Pokemon Trainer Red hakkında incelemeler ve alıntılar.

Pokemon Trainer Red! Pokemon evreninde gerçek "Pokemon Master" olarak bilinen ve pokemon ile ilgili her bir yerde en üst seviyede tutulan, efsanevi karakter.

Şimdiye kadar (eğer ki pokemon oyunlarını oynamış ve takip etmişseniz) Red'in adını her yerde duymuşsunuzdur! Çok fazla fanı olmasıyla birlikte çok denilemeyecek fakat makul seviyede de sevilmeyen bir karakter.

Peki, neden mi sevilmiyor?

Öncelikle! Tamamen sessiz, konuşmuyor, ağzından laf alınamayan ketum birisi. İlk oyunun ana karakteri olması onun sevilmesine yol açtı, fakat daha sonra gelen oyunlardaki karakterler (Özellikle 2. Jenerasyon oyunlarında) hikaye olarak Red'den daha başarılıydılar, yeri geldi evreni kurtardılar, yeri geldi evrenin yeniden oluşturulmasını engellediler, yeri geldi denizin veya karanın yok olmasını engellediler, ve her biri, Red'in de yaptığı gibi kendi bölgelerindeki şampiyonları yendi ve tahta oturdu! Sonraki karakterlerin Red kadar saygı ve ilgi görmemesi, haliyle kendine nefreti çekmiş oldu.

Peki ama neden Red? Biz bu karakterin nesini seviyoruz?

İlk olarak, Red, nostalji demek. Pokemon gibi muhteşem bir evrende, ilk oyununda, oynanılan ilk karakter Red. Nostalji, büyük ölçüde Red'in sevilmesinde rol oynuyor. Ama bu kadar da değil.

Red, pokemon evreninde bir efsane. Daha önce bir çok müthiş şampiyonlar çıkarmış olan Pallet Town (JP: Masara Town)'da bile yetenek olarak en üst seviyede bir eğitmen. Profesör Oak (JP: Ookido Hakase) tarafından favori olarak görülen bir eğitmen. Diyeceksiniz ki, diğer karakterler de profesörler tarafından kabul görülmüş üstün yetenekli eğitmenler. Evet, doğru. Ama bu kadar değil.

Red, pokemon oyunları tarihinde başka bir karakter savaşabildiğiniz tek ana karakter. Dünyadaki en güçlü eğitmeni (Blue. [JP:Green]) olmasının kanıtından 5 dakika sonra rakibini alaşağı eden bir eğitmen. Rakibi her ne kadar en kötü zamanlarda (Örnek olarak, pokemon merkezinden çok uzakta olduğunuz, pokemonlarınızın hepsini can seviyesi kırmızıda [kritik] olduğu zaman size meydan okuyan, hep size o "Smell ya later!" [sonra koklaşırız] diyen) rakibini ödün vermeden yendiği için bir efsanedir. Şampiyon olmasa bile dünyanın en güçlüsü olan Lance (JP: Wataru) ve onun 6 tane Ejder pokemonunu yendikten sonra kendine dünyanın en güçlüsü diyen rakibini de arka arkaya yenen Red.

Ayrıca, Pokemon oyunları tarihinde, Red, şimdiye kadar karşınıza çıkan her trainer'dan çok daha yüksek seviyede pokemonlara sahip. Hiç kimse, ama hiç kimse, karşısına ne çıkacağını bilmeden Red'e ilk defa meydan okuyup kazanamamıştır. Genellikle herkes Lv 88 Pikachu'yu karşısında görünce şok oluyor.

Tabii ki, Red'in zamanında, evreni yok etmek, veya yeniden yaratmak isteyen türden kötüler yoktu. Zamanda yolculuk edebilme veya Uzay-Zaman ile etkileşime girebilen, dünyayı alt üst edecek pokemonlarda yoktu. Red onlarla savaşmadı, çünkü Red onlardan da önce vardı! Red, evreni kurtarmakla uğraşmadı. Red, kötü adamları durdurdu çünkü onlar sadece Red'in amacına karşı hareketlerde bulunmuşlardı. Red'in tek isteği, en güçlü olmaktı. Sadece ve sadece bu amaç uğruna savaştı. Onur, arkadaşlık ve rekabet onun aklından bile geçmedi. Sadece en güçlü olmayı istedi, ve önündeki engelleri yıkarak bunu başardı.

