Jump to content
  • Kayıt Ol

Ashita no Joe


Önerilen İletiler

 

Ashita no Joe

TANITIM

Joe yetim olan biri ve bu yarasını dışarıya agresifliğiyle yansıtmayı huy edinmiş bir isim. Bunun getirisi olarak da bulunduğu yetimhanelerde sürekli olarak yaygara çıkarmaktadır. Sadece yetimhanelerde kavga çıkaran biri değildir, sokaklarda da en az yetimhanelerde çıkardığı kargaşa kadar yaptıklarına devam etmekte, her şeyi çözmek için kaba kuvvete başvurmaktadır. Yine böyle anların birinde, gitmiş olduğu bir gecekondu mahallesinde şiddete başvurmuş şekilde kavgasına devam ederken yeteneğini keşfedecek olan Danpei devreye girer. Kavga esnasında Danpei Joe'deki yeteneği, yani yumruklarındaki kuvveti fark eder. Danpei onu eğitmek ve boks dünyasına yeni bir yıldız kazandırmak için Joe'nin peşine düşmüştür bile. Lakin bu sadece Joe'nin yeteneğini gün ışığına çıkarmak değildir,

 

Danpei de bu sayede bir şekilde dışlanmış olduğu boks dünyasına geri dönecektir. Elbette, Joe'yi bu konuda kullanma amaçlı eğitmek istememektedir, sonuçta Danpei'nin içersin de hala o kanlı dünyanın, yani boks dünyasının çekici etkileri devam etmektedir. Danpei bu kadar zaman sonra boksör olarak geri dönemeyeceğine göre koçluk onun için en iyi konumdur. İşler düşündüğü gibi ilerlemez elbette, Joe ne kadar agresif biri olsa da o dönemde boksa ilgisi olmayan biridir. Bu başlangıç bir kenarda sırasını bekleyedursun çünkü öte yandan Joe giriştiği şeyler sonucu hapishanenin yolunu tutmuştur bile. Joe'nin kendine olan özgüveni, yaşının getirisi ve sokakta giriştiği dövüşlerden edindiği izlenimler sonucu baya yüksek düzeydedir. Kendisini kimsenin yenemeyeceğini düşünen Joe rutin günlerden birinde hapishaneden kaçma girişiminde bulunur.

 

Elbette hepimizin hayatı yenilgilerle ve yanlış fikirlerle kaplıdır, Joe de çok geçmeden bunu Rikiishi sayesinde öğrenir. Joe'nin kendine rakip olarak göreceği, Rikiishi'nin de kendine rakip olarak seçeceği Joe ile tanışma anı bu anda gerçekleşir ve kaçmaya çalışan Joe'yi durduran Rikiishi'den başkası değildir. Rikiishi bunu yumuşak bir abi kalbiyle yapmaz elbette, bir güzel Joe'yi haşlayan Rikiishi o andan sonra Joe için vazgeçilmez bir rakip olur çünkü yediği yumruklar sayesinde Joe'nin içinde Rikiishi'ye karşı kin oluşturmuştur bile. Rikiishi'ye karşı nefretle dolan Joe, onu boks dünyasında yenebileceğini düşündüğü için kendine bunu amaç edinerek Danpei'den kendisini eğitmesini ister. Elbette profesyoneller dünyasına, yani ringe çıkmasına daha zaman vardır, ne de olsa Joe'nin bu kaçma girişiminden sonra cezası uzatılmış, Rikiishi'nin ki de ödüllendirme amaçlı kısalmıştır. Ha hapishane dışarısı dediğime bakmayın siz, isteyen mahkumlar arasında da hapishane içersin de çeşitli boks turnuvaları düzenlenmektedir fakat Rikiishi gittikten sonra Joe'nin hapishanedeki rakipleri dikkatini çekmez, zaten hevesi de kaçmıştır.

 

Bu nedenle de kendini sadece antrenmanlara vermiştir. Hapishane günleri öncesi ve sonrasında hayatına giren kişiler de bir bir şekillenmeye başlamıştır artık. Yoko da bu dönemlerde kahramanımızın hayatına yerleşmiş bir isimdir, sadece o mu? Hayır. Rikiishi'siyle, Danpei'siyle, Nishi'siyle, Noriko'suyla, minik karakterlerimiz, yani mahallenin haşarı çocuklarıyla ve daha fazlasıyla o spor serilerinin değişmez olan karakter zenginliği de yavaş yavaş bize ulaşmaya başlamıştır artık. Hikayeyi takibe başlayan (anime olsun/manga olsun) izleyiciler/okurlar, yani bizler bu noktada gidişatı az çok tahmin edebiliriz. Joe'nin de hapishaneden çıkma günü gelip çatmıştır, haliyle de kahramanımızı Danpei almaya gelir ve birlikte kader arkadaşlığı yapacakları yolculuklarına başlamışlardır artık. İkilimiz, daha doğrusu üçlümüz için asıl hayat şimdi başlıyordur.

