CloudT 3 Ekim 2016 Share 3 Ekim 2016 1930/40 yıllarında geçen serinin hikâyesi Alman Devletinin ülkeleri işgal etmesiyle başlamıştır. Alman Devleti sınırlarında yer alan küçük bir ülkeyi de ele geçirmek ister ama Elystadt prensesi "Finé" bu duruma karşı çıkmak ister ve macerasına başlar. Tabii seri başta pek dönemsel görünse de işin içine cadı ve büyüsel durumlar da girmektedir ve seri hakkında bilgim olmadan başladığım için finalde karşılaştığım durum çok şaşırttı. Neden? Ne alaka? derken bitmişti bile. Dolayısıyla sebeplerini de gelecek bölümlerde açıklarlar ve neler olup bitecek, nasıl şekillenecek derken seriyi de bu sezon izleyeceklerim arasına katmış bulunmaktayım. 12 bölüm olacaktır ve orijinal bir seridir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
calieran 3 Ekim 2016 Share 3 Ekim 2016 1.Bölüm İkinci dünya savaşının farklı şekilde anlatıldığı bir hikayeye sahip. Savaş yapımlarını severim. Anladığım kadarı ile bahsettikleri Elystadt düklüğü İsviçire'yi temsil ediyor. En azından gösterdikleri harita orayı işaret ediyor diye hatırlıyorum. Her şey iyi başlamıştı trende mücadeleler falan. Gizli ittifaklar vs vs... Derken şu sahnede yıkıldım. Şuan serinin nereye gideceğini bilmiyorum ama Prensesimizle cadımız arasındaki aşk hikayesine dönüşürse devam etmeyeceğime eminim. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Bakayalo 4 Ekim 2016 Share 4 Ekim 2016 Ön not: En iyi Türkçe çeviri daha çıkmadı, henüz izlememiş olan varsa şurayı beklesin. Saç kesiminden itibaren Symphogear'daki Finé ile bağlantı kurduğumdan, ilk bölümde tek sahnelik bir flashback olarak gösterilen, cadı yakmaya gelenlerden "ak cadı"yı koruma hareketi benim için sürpriz değil, bir an önce gelsin diye beklediğim bir hareketti. Gerçi bunun tam adı Ortfiné, ama Finé olunca "son" anlamına geliyor, drama dram katıyor. Prensesin cadıyı tüp içinde ilk gördüğü anda "niyeyse beni çeken bir şey var bunda" tarzı bir şey söylemesi, bu ikisi arasındaki tanışlığın eskilere dayandığını gösteriyor. Ama prenses bilinç düzeyinde bundan haberdar olmasa gerek. Resimlerde gördüğü ak cadıya hayranlık ile özlem (bu arada bu ikisi Japoncada eş sesli ) arasında hisler besliyor, o kadar. Bir nevi efsanelere bel bağlama durumu da diyebiliriz. Romantizm diyelim daha romantik olsun Ama bundan ancak "masal gibi"ye yakın anlamlı olan romantizm çıkar, aşk çıkmaz. Ve ama yine de bu animenin fantastik bir dram olacağını düşünüyorum; tarih, askeriye ve aksiyon tarafları dekor olarak kalır. Fantezi istemiyorsanız hiç ümitlenmeyin. Reenkarnasyona kadar gideri var bunun, gitmesini bekliyorum. (Safi spekülasyon. Eser orijinal. Nereye gideceğini kimse bilemez.) Tüfeğe gelince, beni hiç şaşırtmadı Cadı dediğin her şeye biner. Cadıyı uçuran kendi sihridir, süpürge sadece araçtır. Bu birçok cadılı filmde ve animede söylenmiştir. Kiki'nin hayalgücü anca belediye işçisinin fırçasına yettiğinden ona bindi, bu hanım kızımız daha yaratıcıymış, tüfeğe bindi. Öyle lömbürt diye de binmedi zaten; arandı, gözüne kestirdi, dokunup büyüledi (bir nevi ehlileştirdi veya tımar etti diyebiliriz), öyle bindi. Gayet normal değil mi? Cadı bu sonuçta, öyle ya da böyle uçacak. Daha animenin ilk