Red'i sevilen karakterlerden birisi yapan şey de, Red'in ne arkadaş, ne onur, ne gurur ne de sevgiye ihtiyacı olmasıydı. Monoton karakterlerden biri olmadan, tamamen karizmatik bir şekilde hedefine ulaştığı için sevildi Red.

Şimdi diyeceksiniz ki, Gold, Red'i yendi. Hayır efendim, yenmedi! Bütün kaynaklarda, Red ve Gold'un savaştığı yazıyor, ama sonuç belirtilmemiş. Red yenildi mi yenilmedi mi bilinmiyor. Ek olarak, Pokemon Black 2/ White 2 oyununda, PWT (Pokemon World Tournament)'de Red ile savaşabilme şansınız da var, ama olay bu değil. Asıl olay, taaaaaaaaaaa Unova bölgesinde bile, herkesin tanıdığı, saygı ile andığı, efsane olarak düşündüğü bir trainer kendisi. Red ile savaşa başlamadan önce, Red sahneye çıkarken, sunucunun söylediği şey hiç mi dikkatinizi çekmedi? "Living legend Red! Is his power real deal?!" (Yaşayan Efsane Red! Acaba söylenilen gücü gerçek mi?!)

Sizce, bu sunucu, neden böyle birşey söyledi? Gold Red'i yenmişse, neden orada Red var? Ya da, neden, başka bir oyunun ana karakteri yok?

Evet, söylenebilecek tek birşey var. Bu da, onun en güçlü olduğu.

"I knew red as a young boy. We lived it the same town, right next to each other in fact. We were the best of friends...*laughs...well, maybe I was bit ruder than I could have been, but it was all good natured. He was a great kid, a real good egg, you know? He had that spark of adventure in his eyes, full of optimism and wonder. He jumped at the opportunity to leave home when he got his first pokemon. I remember our first battle like it was yesterday. He was so full of energy, so overflowing with joy! I fought him many times after that, making him my self proclaimed rival. I don't know when, but somewhere along the line, he changed. I don't know when exactly, whether it was after the accident with my Raticate, facing team rocket, or seeing the things he did in that dammned tower in lavender town, but he lost something. Our journey made us strong, and I eventually stormed into indigo plateau and defeated the elite four, taking my place as champion. Soon after, Red showed up, and I was so glad to see him. I barraged him with a torrent of words, about how I was the most powerful trainer in the world and how glad I was that he had made it so far too! When Red walked into that room, he didn't congratulate me. He didn't tell me of his journey. He didn't do anything. Just deafening silence. The spark in his eye was gone, and in its place there was instead just a black hunger. A need to be the best. He simply sent out his pokemon and took the championship from me without a single word, minus barked commands to his pokemon. After that he just left. I don't know where he went exactly, but I've heard stories that he trains on the side of a mountain in Johto. After seeing those pits that he once called eyes, I can definently believe it. I might have dedicated my life to pokemon training, but Red...Red sold his soul for it."

-Ex-champion Blue, on the disappearance of Kanto Champion Red.

(Bu bir youtube yorumundan alıntıdır, kendim yazmadım veya herhangi bir resmi kaynaktan değildir. Sadece güzel olduğunu düşündüm.)

Okumaya zaman ayırdığınız için teşekkürler!

Dün yazacaktım da uyku bastırdı, o yüzden unutmadan şimdi yazayım. @Hikan-wan: Güzel konu, Pokemon'un böyle güzel güzel konuşulmaya ihtiyacı var bence.

Oyuncuların bazı teorileri var Red ile ilgili, okudukça karakterin yalnızlığına üzülmekten başka bir şey gelmedi elimden. Zamanında bir youtube yorumunda okuduğum bir teoriyi aklımda kaldığı kadar yazmaya çalışayım.