 

KARAKTERLER

Joe Yabuki - Ana Karakter

Rikiishi Tooru - Ana Karakter

Danpei Tange - Ana Karakter

Carlos Rivera - Yardımcı Karakter

Yoko Shiraki - Yardımcı Karakter

Sachi - Yardımcı Karakter

Goromaki Gondo - Yardımcı Karakter

75451.jpg

DİĞER İSİMLERİ

Orijinal: Ashita no Joe

Japonca: あしたのジョー

Diğer: Rocky Joe, Tomorrow's Joe

 

BİLGİ

Kategori: Manga

Cilt sayısı: 20

Bölüm sayısı: 171

Yayım: 1 Oca 1968 - 13 May 1973

Dergi: Shounen Magazine (Haftalık)

Eser: Ikki Kajiwara (Hikâye), Tetsuya Chiba (Çizim)

Türler: Dram, Shounen, Spor, Gündelik Hayat

 

İSTATİSTİKLER

Puan: 8.68

Sıra: 55

Veriler 22 Aralık 2016 Perşembe günü 13:55 saatinde MyAnimeList sitesinin şu sayfasından çekilmiştir: manga / 1303

 

BAĞLANTILI YAPIMLAR:

- Ashita no Joe Pilot (2 Bölüm/1969 - Serilerinden önce izlenmelidir.)

- Ashita no Joe (İlk sezon) - Ashita no Joe (İkinci sezon ama yanlış bilmiyorsam eğer ilk 5 bölüm ilk sezondan başlıyor. recap sanmayın sakın.)

- Ashita no Joe Movie 1 (1980 - Serinin kısa versiyonunun ilk filmi)

- Ashita no Joe Movie 2 (1981 - İlk filmin devamı)

- Aynı isimli 2011 yılına ait başrolünü Yamapi'nin (Yamashita Tomohisa) üstlenmiş olduğu bir Live Action filmi mevcut.

 

KİŞİSEL YORUM:

Spoiler

 

Forumumuzda esaklan arkadaşımızın tanıtımıyla planıma aldığım isimlerden birisiydi aslında. İlk anime yapımlarını izlemeyi düşündüm, sonra nolduysa mangasına el atayım diyerek direk mangasına dalış yaptım ve sanırım okuduğum mangalar içersinde en eski tarihli isim oldu Ashita no Joe. Elbette, animesi de şaheser niteliğindedir, lakin mangası da öyle. Çizimleri animesine göz attığımda mangasını okumakla daha mı iyi ettim diye düşünmeden edemiyorum çünkü manga çizimleri daha gözalıcı duruyor. Öte yandan da o şaheser müziklerini dinledikçe de acaba animesini mi izlemeliydim diye de iç geçirmiyor değilim hani. :D Sonuç ne olursa olsun ben güzel bir yolculuğu tamamladığıma inanıyorum, zira Ashita no Joe sadece finali ile değil, tüm hikayesiyle başyapıtlar arasında olmayı hak ediyor çünkü sadece konu değil, işlenişi orjinalliklerle dolu bir isim. Bunların ayrıntısına hemen şimdi girmeyeceğim ama aşağıya doğru sıkılmayıp devam ederseniz eğer ne demek istediğimi çok iyi anlayacaksınız. ;)

 

