğin için. Subaru tereddüt ediyor ama, neyse. Priscilla'nın yaptığı şeyde derin bir anlam yok belki, ama o da onun karakteri işte, bence derinliği var elbet ama bu kadarını gösterdiler, gerçi bu kadarı bile derinken... bence kuru kuruya fanservis değil. Neyse uzatmayacağım.

@UnderminE: Ayrıyeten Priscilla ve fanservisi aynı cümlede ilk sen kullandın zaten. İlk mermiyi sen sıktın yani. :P

İlk bölüm haricinde, işin içinde gizem olmayan her sahne benim için fanservistir, zaten diyoruz bunu kaç sayfadır, özellikle Ram ve Rem seriye giriş yaptığından beri bu böyle. Uzatıp da uzatıyorlar, Ram ve Rem'li bilmem kaç üç yüz küsür bölüm izledik, gerek var mıydı sizce? Fanservis kavramı benim için alakasız yerde ecchi'yi dayamaktan ibaretti ama iki yıl önce UnderminE'nin fanservis tanımıyla kendi tanımımı birleştirip şu anki tanımımı oluşturmuş oldum. Bu nedenle eicchi olmayan şeyler fanservis değildir diyenleri UnderminE'ye yönlendireceğim, o uğraşsın. :P Fanservis olması için illa eicchi'yi gözümüze dayamaları gerekmez, özellikle benim rahatsız olduğum, karakter dizaynlarına bayılsam da karakterlerin moe kısımlarının özellikle gözümüze sokulması. Özellikle kelimesini tekrar tekrar kullandım ki vurguya dikkat çekmeyi başarabileyim. Yazar olsam kitaplarım vurgularımı, metaforlarımı ve esprilerimi anlayamayan okuyucular yüzünden satmazdı eminim, neyse. Zaten her yerde Conception 2 oyunun reklamını yapıyorum Re:Zero'nun karakter tasarımcısı ve mangaka olan artistin elinden çıkmış bir oyun diye. Ayrıyeten bu ve başka serilerde serinin tonunun dışında aşırıya kaçan her şey bana göre fanservistir. Reinhard'ın mükemmelliği de bir fanservis, Elsa'nın göğsündeki umutlar ve hayaller :P de öyle. Emilia'nın ultra saflığı da bir fanservis, Subaru'nun olmadık anlarda verdiği saçma sapan komedi amaçlı tavırları da. Adı üzerinde fanlara hizmet. Ben nasıl Elsa'nın olgun ve vahşi tavırlarından bıkmayacaksam, başkaları da loli karakterlerden, moe denen şeyden, kişinin idealindeki kadın veya erkek karakterlerin seksi vücudunu izlemekten falan ve başka başka şeylerden bıkmayacaktır. Olduğu gibi kabullenmek lazım, tabi herkesin zevkine kimse karışamaz. :P (ama saygılı olmak zorundadır, değil mi?)

Animenin kendisinden çok yapımcıların iş etiğini tartışır olduk, size iyi bildiğiniz bir sır vereyim, yapımcılar para nereden geliyorsa oraya oynarlar. Bakın mesela bu seride hatunların yarısından çoğu loli. Yetişkin bir erkeğin hoşlanacağı dizayna sahip iki-üç karakter var ve onlar da fanservis mi şimdi? Bakın bu bir dramdır. :P Yapımcının odaklanması gereken şeyler, genelde bizim görmeyi umduğumuz şeyler, fakat 3 bölümde yani 60 dakikada 5 dakika görmeyi umduğumuz şeyler görürsek öpüp de başımıza koyuyoruz. 15. bölüm böyle bir bölümdü mesela, dolu doluydu, keşke her bölüm o kalitede olsa.