2. jenerasyonda, asıl oyunu bitirip 1. jenerasyon haritasına geçiyorduk yanlış hatırlamıyorsam, Pokedex'i tamamlamak için sanki ikinci bir oyun oynuyormuş hissi vermişti oyun bana. Bu kısmın en sonuna ulaştığımızda Japonya'nın meşhur Fuji dağından esinlenmiş olan dağın en uç noktasında Red bizi bekler, ve oyunun en zor kapışmasını yaparız.

Buraya kadar her şey normal. Fakat neden Red orada bekliyor bizi? İntihar etmek isteyenlerin bir kısmı Fuji dağına gider ve orada hayatlarına son verirmiş. Red ise oyunda ismini hatırlayamadığım o dağa gidiyor, amacı da intihar etmek olduğu söyleniyor. Çünkü hayattan istediğini alamıyor, Pokemon dövüşleri konusunda rakipsiz olması ve karşısına henüz onu heyecanlandırabilecek bir rakip bile çıkmamış olması onu bu karara sürüklüyor. Ve o noktada zaten Gold ile kapışıyor. O noktada şu müziğin aynı epiklikte olan orijinal versiyonu çalmaya başlıyor.

Red Mt. Silver'da bulunuyor bu arada, ilgin için de teşekkürler, Red'den sonra benim için Blue, sonra da Shirona geliyor zaten. O kız gerçekten şampiyon olmak için şampiyon olmuş hissi veriyor ona meydan okuduğun zaman, Red gibi aynı. Platinum'da Shiny Floatzel ve Shiny Pikachu'm var, ayrıca Volt Tackle biliyor, breed yani. Şu aralar Black 2 oynuyorum. Sadece PWT'ye katılabilmek için çabaya değer bence, Blue'nun müziğini müthiş yapmışar o oyunda.

Çok enteresan olmuş bence. Ayrıca, dediğin gibi pokemon oyunları daha çok konuşulmalı. Çocukluğumuzda izlediğimiz "çizgifilm" olarak kalmasın yani. Her konuya açığım.

Spoiler kutusunda önce yazını yazıp bi satır altına video koy. Video linkini yapıştırdığında "https" kısmındaki s harfini sil düzelir.

Sinnoh'tan sonra ben koptum pokemonlardan. Zaten şu son nesil bildiğin makyajlı hayvan serisi gibi geliyor bana.

Animelerin çıkışı oyunlardan da sonra olduğu için animeleri baz almıyorum ben, ama hemen hemen hepimiz seriyi animesiyle tanıdık. Tasoları hala durur, çocukluğumdan hatıradır bana, saklarım onları.

Ayrıca Pokemon evreninde çok güzel teoriler var. Büyük ihtimalle duymuşsunuzdur zaten, ben nerede okudum hatırlamıyorum ama kısaca yazayım. Malumunuz Ash Ketchum, ilk oyundaki ve yukarıda bahsedilen Red karakterinden esinlenmiştir. Ama Red'in aksine Ash animelerin her birinde yer almasıyla Pokemon serisinin en önemli karakterlerinden biridir, belki de serinin popülaritesinin tavan yapmasında Pikachu ile birlikte en önemli faktörüdür.

Animede yıllar geçmesine rağmen hiç yaşlanmaz Ash. Oyunlarda her yeni jenerasyonda yeni karakterler görmemize rağmen, anime yapımcıları Ash'i bırakamaz ve her yeni anime serisine başrol olarak koyar bizimkini. Fakat şu an en az 30 yaşlarına girmiş olması gereken Ash halen ilk Pokemonu Pikachu'yla tanıştığı ilk günkü halinden hiçbir değişikliğe uğramamıştır fiziksel olarak. Bunun sebebi de, animenin ilk bölümünün sonunda Ash görenlerin dileklerini gerçekleştiren Ho-oh isimli efsanevi Pokemonu görmüş olmasıdır. Bir efsaneye göre Ho-oh'u gören şanslı insanlar sonsuz mutluluğa erişecektir, bunu da kişinin hayallerinin gerçekleşmesi olarak düşünebiliriz. Ash'in hayali ise gelmiş geçmiş en iyi Pokemon eğitmeni olmaktır, ki bunu zaten hepimiz biliyoruz, animenin şu meşhur açılış şarkısı sağolsun. En iyi eğitmen olmak için de Pokemonlarıyla bolca zaman geçirmek ve maceradan maceraya atılmak gerekiyor sanırım ki o yüzden Ash hiç yaşlanmamıştır.