Mangayı sevdim, hatta çok sevdim. Karakterleri sevdim, hikayeyi zaten sevdim. Mangayı okurken birkaç yerde, özellikle de birkaç yabancı forum tartışmalarında denk geldim de Hajime no Ippo ile en çok kıyası yapılan eser Ashita no Joe imiş. Elbette bizim hepimizin yaptığı bir şey bu aslında. İzlediğimiz benzer yapımları ister istemez, hatta farkında olmadan kıyaslama yoluna giderek eleştirmek. Örnekleme yapalım derken bir bakmış kıyaslamalarımız almış başını gitmiş, benim de yaptığım bir şey. Eh ikisi de aynı sporu içerince bu sonuç da kaçınılmaz oluyor elbet. Bana sorarsanız eğer ben ikisini de sevdim. Hajime no Ippo izledim ama okumadım, Ashita no Joe okudum ama izlemedim. Benimki de böyle bir durum işte ama anime veya mangada değişiklik göstermeyecek durumlar üzerinden gidersek eğer iki seri arasında farklılıklar var. Aynı sporu içermesi dışında benzer özellikleri de olması doğal. Peki birazcık kıyasçılar açısından gitsem iki yapımın taraftarları açısından bir sorun yaratmış olmam değil mi? :P Öyleyse ben de kuralı bozmayıp ikisinden de azıcık laflayayım hadi; ana karakter ve koç açısından Ashita no Joe, Hajime no Ippo'yu döver. Yan karakter açısından da Hajime no Ippo, Ashita no Joe'yi döver. Kadın karakter ve baş rakip açısından Ashita no Joe birçok spor yapımını ezer geçer. :) Orda bir yerlerde başka bir spor serisi var mıdır bilmiyorum, ama ilk kez bir spor serisinin en can alıcı lokomotif karakterlerinden birisi olma görevinin bu kez bir dişiye bırakılmış olduğuna tanıklık ettim. Touch'ın Minami'si ana karakter konumundaydı ki orda ''Lokomotif'' diyebileceğimiz karakterler başkasıydı, Minami'ye olan sevgim tartışılmaz zaten ama burdaki dişi karakter Yoko biraz farklı sanki. Her spor serisinde, izlemiş olduğumuz, yani o serinin sahip olduğu spor dalına (yani bu yapımda boksa) tutkulu bir kadın karakter mutlaka vardır ama Yoko bu dünyaya daha çok profesyonel açıdan yaklaşım gösteren birisi, sporcuların da duygusal olsun yetenek olsun her özelliğini rahatlıkla çözebilmiş. Özlellikle de Rikiishi ve Joe. Bu da Ashita no Joe çatısı altında soğuk, ya da Joe deyimiyle ''Şeytan'' diye tanımlanabilecek bir karakter olarak tandığımız Yoko'nun lokomitifliği, bizlerin dikkat radarına girmesini sağlayan şey olmuş işte. Neyse, Yoko'yu daha fazla açmayacağım çünkü ister istemez spoiler olabilir. Ashita no Joe bu yönüyle en orjinal spor serisi olabilir, hatta benim gözümde öyle. Öte yandan aldıkları başlık konusunda ise ikisi de birbirini dövemez çünkü iki serinin de sahip olduğu isim kendilerine ancak bu kadar çok yakışabilirdi. Son olarak Ippo bir komedi-spor serisi iken Joe ise bir dram-spor serisi, bunu da unutmamak lazım. Yani ayrıldıkları noktalar da az değil. Neyse ben de bu kıyas rüzgarından nasibimi alıp doygunluğa ulaştığıma göre geçeyim asıl yorumuma. :P Esas yoruma geçmeden önce bir kez daha yineleyesim var, iki yapımı da çok severim. Sadece iki yapımın fanlarının karşılaştırma yoluna gitmeden iki isimden de keyif almasını tavsiye ediyorum. Zira dediğim gibi bu iki yapımdan alacağınız tat bambaşka şeyler. Belki spor tadını ikisi de verecektir ama onun dışındaki vereceği tatlar birbirinden farklı lezzetleri içeriyor. Bu nedenle siz ne bana ne de diğer kıyascılara kulak asmayın ve Ippo'yu da tanıyın, Joe'yi de. ;)

 

