ClassicaLoid

Sunrise'ın yaptığından bile haberdar olmadığım bir yapımdı. Sırf içinde klasik müzikle ilgili bir şey var, Vocaloid falan gibi mi acaba diye düşünerek listeme atmıştım aylar önce. Ben böyle bir şeyle karşılacağımı ummuyordum. Karşınızda Jojo Part 2: The Musical!

Jojo izleyenler bilir "neler olduğuna anlam veremiyorum ama çok eğleniyorum" dedirtmişti ilk izlediğimiz zamanlar. Bu anime de aynen öyle, ortada bir şey dönüyor anlamaya çalışıyorsunuz ama üzerinize absürd her şey bir bir gelirken artık daha fazla kasmayıp kendinizi akışına bırakıveriyorsunuz. Beni ilk saniyeden ekrana şaşkın gözlerle kilitleyip, son saniyeye kadar yüzümde şapşal bir gülümsemeyle tutan bir yapım oldu daha ilk bölümden. Tekrar söyliyeyim, böyle "tuhaflıklara" tahammülü olmayanlar pek beklentiye girmesin. Zira MyAnimeList'in %90'ı böyle insanlardan oluştuğu için, 6.30 gibi bir puanla kalmış anime üzüldüm valla.

Bu kadar anlattım, konusuna girelim. Serimizde klasik müzik dehalarını görüyoruz, bunların bazı gizli yetenekleri var. ClassicaLoid diyorlar bu arkadaşlara direk. Şu an için Beethoven, Mozart ve Bach'ı görebildik. Kişiliklerinin belirgin özelliklerini de katmaya çalışmışlar, mesela Beethoven'ın inanılmaz takıntılı, aksi ama bir o kadar da yaptığı işe tutkusunun tavan oluşu gibi. Kapanışta da gördüğüme göre daha bir sürü ClassicaLoid'le karşılacağız.

Bölüm içi müzikler zaten direk orijinal eserler, bazen akustik bazen rock versiyonları falan çalabiliyor. Müzik konusunda bol bol kulak doyurucu olduğu ortada.

Sonuç olarak epey sevdim, aynı absürdlüğü başkası izler mi bilmiyorum ama başlığını açmadan edemedim

Edit: Bahsetmeyi unutmuşum sanırım, Jojo göndermesi yapmamın sebebi aslında seiyuu kadrosunun birkaç Jojo seiyuusu içermesiydi. Zira Beethoven'ı Joseph'in seiyuusu Sugita Tomokazu seslendirirken, Mozart'ı da Koichi'nin seiyuusu Yuki Kaji seslendiriyor. Ayrıca Yukako'nun seiyuusu da Liszt olarak gelecek

Seiyuu kadrosunun kalanı da şöyle:

Bach - Kusunoki Taiten

Badarzewska - Ichimichi Mao

Chopin - Toriumi Kousuke

Liszt - Noto Mamiko

Schubert - Maeno Tomoaki

Tchaikovsky - Endou Aya

Seri izleme listemde vardı ama yayınlandığı gün vesaire hepsi aklımdan çıkmış. Konunun ismini görür görmez indirmeye başladım. Henüz izlemedim çünkü sıraya göre gidiyorum ve önce izlemem gereken 4-5 bölüm var. Ondan sonra 6. olarak yerini aldı. Açıkcası böyle serileri çok seven biri olarak (animasyon, konuyu anlatım şekilleri ve orjinallik gibi...) kaçırmadan izlerim ve MAL konusunda haklısın. Bu tarz seriler hep düşük puan alır. Arada 40 yılda bir 1-2 tanesi 7 üzeri çıkar.

Siz ne anlarsınız animeden müzikten demişler resmen. De ilk bölümden puanları nasıl yardırmışlar, Myanimelist'in en kötü yanı kesinlikle kullanıcıları, beş para etmez serileri uçurup, saklı hazineleri gömmek için farklı bir mantık anlayışına sahip olmak lazım.

Beethoven zaten en sevdiğim isimlerin başında gelir klasik müzik deyince. Chopin, Bach, Mozart falan da combo oldu benim için. En garipsediğim şey Mozart'ın tasarımı oldu, gerçi animedeki kişiliğiyle uyumlu bir tasarımı var ama neyse, çok kafaya takılacak bir durum değil. Chopin acaba depresif melankolik biri mi olacak? Emo bile yapabilirler onu. Gerçi seiyuusu genelde çılgın kişiliklere sahip karakterleri seslendirmiş, şimdi iyice merak ettim adamımı.