Animelerin çıkışı oyunlardan da sonra olduğu için animeleri baz almıyorum ben, ama hemen hemen hepimiz seriyi animesiyle tanıdık. Tasoları hala durur, çocukluğumdan hatıradır bana, saklarım onları.

Ayrıca Pokemon evreninde çok güzel teoriler var. Büyük ihtimalle duymuşsunuzdur zaten, ben nerede okudum hatırlamıyorum ama kısaca yazayım. Malumunuz Ash Ketchum, ilk oyundaki ve yukarıda bahsedilen Red karakterinden esinlenmiştir. Ama Red'in aksine Ash animelerin her birinde yer almasıyla Pokemon serisinin en önemli karakterlerinden biridir, belki de serinin popülaritesinin tavan yapmasında Pikachu ile birlikte en önemli faktörüdür.

Animede yıllar geçmesine rağmen hiç yaşlanmaz Ash. Oyunlarda her yeni jenerasyonda yeni karakterler görmemize rağmen, anime yapımcıları Ash'i bırakamaz ve her yeni anime serisine başrol olarak koyar bizimkini. Fakat şu an en az 30 yaşlarına girmiş olması gereken Ash halen ilk Pokemonu Pikachu'yla tanıştığı ilk günkü halinden hiçbir değişikliğe uğramamıştır fiziksel olarak. Bunun sebebi de, animenin ilk bölümünün sonunda Ash görenlerin dileklerini gerçekleştiren Ho-oh isimli efsanevi Pokemonu görmüş olmasıdır. Bir efsaneye göre Ho-oh'u gören şanslı insanlar sonsuz mutluluğa erişecektir, bunu da kişinin hayallerinin gerçekleşmesi olarak düşünebiliriz. Ash'in hayali ise gelmiş geçmiş en iyi Pokemon eğitmeni olmaktır, ki bunu zaten hepimiz biliyoruz, animenin şu meşhur açılış şarkısı sağolsun. En iyi eğitmen olmak için de Pokemonlarıyla bolca zaman geçirmek ve maceradan maceraya atılmak gerekiyor sanırım ki o yüzden Ash hiç yaşlanmamıştır.

Onu ben de okumuştum. Boşver animesini şimdi, Ash o kadar salak ki Flying gym'e karşı Grass pokemon kullanan birisi. (Falkner vs Ash) Ya da onun o kadar güçlenmiş olması gereken Pikachusuyla starter pokemonunu yeni almış bi trainer'a kaybetmesi, Unova'da. Lv 5 Snivy'ye kaybediyor andaval.

O kadar legendary görüpte yakalamaya çalışmayan arkadaş, Gotta Catch 'em All! diyipte hiç bir pokemonu yakalamaya çalışmayan arkadaş. Milyon tane bölge gezip hiç birinde 10'dan fazla pokemon yakalamadı. Master olcakmış bide. Ash yerine Gary'nin ana karakter olması işleri ilginçleştirirdi, orası ayrı.

Pokemon evreni çok derin. Mesela, sen GYM Leader olucak olsaydın ne yapardın? Nasıl bi GYM olurdu?

Aynen, animeyi salla. Çok tutarsızlık var, Pikachu şimdiye efsanelerin toplamından da daha güçlü olmalıydı mesela.

Ben gym leader olsam, sanırım Denzi/Volkner gibi elektrik Pokemonları üzerinden giderdim. Ejderha ve dövüş pokemonları da ikincil terchilerim.