dakikasında kırılmış bir ağaç dalının üzerine oturmuş havada dönerek şarkı söyleyen kızıl saçlı bir ergen kız görüyoruz. Bizi o kıza küçük Ortfiné götürüyor, ormanda koşarken yanından geçen sihirli baloncukları takip ederek. Animenin Japonca adının yanında Almanca verilen adı "Izetta, Die Letzte Hexe", bu arada. Daha 01:17'de yazıyor ekranda. İngilizce altyazılı izlediyseniz Crunchyroll "Izetta, the Last Witch" diye, Türkçe altyazılı izlediyseniz Eray "Son Cadı Izetta" diye çevirisini de vermiş. Anime en baştan adıyla bize Izetta adlı bir cadının hikâyesini anlatmayı vaat ediyor yani. Bir cadının hikâyesi. Son cadının hikâyesi... (Fena edebiyata bağladım, sonum iyi değil ¬_¬) Animenin adı demişken, "shuumatsu no izetta"nın İngilizce tam karşılığı "Izetta of the End". Türkçesi yok maalesef, her şeyi çeviremiyoruz; ama şöyle tarif edeyim: Izetta son cadı olmanın yanı sıra sondaki cadı, bir şeyin sonundaki cadı; son sahnedeki cadı, son perdedeki cadı, son büyük savaştaki cadı... ve belki de sonu getiren cadı. Şimdilik son bir şey: Mutlu son beklemiyorum. Mutlu son görürsem hayal kırıklığına falan uğramam, ama hazin son daha tatmin edici olur gibi geliyor. Ne çok "son" dedim değil mi Ama n'apayım, animenin adında "son" var >_> Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CloudT 4 Ekim 2016 Yazar Share 4 Ekim 2016 Cadı kavramını iyi değerlendirmişsin. Ben de bir türlü bir yere oturtamamıştım, neyin cadısı ne olacak ne yapacak düşüncesini 1. bölümden yerleştiremiyorum. Orijinal bir eser olmasa gidip kökenine biraz bakacağım ama yok. Dolayısıyla Finê ile aralarındaki ilişki savaşın durumunu da çok sağlam değiştireceği belli. Tabii işin sonunda cadıya ya da Finê 'e ne olur bilemiyorum. Dram faktörünü daha ağır basarlarsa çok sevinirim. Diğer türlü gözümde sıradan bir seri olarak kalacak. Mutlaka sağlam bir dram sahnesi/sahneleri olmalı. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CloudT 9 Ekim 2016 Yazar Share 9 Ekim 2016 Anlaşılan cadının güç kullanmasıyla ilgili bazı sıkıntıları var. Gücünü neye göre kullanıyor bilmiyorum ama en sıkıntılı anda gücünü kaybetmesi büyük bir soruna yol açabilir. Ek olarak Finê ile yola devam etmesi şaşırtmadı da koca Alman ordusuna ve özel birliğe karşı ne yapacaklar merak ediyorum. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
calieran 9 Ekim 2016 Share 9 Ekim 2016 İlk bölümden pek umudum yoktu. İkinci bölümün ilk 10 dk'sında ki teyyare ile olan savaş çok güzeldi. Baya beğendim. Efsanevi beyaz cadıyı buldular bakalım. İlerleyen zamanlarda siyah cadı veya gri cadı falan çıkarmazlar umarım bunun karşısına. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Shiranui 9 Ekim 2016 Share 9 Ekim 2016 Çok spoyler olacağını sanmasam da ilgili yazıların hepsi kendini spoyler kutusunda bulmuş: Cadıların genel olarak güç kaynağı ley hattı olarak adlandırılan bir çeşit doğal enerji akıntıları gösterilir. Her şeyden önce "doğal" enerji kullanırlar. Bu enerji sadece Kelt mitosu ve geleneklerinde değil, akdeniz mitoslarında, orta asya ve özellikle 5 element sohbeti geçiren uzak doğu düzenlerinde bulunu ve bu benzer enerji kaynakları insanları güçlendirir. Gölün üzerinde oturmuş şarkı