Udon no Kuni no Kiniro Kemari

Souta Tawara adında bir web tasarımcısıdır ve günün birinde ana/baba ocağına geri döner ve orada babasından kalan udon lokantasına girer. Ortalık mahvolmuştur ama biraz incelerken bir çocukla karşılaşır. Lokantada ne işi vardır, neden orada un çuvalına sarılmış yatıyordur merak ederken çocuğun çok önemli bir sırrını öğrenir. Ardından olaylar şekillenmeye başlar.

Seri Barakamon ile Amaama to Inazuma serileri arasında kalmış ama açıkcası neredeyse Barakamon kadar iyi diyeceğim. 2. bölüm tabii daha bir şey görmedik ama "tanuki" kurgusu çok hoşuma gitti. Ayrıca kız çocuğu değil bu sefer erkek olarak ele alınmış. Malum Usagi Drop serisinden sonra millet önyargıyla bakmaya başladı. Her neyse seriyi neredey/se çok beğendim -ki zaten bu tür serileri severim. Biraz iyi işlenirse direkt 8/10 alır. Şu an 7-8 arasında gidip geliyor. İlerleyen bölümlerde netleşir.

İzledim. Genel hatlarıyla söylemek gerekirse beğendim. İstemediğim nokta açılışta sinyal veren tanuki(rakun) meselesiydi. Gerçek çocuk olması isterdim. Doğaüstüye kaçtılar. Evet bu arada çocuk erkek. Usagi Drop'un sonunu duyduk ve kötü ama her parenting serisi öyle olacak diye bir şey yok. Genel bu tür animelerde saçmalığa yönelmezler artık diye düşünüyorum.

Bu animeye dönersek; bu çocuk büyümez sanırım öyle maskot gibi dükkanda dolanır durur. belki ileride bu adamı düzene sokmak için kaderin ayarladığı bir şey bile çıkabilir. Adam da dükkanı açacaktır, babasının tariflerini bulmuştu ki bulmasaydı bile açacaktı dükkanı. Böyle dükkan, iş, şirket, politik şeyler, çiftlik vb. şeyleri işletmeye çalışma mücadelesi konularını severim. Öyle biliyorsanız tavsiye alayım. Neyse tekrar animeye döneyim.

Çocuk genel olarak sevimli. Bir ara saçına toka takıldı ve aynı naru benzediydi. Göndermeyi yaptılar orada. Babalık, annelik hislerimize hitap eden bir seri. Öyle işte izliyoruz şimdilik.

Heralde her sezon böyle büyük abi küçük çocuğa bakıyor temalı animeler göreceğiz, iyice moda oldu

Sasuga ni üçüncü bölümde sıkmaya başladı. "Tokyo'ya dönsem bi dert, burda kalsam bi dert..." Üç saniyede söylenebilen şu cümleyi 16,5 dakikada anlatmaya bir itirazım yok, anlatmasını beceren buyursun anlatsın; ama bunlar pek beceremediler. Bölüm sonundaki GaoGao-chan bölümün kendisinden daha ilginçti, önceki iki GaoGao-chan hikâyesinin yanında sönük kalmasına rağmen ¬_¬ Dördüncü bölüm de sıkarsa bırakırım herhalde. Zaten çok fazla anime izliyorum bu sezon.

4. bölüm

Souta ile Rin'in dertleşmeleri, Poco ile Rin'in yakınlaşmalarını izledik. Oldukça düşük bir tempoda ilerliyor ama sadece şu yaramaz için bile izlemeye değer bence.