Ashita no Joe hikaye açısından ciddi anlamda etkileyici bir kurguya sahip. Karakterlerin sağlam oluşu ise bu ismi daha da etkili yapmaya yetiyor, hatta artıyor bile. Zira Joe'nin yaptığı haşarılıklar/agresiflikler/istediğini hemen alma hırsı onun yaşındaki kimsesiz birinin yapacağı şeyler, fevri çıkışları da. Hatta sabırsızlıkları da. Yeri geldiğinde sizi de koçu gibi kızdırabilecek özellikleri var Joe'nin ama bu sizdeki empati duygusunu da harekete geçirebiliyor. Joe aslında haşarı olsa da çok duyarlı biri, mangaka bize Joe'nin içindeki insanlığın ölmeyişini çok acı şeylerle göstermeyi seçmiş, iyi mi yapmış kötü mü hala karar verebilmiş değilim ama benim içimi acıttığı (finalinden bahsetmiyorum) o kadar dönem oldu ki. Yeri geldiğinde bu insancıllığın getirisiyle yeteneğini (yumruklarını) mühürleyip kendi bedenini ortaya koymayı tercih eden bir isim Joe. Hadi bu noktada hayalperestliğimi öne çıkarıp bu yapım için bir etiket türetecek olsaydım eğer bu ''bir sporcunun psikolojisi'' olurdu diyebilirim. Ippo ile karşılaştırma olmaması adına Ippo'da biz her spor serisi gibi eğlendik geçtik (Ippo mangakasının bize yaptığı büyük bir hazsızlık bu; boksu bize sevdirmesi.), hatta boksun gerçekliğini onda da gördük ama Ashita no Joe farklı. Sadece boks ile değil, bugüne kadar izlemiş/okumuş olduğum tüm spor yapımları arasında belki de en ciddisiydi, belkisi fazla oldu sanki. Beklemediğim anda beynimden kaynar sular döktüğü çıkışlarıyla bu isim yeri geldiğinde bendeki ''spor serisi'' kavramlarını yok etti, hatta yıktı geçti. Bu eserde boks sporunun acımasızlığını görüyorsunuz, hatta tüm spor türlerinin aynı acımasızlığına da sahip olabileceğini düşünebilirsiniz. Boks şiddet içeren bir spor dalı da olduğu için mangakası bize bu dünyanın tüm acımasızlığını içinizi sızlatacak anlarla göstermek istemiş. Joe'yi de bunu bize aktarıcı isim olarak görevlendirmiş., Joe yanında Carlos'u, Wolf'u ve Rikiishi'yi de bunun için görevlendirmeyi unutmamış. Ben bir spor serisinden daha fazlasını aldığımı ortalarda anladım, hiç de beklemediğim çıkışları oldu bu hikayenin. Rakibi öldürücü bir hezimete uğratmasa bile o rakibine verdiği sonucun, bir boksörün psikolojisine olan etkisini gördüm, yakalandığı travmaları atlatamayışına da tanıklık ettim öte yandan.Yeri geldiğinde bu psikolijinin getirisiyle rakiplerine hoyratça saldıran bir boksörü temsil ediyordu Joe, yeri geldiğinde de kendi vücuduna hoyratça davranarak intikamını kendinden alıyordu. Etrafımda neden bu kadar çok Joe fanı olduğunu şimdi daha net anlıyorum artık. Onun yanında koçun yeri geldiğinde Nishi ve Joe'ye bir baba gibi olan tavırları bu manganın en sıcak yönü. Hatta Joe ile ikisinin başlarda sıkça karşınıza getirdiği tartışmalar bir baba-oğulun arasında olabilecek türdeki yaklaşımlar, elbette hiçbirimiz babamıza karşı elimizi kaldırmıyoruz ama dedim ya, Joe yetimhanede büyümüş ve aile sevgisi/saygısı üzerine olan hislerden bi'haber büyümüş birisi. Bu da onun yaptıklarını onaylamasak bile doğal karşılamamızı sağlıyor. Joe ile Danpei arasında geçen bazı sevimli tartışmalar da yok değil. Bu da Ashita no Joe dünyasının en sıcak kısmı.

 

Başka samimi yönleri yok mu? Olmaz mı, fakir bir mahalle halkında olması gereken tüm özellikler ile o fakir mahallenin ufaklıklarının yaygarası, yeri geldiğinde de sevdikleri bir abi için yapamayacakları şey olmaması bu serinin en sevecen yanlarından birisiydi. Okurken belki de yüzümde tebessüm oluşturabilecek kadar güzeldi. Azıcık spoiler oldu biliyorum ama bu tarz bir yoruma hiçbir yerde denk gelmedim, sizin de gelmeyeceğinizi düşünerek, ''Değişik bir spor serisi istiyorum, hepsi klişe gidiyor.''diyenlerimiz de bu yorumu okuyorsa diye bu tarz bir minik spoiler eklemek istedi bu gönül. Umarım çok görmezsiniz.

 

Ashita no Joe çoğu spor yapımın aksine spora, daha doğrusu boks sporuna daha gerçekçi yaklaşım göstermiş, boks dünyasının acımasızlığını da sahne arkasında gelişen çirkefliğini de takipçilerine hiç sakınmadan tüm çıplaklığıyla sunmuş. Yeri geldiğinde de taraftarların bir anda bir sporcuyu nasıl harcadıklarını, ya da spor salonlarının sporcu için nasıl iyi şeyler yapıyorsa tersini de yapabileceğini tüm çıplaklığıyla aktarmış ustası. Ashita no Joe okurken devamlı beynimde dönüp dolaşan şeyler vardı, en çok da Joe ve diğer isimlerin etrafındaki yaşanılanlar için döndü durdu. Yeni öğrendiğim bir şey değildi aslında ama bir kez daha yüzüme vurulması, üstelik böylesi bir anlatımla sunulması sert bir tokat etkisi bıraktı. Sonra da kendi kendime mırıldandım ve içimden geçirdim, ''Boks dünyası çok acımasız, Kajiwara Ikki (mangaka) ise daha acımasız.''