söylerken etrafında büyülü ışıkların uçuşması bununla bağlantılandırılabilir. Su kaynakları, akarsular ve büyük tatlı/taze su kütleleri enerjinin çıktığı, hareket ettiği ve biriktiği noktalardır. Aynı şekilde yoğun ormanlar, dağ zirveler, çeşitli mağaralar ve benzeri mekanlar bu enerjinin yoğunlaştığı ve bu sayede "büyü kullanımının" kolaylaştığı alanlardır. Almanca ismi basitçe son cadı diyor zaten. İngilizce ve Almanca doğrudan Japonca ismini karşılayabilir olsa da o şekilde kullanmaya karar vermişler. Türkçe olarak ben de son cadıyı tercih ettim... biraz profil incelemesi de yapmam gerekmişti. Neyse ki ikinci bölüm bu kararımın doğru olduğunu gösterdi. Japonca isim geniş anlamı sayesinde paçayı her türlü kurtarıyor zaten. Eylstadt, İsviçreyi temsil etmiyor. Ülke Almanya ve İsviçre arasına sıkıştırılmış durumda. İlk bölümde geçen Visterya adlı ülke büyük ihtimalle İsviçre'nin eşdeğeri... İsmi daha çok Avusturyayı anımsatıyor olsa da... Livonya açık şekilde Polonya... Thermidor Cumhuriyeti de Fransa. Cephanelik üzerinde iyi çalışmışlar. Tanklar, uçaklar, silahlar, üniformalar... hepsini güzel hazırlamışlar. Detaylı ve (varsa ben göremedim) çok az hatalılar. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Hikari no Kishi 16 Ekim 2016 Share 16 Ekim 2016 Felaket Teorisi Serinin özelliklerinde olmasa da dram ağırlıklı felaket teorisi yapacağım. Prenseste en az İzetta kadar gözü kara. Bir ihtimal geri çekilmesi gerekirken savaşmaya çalışırsa canından olur. İzetta delirir. Saçları beyaz olur. Düşmanı komple yok eder. Kendi de ölür. Efsaneleşir. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Bakayalo 24 Ekim 2016 Share 24 Ekim 2016 Dördüncü bölüm mola gibi oldu. Hakikaten mola da verdiler zaten, en azından aksiyona mola verdiler; ama genel olarak da hikâye pek ilerlemedi, ilerlediği kadarı da hafifti. Gerçi 3 bölüm hardcore, 1 bölüm laylaylom şeklinde bir tempo ayarıyla birçok aksiyon ve dram yapımında karşılaşıyoruz, yadırgamamak lazım; ama yine de 1 hafta bekleyip bir sürü hafif anime seyrettikten sonra "hadi haftalık dram dozumu da alayım" diye başına oturunca biraz hayal kırıklığı oldu. Özellikle şu giydirme kısmı Aradaki geçmişe dönüşler de olmasa çekilmezdi, onlar sayesinde fazla sıkılmadan idare ettim bölüm sonuna kadar. Beşinci bölüme bileneceğiz artık, napam >_> Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
WoLcRoW 30 Ekim 2016 Share 30 Ekim 2016 5. bölüm 4. bölümde aksiyona ara vermişlerdi ve genel hatlarıyla durgun bir bölüm olarak sona ermişti. Bu bölümde cadı kavramı her iki ülke askerlerinin savaş psikolojisini etkilemesi açısından politik araç haline geldi. Bölüm ortalarında olacaktı sanırım Izetta genel plana itiraz etmeseydi, Izetta dublörleri savaş alanında kullanılmaya başlayacaktı. Şahsen Berckmann'ın dediği direkt karşı ülkenin kralına suikast girişimi gibi bir yol izleseler ya da en azından cadı söylentisi yayıp karşı ülkeye daha çok zarar verme girişimi içinde olsalar gerek psikolojik baskı açısından gerekse cadı kavramının beraberinde getirdiği kusurların açığa çıkmasının zorlaşması açısından çok daha zekice olurdu diye düşünüyorum. Animenin konu işleyişine suç bulacak değilim tabii ama salakça bulduğumu söylemeden de geçemeyeceğim. Kısacası 5. bölümde anime beni kendinden soğuttu. Edit: Bölüm sonundaki olayı yazmayı unutmuşum. Muhtemelen cadımızın güçlerinin kusursuz olmadığı hakkındaki bilgi yayılacak. Kampta casusta vardı. O sahneyi gördükten sonra Elystadt Germanya tarafından ezici bir güçle yakılır, yıkılır, katledilir umarım dedim. Bu saatten sonra o şekilde daha eğlenceli olur çünkü. