Mount&Blade: Warband

Mount&Blade: Warband, aksiyon RPG ve strateji türlerinin birleşimi bir oyun. Türk firması olan TaleWorlds tarafından üretilip, Paradox Interactive tarafından dağıtımı yapılmıştır. Piyasaya 30 Mart 2010 tarihinde sürülmüştür. Yalnızca bilgisayar üzerinden; Windows, Mac ve Linux sistemleri ile oynanabilir. Orjinal Mount&Blade oyununa, ilaveler yapılarak hazırlanmıştır.

Oyun maceralarla dolu, Calradia diyarında geçer. Calradia tıpkı orta çağ zihniyeti gibi, Krallar ve bu krallara bağlı lordlar tarafından yönetilir. Temelde 6 krallık vardır. Bu 6 krallık birbirleri ile savaşarak, üstünlük sağlamaya çalışırlar. Lordlar, yemin ettikleri krallara ihanet edip başka bir krala yemin edebilir. Oyun da bu tarz politik olaylara izin verecek şekilde akıllıca tasarlanmış.

Calradia diyarında şehirler, köyler ve kaleler bulunur. Bir şehrin 3 ya da 4 köyü vardır. Her kale içinse yalnızca 1 köy bulunur. Kaleyi ya da şehri ele geçiren, bağlı bulunan köy ya da köyleri de ele geçirmiş olur. Kaleler ve şehirler çevreleri sur ile kaplı, içerisinde garnizon bulunduğundan ele geçirilmesi zordur. Köyler ise yağmalamaya çok elverişli korumasız beldelerdir.

Oyuna bir karakter oluşturarak başlıyoruz. Karakterimizi oluştururken kendi hikayemizi oluşturuyoruz. Nasıl bir aileden geldiğimizi, çocukluğumuzu ve gençliğimizi nasıl geçirdiğimizi seçiyoruz. Yaptığımız seçimlere göre karakterimizin yetenekleri ve özellikleri şekilleniyor.

Karakterimize kalan yetenek puanlarını da verip, dış görünüşünü de seçtikten sonra oyuna başlamış bulunuyoruz.

Oyunda sizden beklenen herhangi birşey yok. Bir skyrim gibi ana görev yok. Tamamen özgürce dilediğinizi yapabilirsiniz. İsterseniz tüccar olup, köylerden eşya alıp şehirlerde satabilir, kanun kaçağı olarak köyleri yağmalayabilir, turnuvadan turnuvaya koşup leydilerin kalplerini çalabilirsiniz.

Kendinizi zaten bunları zaman zaman yaparken bulacaksınız. Oyunun asıl yönlendirdiği, gerçekten insanı zorlayan (ayarları da zor yaparsanız çok gerçekçi oluyor) tarafı, kendi krallığınızı kurup, tüm Calradia'yı ele geçirmek.

Köylerden asker toplayarak, çeşitli savaşlara girerek hem kendinizi hem askerleri, hem de hanlardan topladığınız arkadaşlarınızı geliştirerek, şanı önünde giden ve herkes tarafından saygı ile anılan yüce bir savaşçı komutan olabilirsiniz.

Zaman içinde kendinizi evlenmiş ve herhangi bir krala yemin etmiş de bulabilirsiniz. Ya da tüm krallıklar tarafından eşkiya muamelesi de görebilirsiniz. Tamamen sizin vereceğiniz kararlar ile oyun şekillenecek.

Yazdıklarım sizi yanıltmasın. Oyunun gerçekten zorluğu var. Uzun zaman boyunca Total War tarzı oyunlar oynadım. Strateji her zaman sevdiğim bir tür olmuştur. Bir yandan da RPG tarzı oyunlar özellikle TES:Skyrim, Oblivion gibi karakteri içinden yaşadığınız oyunlar bana daha çekici gelmiştir.