Oyunlarını oynadım elbet, muhtemelen hepsini oynamışımdır ama sizin kadar derinlemesine bakmadım olaya. Animeye gelince animesini severim genelde ama en sinir bozucu olaylar ve saçmalıklar çok var. Ash'in bir önceki sezonda kazandığı deneyimleri ve şeyleri unutup salaklaşması. Çocuğun dünyayı kaç kez kurtardığının ve kaç önemli turnuvada yüksek yerlere geldiğinin haddi hesabı yok ama hem kendisi hem de çevredekiler bir haber. Bunu anlamadım bir türlü. Mesela önceden gördüğü pokemonları unutuyor hatta adamları, teknikleri falan. Aynı şekilde pokemonları da olması gerekenden güçsüz oluyor. Özellikle black and white sezonu ve öncesi berbattı. Abuk subuk tiplere yenilmesi, salaklaşması falan. Yeni generasyona yeni bir ana karakter koysalar böyle olmazdı. Dediğiniz vazgeçemiyorlar Ash'ten.

Ama XY ve xyz sezonunda bunların çoğunu düzeltmişler. Benim en beğendiğim sezonlardan biri. Yancı karakterlerde harika.

Suke'nin bahsettiği teoriyi ben de okudum, hatta tüm bu yaşananların sadece Ash'in hayal kurması olduğu gibi bir versiyonu da mevcut. Ama böyle olması gerekmez. Özellikle ikinci dediğim hiç olmasın yahu saçmalık olur. Lost'un finali gibi olur gözümde. Bizi salak yerine koymuş olurlar.

Animede yeni sezonlar arasında en fazla aylar geçiyor dersek sorun çözülür. Zaten kurgu olduğundan iyice sündürebilirler.

Ben Gym Leader olsaydım şahsen.. Fire giderdim ya.. Fire Gym çok az oyunlarda. @Kudo anime o kadar saçmaladı ki XYZ'yi izlemeye başlamadım bile. Sinnoh'da Cynthia'yı gördükten sonra geri kalan herşey çöp gibi göründü gözüme..

Gerçek trainerlar en sevdiği pokemonu kullanır demişler

Ben de senin gibi bırakmıştım izlemeyi bahsettiğim nedenlerden de sonra sağda solda okuduğum bazı noktalarda merakıma yenilip izledim ve ummadığım şekilde memnun kaldım XY ve sonra XYZ de. Hatta bana göre ilk sezon kadar iyi. Pokemon tasarımları da oldukça iyileşmiş. Güzel tasarımlar var. Animasyonlar, efekltler, dövüş kareografileri çok iyi. Bunları sadece beğendiğim noktaları söylemek için söylüyorum.

Oyunlara gelince en son BW 2'leri oynadım. XY ve sonrasına nds olarak geçemedik çünkü malum 3ds de çıkıyor. BW'nin animesi berbat olsa da oyunuyla kıyaslamak yanlış olur. BW'nin anime sezonundaki tek güzel şey gym lideri Elesa'ydı.

Bu arada ben de aynı fikirde olduğumu belirtip Cyntia'ya sevgilerimi gönderiyorum.

Oyunlarda genelde sevdiğim pokemonları kullanırım. Üstünlük/Zayıflık türlerine göre olacak diye zorlamam. Sonuçta belli başlı pokemonlar her türe etkili olabiliyor. Ayrıca pokemonuma etkili TM öğreterek bunu aşmak mümkün oluyor bir süre sonra. Ha tercih ettiğim tür ne diye sorarsanız ateş ve ejder türleridir.

HOW TO LEGENDARY POKEMON! Platinumda işlerim açıldı. Wikilerden nasıl elde ediceğimi öğrendim bunları. Fena gitmiyor. Entei, Raikou, Suicune ve Rayquaza kaldı galiba.

En güçlü, iyi, süper pokemon ustası kim sonunda buldum. Meğersem benmişim. Red, Gold, Ash'i ve daha bir çoğunu yendim. Henüz Cyntia, Oak'la savaşmadım ama onları da yenerük. Red'i amma abartmışız yahu, tayşta koto canay.