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Hikari no Kishi 31 Ekim 2016 Share 31 Ekim 2016 İyi hoş da her an bir pislik çıkacakmış gibi geliyor hele o ending yok mu resmen "Dramla bitecek bu seri" diyor Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CloudT 31 Ekim 2016 Yazar Share 31 Ekim 2016 Krala suikast kısmında sıkıntı olabilir. Bunun iki durumu var; 1. si bakkaldan ekmek almak kadar kolay değil, cadı da olsa çok sıkıntılı olabilir. Suikast düzenleyelim derken ele geçilirse her şey biter -ki bir kez ele geçirilmişti. 2. husussa güçlerini orada kullanabilir mi ve kullanıyorsa da ne kadarını? Eğer kullanamıyorsa ya da öyle böyle bir durumsa zaten suikast işi baştan yaş. Ortaya öyle bir fikir atıldı ama atan kişi güçlerinin durumunun nerelerde kullanılabileceğini bilmiyor. Kontrol etmedim ama öyle aklımda kalmış. Gücünün liminitini bilse de harita üzerindeki kısmı teferruat yani krallık kısmındaki... Gücünün olmadığı yerlerde de gücü varmış gibi kullanılması akıllıcaydı. Diğer türlü düşmanlarının düşünceleri çok serbest kalacaktı. Bir tek casus meselesi var. Her ne kadar basit bir er de olsa en ufak bir açık hemen hemen her yere yayılır. Hele de cephe hattında. Fine'nin konuşması da etkileyiciydi. Basın ve bütün Dünya'ya açıklanma kısmı yerli yerindeydi. Yapılabilecek en doğru hareketi yaptılar ama koz olarak kullanmanın negatif yanlarını yok etmeleri gerekiyor ki "acaba gücünün bir sınırı var mı?!" söylentilerini de malum uçurum kenarı sahnesinde bertaraf ettiler; fotoğrafladılar da. Tabii bu herkesi inandırır mı bilinmez ama müttefiklerinin kanına girseler kâfi. Birçok açıdan gayet tatmin edici bir bölümdü. Ek: Şimdi aklıma geldi Jonas'ın malum sahnesi çok sıkıntılıydı. Su almaya giderken "casus" damgası yerse iş çok sarpa sarar. Asıl casus kendini gizlemiş olur ve Jonas suçlu olabilir, olmasa bile şüpheleri üstüne çeker. Bu da asıl casusun fark edilmesini zorlaştırır. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
WoLcRoW 4 Kasım 2016 Share 4 Kasım 2016 Krala suikast kısmında sıkıntı olabilir. Bunun iki durumu var; 1. si bakkaldan ekmek almak kadar kolay değil, cadı da olsa çok sıkıntılı olabilir. Suikast düzenleyelim derken ele geçilirse her şey biter -ki bir kez ele geçirilmişti. 2. husussa güçlerini orada kullanabilir mi ve kullanıyorsa da ne kadarını? Eğer kullanamıyorsa ya da öyle böyle bir durumsa zaten suikast işi baştan yaş. Ortaya öyle bir fikir atıldı ama atan kişi güçlerinin durumunun nerelerde kullanılabileceğini bilmiyor. Kontrol etmedim ama öyle aklımda kalmış. Gücünün liminitini bilse de harita üzerindeki kısmı teferruat yani krallık kısmındaki... Düşmanın en beklemediği hamleyi düzgünce düşünüp buna dair araştırma da yapabilmeleri lazım bence. Savaş gibi ciddi bir