 

Hep Joe dediğime bakmayın siz, Rikiishi de seveceğiniz bir karakter olacak, eminim. Zira benim de bir spor serisinde görmeyi dileyebileceğim birisi. Onun azmine tanıklık etmek başka bir şeydi. Mangakanın onu bize sunuşu ise Ashita no Joe adı için en güzel yönlerden birisi olsa gerek. Ben Joe ile Rikiishi'yi eşit sevdim, yan karakterleri de ama her ne kadar Yoko gerçekçi olsa da ısınamadım sanki, ısınamamaktan ziyade Roko'nun sözlerinin gerçekliği kalbimi donuklaştırıyordu, sanırım Yoko etkisi bana ciddi anlamda ağır geldi. Bilemiyorum, benim aradığım spor dişisi Minami tadında olmalı, Yoko değil fakat kabul etmem lazım ki manganın kişilik olarak da çizim olarak da en iyi tasarımlarından birisi Yoko idi. Onun gibisi bir spor serisi için bu dünyaya yılda, hatta binde bir gelir. :) Neyse, karakterleri çok açasım yok ama finali için ne desem bilemedim. Bir şey demeyeceğim, sadece okul temalı, yani okula katılıp da okulun spor kulübüne bir şekilde giren gençlerin hikayesini ele alan spor serilerinden -ki ben bu tip spor serilerini de severim- daha farklı bir şey arıyorsanız sizin ilacınız Ashita no Joe. Hatta giriştiği spor dalının ilk maçlarında yenilip giderek güçlenen ve istediği hedefe ulaşmak için rakiplerini bir bir yenen sıradan bir shounen erkeği arıyorsanız Ashita no Joe'nin sizlik bir şey olmadığını belirtmek boynumun borcu çünkü Ashita no Joe bunlardan daha fazlasına sahip. Demedi demeyin, bence hemen bu isme bir şans verin, yoksa siz de ben gibi bugüne kadar bekletmiş olduğunuz için büyük bir pişmanlık yaşayacaksanız. Mangayı okurken de şöylesi güzel OST'larından dinleyin derim ve ben gibi bu yapımı noktalasanız dahi bu güzelliklerin melodisi kafanızda dönsün dursun.

 

Araki Ichiro - Midnight Blues

 

Ashita no joe 2

 

 

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 8
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Squaw

    5

  • Fingolfin

    2

  • suke

    1

  • baryshx

    1

En Çok Yazanlar

Emeğine sağlık, fazla spoiler yememek için şöyle bir göz gezdirdim. Ben hâlâ animesinin çevrilmesini bekliyorum :(

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Emeğine sağlık, fazla spoiler yememek için şöyle bir göz gezdirdim. Ben hâlâ animesinin çevrilmesini bekliyorum :(

Teşekkürler. :) Spoiler olayına girmemek için konuyu çok fazla açmadım zaten. Yorumlarımda da spoiler eklemiyorum genelde. Yani benim tanıtımlarım için korkmana gerek yok. ;) Sadece sana en büyük tavsiyem seriyi orda burda araştırma çünkü spoiler yiyebileceğin birkaç olayı var. Onları yersen zaten serinin tadı kaçacaktır.

İleride animesini de izlemeyi planlıyorum. Bu ara, Rose of Versailles ve Oniisama e... gibi güzel işlere de imza atan, aynı zamanda bu serilerin de yönetmeni olan Osamu Dezaki'nin işlerine merak saldım da. Onun için serisi de kesinlikle planımda. :) Umarım çevirisi tamamlanır, sen de bu güzel konuyu izleme şansı yakalamış olursun.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Öncelikle ellerine sağlık Squaw. Keyifle okudum yazını, zaten sevdiğim konularla alakalı uzun yazılar yazmayı da okumayı da seven biriyim. Amma velakin hem bu seriyi hem Hajime no Ippo'yu yutmuş biri olarak belli başlı noktalara değinmem gerek. Maksat tartışmak olsun. :D

Öncelikle HnI'nun mangasını 850lere kadar, animesinin de tamamını, AnJ'nun da sadece mangasını okuğumu belirteyim. İki seri de harikulade güzel seriler, boksu farklı taraflarından ele almışlar ama en popüler seriler olmaları nedeniyle kıyaslanacak mecburen.

Spoilera geçmeden önce şunu söyleyeyim, bana kalırsa her alanda Ippo Joe'yu döver. Gerek karakter, gerek hikaye, gerek sunuluş vs. Ama istisnalar da var tabi.

Öncelikle Joe ilginç bir karakter, Ippo'dan epey farklı. Ippo kendine söylenen bir şeyi umursamayıp alttan alabiliyorken, Joe en ufak bir lafta karşısındakine kafa göz girişmekten çekinmeyen biri. Ama HnI'nun en güzel tarafı yan karakterleri, ve o karakterlerle birlikte okuyucunun/izleyicinin de evrildiği gerçeği var. İki karakter de spora sıfırdan başlıyor ve doğal yetenekleri var. Ama en büyük ortak noktaları azimli olmaları.