Hayır. Kabul etmiyorum. Benim oynadığım oyun Red'in, Gold'un ve diğerlerinin başrol olduğu oyun değildi. O mantıkla diğer baş kahramanlar da Red'le eşit güçlü olmuş olur.

Öyle olsaydı Red harici başka bir karakter de çıkardı karşımıza NPC olarak, ama sadece Red çıkıyor. En güçlü trainer, Red'i oynayan sensin. Sonra sensin, sonra da Red.

Şunu anlayalım. Benim oynadığım versiyonun, Red ve diğer orijinal oyun serisiyle ilgisi yok. Tamamen sıfır bir karakteri oynuyorum. Ve rakipler arasında red, gold vb. hepsi var. Bundan yola çıkarak bir şaka olsun diye yazmıştım. Anlatabildim mi? Dolayısıyla bahsettiğim oyun içinde hiçbiri benden güçlü değil.

Neyse gerçek oyunlara dönelim. Bir soru sorayım. Red'i en güçlü yapan ne? Her oyun yeni bir karakter başrol ise ve herbiri de oynanan senaryo olduğuna göre. Neden Red? Yukarıda sadece Red NPC olarak var demişsin ama ilk oyunun karakteri olduğundan gelmesi normal diyenler de olabilir. Sormamın sebebi anlamaya çalışmam. Herhangi tuttuğum bir karakter yok. İlk mesajdaki ifadeler de resmi olmadığı yazmızsın zaten. Ve bana bir methiye, öznel çıkarımlar gibi geldi. Dayanak noktası yok.

Benim oynadığım versiyonun' date=' Red ve diğer orijinal oyun serisiyle ilgisi yok. Tamamen sıfır bir karakteri oynuyorum. Ve rakipler arasında red, gold vb. hepsi var.[/quote']

Uranium mu oynuyorsun?

Edit: Red'i özel yapan ne sorusunun cevabı aslında manga serisinde gizli. Her baş karakter bir alanda çok iyi, ve o konuda uzmanlaşıyor aslında. Şöyle ki Red Poke eğitmenliği/dövüşlerinde uzman, Blue(Green) ise Prof. Oak gibi Pokemon araştırmacısı olmakta, şu an diğer karakterleri hatırlamıyorum pek, bulursam link atarım, bir karakter Pokemonları estetik salonuna sokup güzelleştirmekte uzmandı, vs vs böyle şeyler vardı. Red de dövüş konusunda uzman işte. O yüzden Red özellikle başı çekiyor diye biliyorum.

Yok ya fakemon serileri oynamıyorum. Belki ileride oynarım. Light Platinum oynuyordum.

Red'e(Bruce Willis'in filmi değil miydi bu yahu?) dönecek olursak belge gösterin bana arkadaş. Şaka bir yana oyun olarak düşününce söylenen mantıklı gelmiyor ama mangada varsa bir hikâye olabilir. Varsa tabii. İyice masaya yatırmak gerek.

Ayrıca bir de kız karakter versiyonu yok mu bunların? Niye cinsiyet ayrımcılığı yapıyorsunuz.

Edit: Şu tür düşüncelere hiç katılmıyorum. Kötü bir şey. Yanlış içinde olan bir kişi. Bana göresi, sana göresi yok bunun. Amacına ulaşması, çalısması ise ayrı mesele. Birbirine karışmamak lâzım.

Red'i sevilen karakterlerden birisi yapan şey de, Red'in ne arkadaş, ne onur, ne gurur ne de sevgiye ihtiyacı olmasıydı. Monoton karakterlerden biri olmadan, tamamen karizmatik bir şekilde hedefine ulaştığı için sevildi Red.

Uranium fakemon serisi diye mi geçiyor? Bildiğim kadarıyla en çok sevilen ve hayranı olan fan yapımı oyun. Hatta o kadar iyi ki Nintendo ile papaz oldular ve gelecek projelerini sona erdirmek zorunda kaldılar. Torrent sitelerinde falan bu aralar sık sık karşıma çıktığından sordum.