Konuyu okuduktan sonra direkt izleyeyim dedim ama maalesef çevirisi yokmuş. Müzik konulu seriler hoşuma gidiyor bir de "tuhaflıklar" dan bahsedince epey bir ilgimi çekmişti ama aldığım gazla kaldım ortada çeviri olmayınca

Konuyu okuduktan sonra direkt izleyeyim dedim ama maalesef çevirisi yokmuş. Müzik konulu seriler hoşuma gidiyor bir de "tuhaflıklar" dan bahsedince epey bir ilgimi çekmişti ama aldığım gazla kaldım ortada çeviri olmayınca

Malesef hep aynısı oluyor, bir seriye 5-10 çevirmen yüklenip böyle arada kalanlar boşta kalıyor. Genelde ben çevirmeye hevesli arkadaşları böyle serileri çevirmeye teşvik ediyorum ama olmuyor Anime çevirisinde az çok kendime güvensem oturur çeviririm ama pek beceremiyorum böyle görsel materyalleri çevirmeyi

Chopin acaba depresif melankolik biri mi olacak?

Chopin'den böyle odadan çıkmayan, içine kapalı bir tip çıkacakmış gibi hissediyorum ben de

Chopin'den böyle odadan çıkmayan, içine kapalı bir tip çıkacakmış gibi hissediyorum ben de

Adamı mezarında ters döndürecekler desene.

Seriyi biraz önce izledim de bu seriye 6 veren eller kırılsın. *şaka şaka*

Benden rahat 7.5 alır ve aslında oradan sekize kotarır ama 1-2 bölüm daha izleyeceğim. Klasik müzikle az çok demeden haşır neşir olan benim için de bir artı daha... Animasyon kalitesi de gayet iyi ve seiyuu seçimleri de başarılı olmuş; karakterlerle özdeşleşmiş ve arka planda çalan hafif tonda violin gibi sesler de biraz daha keyif katmış. Son olarak komedi öğeleri de iyi değerlendirilmiş. Unutmadan, çizimler biraz sert kaçmış hafif yumuşatmalar olsaymış daha iyi olur diye düşünüyorum -ki bazen arka plan çok sönük kalıyor ve karakterleri fazla göze sokuyor. Bilerek yapılmış bir durum değil gibi geliyor ama daha ilk bölüm...

Çeviri kısmında gelirsek eğer dili ağır değil, herhangi biri rahatça ele alabilir diye düşünüyorum. Sadece notlar eklenmesi gerekiyor.

Çevirisi olaydı iyiydi. Çok hoş görünüyo gerçekten.

Evet genç heyecanlı çevirmen arkadaşları bu seriye davet ediyoruz

2. bölümle birlikte seri bana zamanında izlemiş olduğum Galilei Donna animesini anımsattı. Ama onun ilk bölümünü izledikten sonra droplamışım. Bunu da sanırım 3. bölümden sonra droplayacağım. Klasik müzik dinleriz diye şeyettiydim de yeterince müzik göremedim. Animasyon kalitesi pek önemli değil gerçi ama ikinci bölümde bariz kötü bir işçilik çıkarmışlar. İlk mesajımda dediğim gibi çok random bir anime, ve konuya falan giremeyecek bu gidişle.

Ben de 25 bölüm olacağını duyunca, kendime sordum gerçekten 25 bölüm izlemeye değecek bir yapım mı diye. 12-13 bölüm olsaydı yine izlerdim de 25 bölüm olunca işler benim açımdan biraz değişti. Yine de 2. bölüme bakacağım, sıkılmadan izlersem gittiği yere kadar gideceğim.

Ya ben Yaz sezonunda da alıştım slice of life tadında episodik geçen animeleri ne kadar çok sevdiğimi fark ettim. Ya da en azından artık bir doygunluktan sonra insanı böyle şeyler rahatlatıyor herhalde kafayı yormaya gerek kalmıyor falan. Tabi bunda karakterlerin birbirleri arasındaki uyumu, karakterlerin sevecenliği ve animasyon kalitesinin de önemi büyük. Mononokean ve Amanchu serilerini severek izlememde de benzer sebepler baş göstermişti. Classicaloid'de de sadece Beethoven ve Mozart olsa aylarca izleyebilirim çok tatlı bir uyumları var gerçekliğe nazaran Beethoven'ın böyle deri ceket, yırtık kot ve havalı saçlarla kütük gibi durup Mozart'ın da lay lay lom takılışı çok tatlı ya. Her bölüm maceradan maceraya koşsalar, ilüzyondan ilüzyona soksalar keşke bizi.

Bu animeden aksiyon, ciddiyet veya ne bileyim bilimsel bir şeyler bekleyenler de bence pek beklememeli zira 2. bölümden bile belli oluyor animenin asıl olayının böyle bir şey olmayacağı. Aklıma Tiger & Bunny geldi böyle düşününce, zaten bu tarz animeler kendi kitlesini 6. bölümden sonra falan yakalamaya başlıyor aşağı yukarı. ClassicaLoid isminin seçilmesi zaten "Vocaloid" benzeşikliği yakalamak için eminim. Bu bölümde şarkı söyleyen müzisyenlerimizden de anlaşılıyor, seri sonuna doğru hep beraber şarkılar söylerlerse şaşırmayın. Yani anlayacağınız bolca absürdlük ve göz kamaştıran sahnelerden öteye gitmeyecek bu anime. Ona göre takibinizi yapın.

2. Bölüm

3

Haftaya Schubert~