Sürç-i lisan ettiysem affola, seviyorum hepinizi, ama yalan yok bazılarınızı daha çok :goz kirpma:, hadi ben kaçtım. Dünya devasa böceklerin, uzaylıların, godzilla özentilerinin ve ejderhaların istilası altındayken ben burada yorum yazarak dünyanın geleceğini daha fazla tehlikeye atamam! EDF! EDF!! EDF!!! :@:

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bölümün yayınlanmasına ortalama 1 saat kaldı ama herhalde dayanamayıp yatacağım. Şimdiden herkese keyifli seyirler. Artık yarın sabah kalktıktan sonra izlerim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Böyle karakter tanımlamaları ve servis üzerine konuştuğumuz anda aklıma hep 91 Days'teki sarı saçlı ama simsiyah sakallı adam geliyor. Bence o karakter kesinlikle servis değil, tam anlamıyla kötü karakter rolüne uygun yazılıp çizilmiş. Kötü adam tiplemesi dediğin gerçekten böyle olur dedirtiyor. Kendinden nefret ettiriyor (bkz GoT Joffrey). Gel gör anime satacak mı, hayır. İşte bu yüzden RZ tarzı yapımları beğenmiyorum.

Ya ben dediğimi anlatamadım, ya da bilmiyorum. Kendimi biraz dalga geçilmiş gibi hissettim, başlığa pek yazasım kalmadı. Yapımı zaten ilerleterek izliyordum, artık tahminlerimi tutturmuş muyum diye bakıp geçmeyi düşünüyorum. Balinayı sanırım tutturdum, daha da hevesim kalmadı yapım adına. Buradan itibaren hepinize iyi seyirler.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Neler olmuş neler burada. Ya böyle uzun uzun tartışılacak kalitede bir seri değildi benim gözümde. Seri ilerledikçe beklentilerim düşerek devam etti. Yazarın yaptığı en büyük hata başta Subaru'nun geç delirmesi. İlk olaylar da neden aklı başındaydı. Bir ara dilsiz şok vaziyette kaldı ya orada bitirdi beni.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Büyütülecek bir şey yok ya herkes normal muhabbetine devam etsin, şimdi böyle dikkatleri üzerimize çekip başlıktaki mesajları uçurtmayalım neko-pain kızmasın :P

17. bölümden devam edin gitsin ^^

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

İkinci arcta yaşadığımız sorunu bu yeni arctada yaşıyoruz. Boş yere uzatılan bölümler ve aynı şeyler. Gözler ilk arcı, Elsa'yı arıyor. :(

Bu bölümle birlikte benim canıma tak etti yeter artık. Şu Subaru'ya adam gibi güç verseler bu çocuk bu kadar ezik kalmayacak. Tek yaptığı şey ağlamak ve sesi kısılana kadar bağırmak. Yazar S&M'midir nedir. Subaru'yu ezmek çok mu hoşuna gidiyor acaba? Cidden bunu merak ettim. Ayrıca romanında da bu kadar ezik mi bu çocuk? Ciddi bir şekilde spoiler alma istediğim var. Çünkü her hafta izlemek bizi bir sonuca götürmeyecek. Yazar Subaru'yu ezik göstermek ve araya gizem koyarak satacağını, okunacağını sanıyor. Gerçi Japonlar garip adamlar belki satıyordur bilmiyorum ama bizim burada tutmaz bunun gibiler.

Bölümde tek dikkat çeken şey Subaru gerçekleri söylemek isterken ona bir şey olmayıp Emilia'nın ölmesi?

Bu dakikadan sonra animeyi bırakmaya acıyorum. 15. bölüm gibi bölümde istemiyorum, şu Subaru karakter gelişimi yaşasaydı iyidi.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bence güzel gidiyor. Öyle ahım şahım beklentiyle başlamadım, ilerlerken de çok fazla kafaya takmamaya kadar verdim çünkü sinir edebilecek sahnelerin olacağı belliydi. Bu yüzden şu an keyifle izliyorum. O ayak yalama sahnesi de bence iyi ki olmuş. Cuk bir sahneydi. XD

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bence Emilia'yı Subaru öldürdü. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum ama Subaru 15. bölümde-umarım yanlış hatırlamıyorumdur- Betelgeuse Rem'i o elle öldürdüğünde elleri görememişti ne oldu da görmeye başladı?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Tekrar tekrar aynı kişileri görüyor. Bünye alışmıştır.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Şöyle bir şey geldi aklıma - Kara eller Betelgeuse da olduğu gibi Subaru da da var bence yetenek olarak- bunun büyü geçidi sürekli bozuluyordu ya o yüzden kontrol edemiyordu kendine zarar veriyordu. Eğer bi power-up falan alacaksa Subaru da o kara ellerden görebiliriz.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?