Karakterlerin kız versiyonu yok, Red erkek, Blue (Oak'ın torunu) erkek, Green ise kız. Her jenerasyonda iki erkek bir kız var genelde. Sonraki oyunlarda erkek misin kız mısın diye seçim yaptırdığında aslında biz o başrollerden kız ya da erkek olanı seçmiş oluyoruz, üçüncü kişi de rakip oluyor.

Wikilerindeki ilgili cümleleri kopyaladım.

Kız versiyonu derken, seçtiğimiz karakteri kast etmiştim. Seçtiğimiz hangisiyse oyunu bitirince, en şampiyon o olmuyor mu sonuçta. Yukarıdaki tariflere bakınca red sadece dövüşmeyi biliyor, diğerleri de benzer ama Blue için olan tanım daha uygun gibi geldi en iyisi olmaya veya Sapphire.

Uranium fakemon. Normal pokemonlar da var mı hatırlamıyorum ama fakemonlarla dolu. Başlangıç pokemonları fakemon zaten. Hikayesi de karanlık, bir nükleer felaket oluyor falan filan. Bu arada genel söylüyorum fakemon deyip geçmemek lazım. Kötü tasarımlar olduğu gibi çok güzel tasarımlar da oluyor.

Monotonluktan kastım pokemon oyunlarındaki diğer ana karakterler gibi "arkadaş" kavramı. Gold'un arkadaşı var, Lyra. Ruby'nin arkadaşı var, May. Diamond'un arkadaşı var, falan filan Nate'in arkadaşı var, onun arkadaşı var bunun arkadaşı var! Yeter be! Red'de sadece Rival var. Arkadaş yok. It's just Blue *********g Oak. Bu arada Red'in en güçlü olması sebebi tamamen Pokemon Company. Black 2/White 2'de Red "Şampiyonlar ligi"nde savaşılabilir bir karakter. NPC olarak karşına çıkıyor. Onun haricinde, şampiyon veya Gym Leader olarak karşına çıkan başka ana karakterde yok. Pokemon Company onu en güçlü yapmış. O yüzden en güçlü. Bu arada, manga oyun ile alakalı değil bunu da söyliyim. -_-' Manga manga, anime anime, oyun da oyun.

Pokemon'un yapımcıları Red en güçlüdür dediyse. Öyledir. Ama onun dışında şeyler hep fanlık ve sallama geliyor. Red'in NPC olarak çıkmasının nedeni basit, ilk oyunun kahramanı çünkü. O temel alınmaz. Ama bu işin arkasındakiler o dediyse odur. Tabii böyle bir şey varsa. Blue'ya dediği ney? Yukarıdaki tanımlamaları okudun mu bilmem. Tanımları inceleyince blue veya sapphire önce geliyor. Bu arada blue ve saph kim hiç bilmem.

O monotonluk ifadesi tuhaf bence, neyse. Red pokemonlara nasıl bakıyor? Savaşma aracı mı, arzularını gerçekleştirmek uğrana kullandığı piyonlar mı? Yoksa yoldaş, arkadaş vb mi? Olarak görüyor?

İşte o son sorunun cevabı yok. Red konuşmayan, silent bi karakter, o yüzden pokemonları ne olarak düşündüğünü bilemeyiz. Tek bildiğimiz, güçlü olduğu ve güç sarhoşu olduğu. :| Şey gibi düşün ya, kötü bi insan değil ama iyi bi insan da değil gibi bişey düşün hakkında.

Bu arada, manga oyun ile alakalı değil bunu da söyliyim. -_-' Manga manga, anime anime, oyun da oyun.

Manga ile oyunun alakası, anime ile oyunun alakasından çok daha fazla. En azından her jenerasyonda Ash yok başrolde, her jenerasyonun kendi karakterleri var, bana göre de oyunun olabilecek en güzel adaptasyonu manga serisi. Adaptasyon demek de yanlış olur gerçi. Ama her alandaki yapımları birbirlerinden çok farklı yapımlar, bu su götürmez bir gerçek.