Hocalar konusuna gelirsek burada Squaw sana katılmıyorum. Anime dünyasının en kaliteli koç/hocalarından biri Kamogawa'dır. Danpei fena değil ama çok yetersiz, Joe'yu eğitemiyor, finale gelene kadar çok çabalıyor ama finalde bile Joe dinlemiyor onu. Alkolik biri olup Joe'yu kullanıp hem kendini hem Joe'yu iyi konumlara getirmesi kısmını geçiyorum. Kamogawa herkes tarafından saygı duyulan biriyken (ki geçmişinde savaş zamanı yaşadıklarını da biliyoruz ve onun kalitesini pekiştiriyor bu), Danpei başarısız bir koç olarak kalıyor onun yanında. Yani boks bireysel bir spor, ama Ippo her ringe çıkışında, her yumruk atışında koçu, spor salonundaki arkadaşlarının varlığını hissedebiliyoruz o yumruklarda, ama Joe ringdeyken tek başına, kimsenin yardımını istemiyor ve yalnızlığını her karesinde görebiliyoruz. Karakterler burada çok fark ediyor. Ippo'nun olayı sporu tanıtırken sevdiriyor, yeri geliyor hüzünlendiriyor, yeri geliyor güldürüyor, fakat Joe'da tam bir dram var, komedi olan kısımlarında bile ezik psikolojisi olduğu için dram üstüne dram yaşatıyor. Bu özellikle Joe'nun az sayıdaki rakipleri ile daha iyi anlaşılıyor, boksun aslında ne kadar tehlikeli bir spor olduğunu, rakiplerinin ölümüyle veya ciddi sakatlanmalarla sonuçlandığı için ayırt edebiliyoruz. Ama Ippo'nun da yendiği karakterlerin çoğunun emekliye ayrıldığını biliyoruz, bir noktada Ippo'nun başına da kötü bir şeyler gelecek ve sporu bırakacak eminim, ama Joe ile kıyaslanınca sadece tüh be dedirtecek en fazla.

Kadın karakterler konusunda iki seri de çok zayıf. Ippo'daki kadın karakterlerden biri Ippo'nun hoşlandığı kız, ama komedi faktörü hariç pek bir olayı yok. Ippo'daki en önemli kadın karakter Ippo'nun annesi ve, Ippo'nun gelişimi de onun üzerinden anlatılıyor. Joe'daki Yoko ise en sevmediğim karakterlerden biri diyebilirim. Çünkü Rikiishi'ye aşık bu kız (ki o tarz bir kızın hapisteki birine aşık olması bana kalırsa o devirde bile skandal falan olmalıydı), ama Rikiishi'den sonra kadının Joe'yu takıntı haline getirip sonunda ona aşık olması da şaşırdığım fakat beğenmediğim bir detaydı. Yine de iki seri kadın karakter açısından spor serileri olmalarına rağmen çok zayıf. Belki de bu yüzden diğer spor serilerine göre daha popülerdirler. En azından aşırıya kaçan komedi amaçlı gereksiz kadın erkek ilişkilerinden kaçıyorlar.

Rakipler konusunda, Rikiishi ve Miyata var. Ki ikisi de serilerinin bana kalırsa en kaliteli işlenen karakterleri. Miyata'nın sıkıntısı, seride işlenecek çok karakter olduğundan yeterince yer alamaması. Rikiishi ise AnJ'nun efsaneleşmesini sağlayan karakter. Ki AnJ'da ne idüğü belirsiz bir mağara adamı vardı rakip olarak, absürd komedi serisi değilki bu, çok saçmaydı. Ama Ippo'da Takamura'nın ormanda karşılaştığı bir ayıyla kapışması ustaca işlenmişti.

Nitekim biri devam eden bir seri, diğeri yıllar önce epikleşmiş bir seri. İki seri de boksu farklı taraflarından ele alıyor ve bana kalırsa iki seriye de şans verilmeli. Gerçi spoilerlı da olsa kıyaslamaları yaparken serinin önemli noktalarından bahsetmiş oldum. Ben mangaya başlayıp 3-4 gün içerisinde bitirmiştim. Ippo'yu ne kadar övsem de Joe da bir o kadar keyifli bir serüvendi benim için. Okuyacak/izleyecek olanlar eminim sevecektir.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Elbette ki her izlerin/okurun kendine göre görüşü farklıdır, o yüzden tartışalım zaten. :D Nitekim Ippo okumadığımı söylemiştim ama bence Ippo işlenişi birçok spor serisi izlemiş biri olarak söyleyebilirim ki klişelerle dolu bir işleniş, bu nedenle bence çoğu spor serisini dövemez. Ha bu beni rahatsız ediyor mu? Hayır, Ippo benim sevdiğim spor serilerinden birisidir ama biraz da objektif baktığımı düşünüyorum. Ben işleniş olarak orjinalliğine göre belirttim ve hala iddia ediyorum bence Yoko hiç de zayıf bir karakter değildi. Benim anlatmak istediğim çoğu şeyi yanlış anlamışsın.