durum içerisinde cadıyı diğer ülkeye sokup vaziyeti kontrol edip geri dönecek kadar cürretkar ve vatansever insanlar illa ki çıkacaktır. Ayrıca kralın kişiliğini ve savaşı bitirecek durumun anahtarının ne olduğunu bilmiyorlar. Bakkaldan ekmek almak kadar kolay olacak olsa yoldan geçen birisi bile kralı öldürebilirdi. Elbette zor olmak zorunda ama en azından büyü gibi muazzam güçlere sahip efsanevi olarak nitelendirilen bir yaratık ellerinin altındayken bunu denemeden vazgeçmemeleri gerekirdi. Kaldı ki adamlar da bunları düşünüp fark ediyorlar zaten, neden gelip kralı öldürmüyor, demek ki bu işte bir bit yeniği var diyorlar direkt. Şöyle bir şeyi de eklemek lazım günümüzde bile başka ülkelerin ajanları kendi evlerinin arka bahçesiymişcesine fink atıyor ülkede, teknoloji çağında bile zor bir şey değil, kimliği ifşa olmamış bir cadıyı ve yanında 3-4 kişiyi başka bir ülkeye sokmak küçük bir krallık için dahi zor olmasa gerek. Durum böyle olduğu halde Germanya bu adamları yenemiyorsa orada da bir sıkıntı vardır. Ayrıca en başında konu işleyişine dair bir şikayette bulunmanın manasız olduğunu ima ettiğim halde yazdım bunu. Neyse starscream'in de dediği gibi umarım seri dramla biter. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CloudT 6 Kasım 2016 Yazar Share 6 Kasım 2016 Yeni bölümün finaline kadar her şey sıradan geçti ama final sahnesini sevdim. Geriye bir tek kaçan asıl casus kaldı. Onu da bir sonraki bölümde halletmiş olurlarsa sorunlar azalmış olacak ama Finê ve Izetta'nın Britanya yolculuğu sıkıntılı olacaktır, öyle gittim geldim bir durum beklemiyorum. Bir de Jonas'ı öldüren adamın adını unuttum, onun da çok yararı olacak ama "ölecekler listesin"de adı kesin yazılı. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Bakayalo 7 Kasım 2016 Share 7 Kasım 2016 Jonas'ın döner dönmez elemana o lafı etmesi başlı başına yersiz, karakteriyle uyumsuzdu, ama bu bölümün sonunda iyi toparladılar o muhabbeti. Yine de bu dokuzuncu bilmemne üzerinden o hin oğlu hin çözer olayı. Çözse de ley hattıydı haritaydı o kadar gidemez herhalde, ama biraz cürete gelir sanırım. Dram tarafı ilk iki bölümden umduğum kadar yoğun gitmiyor, başyapıt olamayacak, ama sıkmıyor da, izletiyor kendini. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CloudT 13 Kasım 2016 Yazar Share 13 Kasım 2016 Bölüm 7 Bölüme dair merak ettiğim ve konuşabileceğim tek şey; küvezin içinde ne olduğu ya da kim? Geri kalanlar standart sahnelerden ibaretti. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
CloudT 11 Aralık 2016 Yazar Share 11 Aralık 2016 Bölüm 11 Spoiler Berkman'ın ihaneti, gizli silahın ortaya çıkışı ve Izetta'nın ekstra güç alışı, tabii bunun yan etkileri derken final sahnesinde Berkman ve diğerlerinin yakalanması. Resmen olaylar olaylar. Sona da iyice yaklaştık ama nasıl bitirecekler baya merak ediyorum. Yorum bağlantısı Hemen paylaş More sharing options...
Önerilen İletiler
Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın
Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor
Hesap oluştur
Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.
Hesap OluşturGiriş yap
Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.
Giriş Yap