Bu iki tarz Mount&Blade, Türkçesi ile At ve Kılıç (Daha havalı duruyor bence), bu iki tarz oyunun birleşmesi diyebilirim. Savaşlarda askerlerinize emir vererek, doğru stratejiler ile zor savaşları kazanabilirsiniz. Kendiniz çok iyi oynayarak tek başınıza neredeyse karşı ordunun yarısını da kesebilirsiniz. Tamamen size kalmış bir şey.

Oyunun güzelliği de bu size tanınan özgürlük. Ama görev olayı da tamamen silinmemiş, belli karakterler için görev yaparak onlarla dost olabiliyorsunuz.

Oyunun eksik yanlarını söylemek gerekirse, biraz eskidiği için ve bağımsız yapımcı sayılabilecek bir firma tarafından yapıldığı için grafikler biraz eksi yönü olabilir. Eğer bilgisayarınıza yüzlerce lira harcayıp yüksek grafik istiyorsanız, bu oyun grafik yönünden sizi pek tatmin etmez. Ben de yüksek grafik seven birisi olarak söylüyorum, oyun o kadar iyi yapılmış ki, bir yerde grafikler umurunuzda olmuyor.

Son olarak bir İyi kötü karşılaştırması ile bitireyim.

Artıları:

-Mükemmel bir orta çağ atmosferi

-Mükemmel savaş mekaniği (kılıç kullanmak hiç bu kadar keyifli olmamıştı)

-Mükemmel at mekaniği

-Mükemmel hikaye gelişimi (hikayesini siz yazıyorsunuz da ondan)

-Hem RPG hem strateji oyunu olması ve bunun iyi sentezi

-İsterseniz multiplayer modu da var, ve çok zevkli

-Daha neler neler

Eksileri:

-Grafikler çok iyi değil

-Bilgisayar başına kitleyebiliyor bazen.

Çift el silah özellikleri çok arttirinca balta ile berserk usulü suvari ve atını aynı anda oldurebiliyordum.Köyleri haydut istilasindan kurtarıp sonra kendim yagmalardim.Grafikleri kötü olmasına rağmen oynanmasi çok zevkli bir oyundu.

Hatun karakterle oynadığında oyun ekstra zorlaşıyor, lordlar kadınlara güvenip de rütbe vermek istemiyor. Evlenmek de epey zor, savaşçı kadın evine bakamaz diye yanaşmıyor millet. Animelerde gördüğümüz cool savaşçı ablalar yalan yani. ;___; Elbette aksini kanıtlamak da pek tabi mümkün de zor, baya zor. En güzeli ufaktan bir ordu inşa edip zayıf gördüğün yerleri istila ederek taht oyunlarına ortak olmak. Şimdi kursam oyunu, yine hatun karakter açarım sanırım. Bendeki de ayrı bir mazoşistlik. Multiplayerını hiç denemedim ama merak ettim şimdi, gerçi at üstündeyken melee silahlarla oynaması zor bana göre, lakin okçuluğu geliştirirsen kuşatmalar çok rahat, çok az kayıpla geçiyor. Grafikler sıkıntı değil de, belli bir ana quest olmaması hem iyi hem kötü, istediğini yapabiliyorsun da çok amaçsız kalıyorsun, özellikle de ilk kez oynayacaklar için ne yapmam gerekiyordu acaba durumu oluyor. Ama güzel oyun, o ortaçağ zamanı hissiyatını iyi yaşatıyor.

Ben uzun zaman hatun karakterle (isim de Umay) atlı okçu olarak oynadım. Atlı okçu bence en zevklisi, bu aralar yine oynuyorum, Tank kastım charı gene ata binip elime ok alıyorum

Zorluğu %100e alınca çok asker ölüyor, dikkatli oynamak gerekiyor. Kendi krallığını kurunca lordlar falan da gelmeye başlıyor, iyice dikkat etmek lazım.

Multiplayer ise ayrı birşey, tam bir kaos. Kale kuşatması açılıyor genelde, herkes kendi bildiğini yapıyor.