Yoko'nun kimi sevdiği ya da kimi seveceği beni ilgilendirmeyen kısımdı bu mangada ama Joe olsun Rikiishi olsun ikisinin de psikolojisini anlayabilen biriydi, çoğu spor serisinde bunu göremezsin. Üstelik kimse Joe'nin;

Yakalandığı, yani çoğu boksörün sonu olan o hastalık durumunu anlamazken bunu sadece Yoko anlıyordu ya da Joe'nin ringteyken vahşileşmesini.

Ben spor serilerinde kadının sporcuları ya da işlenen konuya olan hakimiyetine bakarım, yani Yoko ne boks konusunda bilgisizdi ne de sporcuların bulunduğu psikoloji ya da hastalıkları konusunda ki konumundan dolayı olaya yeri geldiğinde profesyonelce yaklaşmasını da biliyordu. Bu nedenle de ben hala Yoko'nun spor serileri içersinde en iyilerden biri olduğunu düşünüyorum. Onu sevip sevmemek ayrı mesele ki kesinlikle benim de favorilerime girecek bir kadın karakter değil ama Sezar'ın hakkı da Sezar'a. Bilmiyorum, senin görüşün o yönde olabilir ama ben sadece izlenimlerimden yola çıkarak bu kanıya vardım. Ippo'da göz önüne çıkan bir dişi göremedik henüz ki bölüm sayısı da yadsınamayacak derecede çok.

Gelelim koç konusuna - AnJ'nin en eksik yönü flashback olayı zaten-

Dövme konusunda ben geçmişi ya da sporcularını hazırlayışını kastetmiyorum ama sporcusuyla arasında olan diyaloglar ve iletişim konusunda bence Danpei & Joe sahnelerinden dolayı benim açımdan Joe'nin koçu daha baskındı.

Joe'nin Ippo'yu geçme konusunda hala iddiamın arkasındayım çünkü Ippo baştan beri ilginç biri gelmiyor. Ha ilk izlediğin spor serisi Hajime no Ippo ise ilginç gelebilir ama öte yandan cidden, ''Ha bu tip karakter zaten her spor serinin olmazsa olmazı diyebiliyorsun.'' Yani, spor serilerinde Ippo gibi saftirik tipleri veya her şeyi alttan alıp da söz konusu şey ilgilendiği spor olunca aslan kesilen ve gözü hiçbir şeyi görmeyen karakterlerden farklı bir şey olsun istiyordum artık. Bu nedenle de Joe bana farklı geldi, Ippo'yu yargıladığım anlaşılmasın ama Ippo her spor serisinde karşımıza çıkabilecek bir karakterken ben Joe gibisini sadece bugüne kadar -baya bir de spor serisi izlediğim için rahatlıkla dile getiriyorum bunu- Major serisinde gördüm. Goro kişiliği de Joe gibidir mesela ama onun da nedeni vardır ve Goro'nun yaptıklarını da Joe gibi yeri geldiğinde anlayışla izleyebiliyorduk. Dediğim gibi benim için Joe zayıf karakter olabilir ama klişe spor serisi karakterlerinden değildi, bu yönden bence Ippo ile arasında (spor yönünde gelişimini kastetmiyorum ki Joe'nin zayıflıklarını da bolca gördük) baya büyük bir fark var.

Rakip konusunda ben Miyata severlerdenim zaten. Hatta MAL'daki blog kısmında favori resimlerimde görebilirsin ama Rikiishi ile kıyaslanabilecek kadar mı bilemedim şimdi. AnJ mangakasının en büyük hatalarından birisi;

Rikiishi gibi bir rakibi çok çabuk harcamış olması. Üstelik ona ait bir flashback jesti bile yapmamış. Bu yönden kesinlikle zayıftı.

O dediğin mağara adamı olayı saçmaydı, ona katılıyorum ama bir tek onun için de tüm yapmı harcayacak değilim.

Ashita no Joe'nin gerçekçiliği ya da rakiplerinin başına gelenler konusunda;

İşte benim anlatım konusunda dediğim konuya kendin girmişsin zaten. Ippo'nun rakiplerinin başına da bir şeyler geldiğini biliyoruz ama AnJ'deki gibi Carlos ya da Rikiishi gibi az karakter ele alınarak bu durumun detaylarıyla anlatımını görmüyoruz ve ben AnJ'nin bu gerçekçiliğini sevdim. Benim için de AnJ'nin anlatımı daha ağırdı, bu gerçekleri ne kadar bilsek de okuyup/izlemesi daha etkili oluyor.

Ashita no Joe gibi birçok spor serisinde spor salonlarının ya da spor federasyonun pisliklerine değinildiğini pek göremedim. Yani bence Ippo'nun işlenişi her ne kadar başarılı olsa da Ashita no Joe'nin hakkı da yenilmemeli.

Sırf Danpei'den dolayı Joe'nin dışlanması, Joe güçlendikçe spor salonlarının birleşip onu alaşı etme planları, şampiyonluk kemeri aldıktan sonra herkesin Joe sevgisiyle dolması ve bunun gibi birçok şey daha.

Yani sana göre her alanda dövebilir ama bana göre de dövemez. :P:D

Neyse suke'yi cevapladıktan sonra şuna denk geldim de izleyenler ve okuyanların göz atması için buraya bırakayım dedim. Bundan sonra bizim ülkemizde sevilen karakterler için yapılanlara şaşırıp gülmeyeceğim artık. :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Öncelikle Squaw yazı için teşekkürler ve eline sağlık.

suke ve squaw;

İkinizin mesajını da beğendikten sonra not düşmem lazım. Öncelikle Miyata'yı hiç sevmem onu kesin belirtmem lazım. Onun dışında AnJ'yu da izlemediğim için spoiler butonlarınızı açıp okuyamadım. Sadece 2 bölüm izledim animesini orada kaldım şimdilik. :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Öncelikle Squaw yazı için teşekkürler ve eline sağlık.

suke ve squaw;

İkinizin mesajını da beğendikten sonra not düşmem lazım. Öncelikle Miyata'yı hiç sevmem onu kesin belirtmem lazım. Onun dışında AnJ'yu da izlemediğim için spoiler butonlarınızı açıp okuyamadım. Sadece 2 bölüm izledim animesini orada kaldım şimdilik. :)

Sohbetlerimizden yola çıkarak sadece bir şey söyleyeceğim. Miyata'yı sevmiyorsan ve AnJ izlemeye de devam edersen bir gün, Rikiishi izledikten sonra Miyata'yı sevme ihtimalin varsa bile o oran direk yerlerde olacaktır. :P:D

Bence Rikiishi çoğu spor serisinde görmeyi arzulayabileceğimiz bir rakip. Onun için de MAL gibi sitelerde çoğu AnJ sever kullanıcılarının favorisinde hem Joe'yi hem de Rikiishi'yi birlikte görürsün zaten. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Miyata'yı sevmememin en büyük nedeni belki de Ippo'nun varlığıdır. Miyata ana karakter olsaydı böyle olmayabilirdi muhtemelen. Ama deneyimlerim şimdi gıcık olma ve sevmeme durumda. Aksini asla bilemeyeceğim o nedenle. Damn you Miyata. :011:

Bu arada şunu da ekleyeyim Ippo mangasında 1008. bölümde falandım en son.

Ha bir de Goro'dan bahsetmiştin, Goro'yu küçüklükten büyüklüğe kadar görebildiğimiz için çok iyi anlayabiliyoruz onu. Diğerlerine göre daha etkili bir karakter o nedenle.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

@Kudo

Ippo'yu sempatik bulurum, özellikle de annesine karşı olan tavırlarını çok sevmişimdir ama favorim olarak gösterebileceğim bir karakter değil asla, yani ne demek istediğini anlıyorum haliyle. :D Hajime no Ippo'da en çok merak ettiğim şey Miyata'nın gelişimi zaten, boksta nasıl bir gelişme gösteriyor merak ediyorum, daha doğrusu gösterecek mi onda takılı kalmış haldeyim.

Goro'yu çoğu izler egoist ve Major'un dramını tırt bulur ama ben Goro'yu seviyorum doğrusu çünkü hangimiz sevdiğimiz şeyler konusunda egoistlik yapmıyoruz ki? Onun beyzbol konusunda hep benmerkezci oluşu ve bu tip konulardaki bencilliğini hiç absürd bulmadım, dramı için bir şey diyemiyorum ama Goro'nun kişiliğini anlayabiliyorum. Bir de, Major benim için farklıdır cidden çünkü Koshien sonrasını gösterip, karakterlerin küçüklükten başlayarak profesyonelliğe adım atışını, hatta evliliğe kadar götürüşüyle çoğu spor serisinden ayrılır benim gözümde. Bu yönüyle de Fruits Basket mangası aslarımdandır. Karakterlerin küçüklükten evliliğe kadar gidip çoluk çocuğa karışma sürecini işleyen yapımlar nadirdir çünkü. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?