Hibike! Euphonium 2

Hibike Euphonium'un 2. sezonu.

İlk sezona göre karakterler arası ilişki bu sezonda dozu daha yüksek şekilde ilerliyor. Bandodaki kızlar arasındaki arkadaşlıklar özellikle yayınlanan 4. bölümle pik yaptı. Bencil arkadaşlıklar ve getirisi konusunda muazzam bir anlatımı vardı bölümün.

Final bölümü -ki sezon finali değil bu defa tam final- harikaydı. Spoiler vermeyeceğim, merak etmeyin, istesem de veremem İlk sezonu izleyen herkes finalin bir olay, sürpriz, çözüm falan değil durum olacağını biliyordu. Bütün bir ikinci sezon da bizi o finale hazırlamak için çekilmiş gibiydi. İşin olay ve merak tarafı da vardı tabii, ama onlar ikinci plandaydı, âdeta dekordu; esas hikâye karakterlerin hangi durumdan hangi duruma geldikleri ve bu süreçte nasıl gelişim gösterdikleriydi. İlk sezonu biraz da karakterleri tanımakla geçirdiğimizden, hakiki karakter gelişimini merkezdeki birkaç karakterde ancak görebilmiştik, o da -eh, liselilerden bekleneceği üzere- hafif olmuştu. İkinci sezon bize birçok karakteri yakından tanıttı ve bunların çoğu az ya da çok, klişe ya da özgün, gelişim geçirdiler. Özellikle sezonun ikinci yarısında ana karakter sağlam level atladı; işin hoş tarafı, bunu yakın çevresindeki üçlüden ziyade -ki üçü de bu sezonda dekordan ibaretti desem pek az abartmış olurum- ikinci derece çevresindeki karakterlere yansıttı, onların dönüşümünde iyi kötü rol oynadı, onlara da level atlattı. Her bölümde duygu gerilimi arttı, son üç bölümde yer yer taşkınlı bir duygu seli izledik. Mükemmel gitmedi (özellikle Mizore mevzuu) ama mükemmel bitti, arşivlik bir eser oldu.

Hepi topu 3 ciltlik, 19 bölümlük bir mangadan 2 sezonluk anime çıkaran ve sıkmak şöyle dursun her bölümde izleyiciyi duygusal açıdan biraz daha hikâyenin içine çekmeyi başaran (buna da duygusal fanservis desek olur belki; fan olarak bu servisi gayet hoş buldum, goçisôsama deşta ) KyoAni'yi tebrik ediyorum. Çizimiyle, animasyonuyla, müziğiyle, atmosferiyle, karakterleriyle, seslendirmesiyle, hem genel akışı hem de ayrıntılarıyla şahane bir işin altına imza attılar. Kazandıkları kazanacakları yenler helal olsun

Yalnız böyle güle oynaya anlatıyorum ama gözlerim yaşardı finalde

Ağlamıyorum, gözüme bir şey kaçtı dedirtmenin eşiğine gelmiş bir son oldu.

Anlatacağım fazla bir şey yok yukarıdaki anilizin ardından zaten ne yazsam boş kalacaktır

İleride arayanlara gözüm kapalı önereceğim serilerden birisi, hatta tek seri bu olabilir...

İzleyeli epey oldu ama yine de bir şeyler karalamak istiyorum. Sevimlilik (moe) dozajı benim için biraz fazla olsa da beğenerek izlediğim bir seriydi. Kumiko ''ana karakter'' tanımının en çok yakıştığı karakterlerden biri sanırım. Tasarımı olsun, kişiliği olsun, karakter kadrosuna göz atınca kolaylıkla seçilebilen ve ''başkası olamaz'' denilecek türden biri bence. Bu sezonda (özellikle Asuka ile olan konuşması) içindeki cevheri göstererek gönlümüzü kazanmıştır. Diğer karakterlere değineyim azıcık:

Asuka Tanaka: Animenin yıldızı. Tam bir senpai. Seri boyunca cool ve saygı duyulan biri oldu. Enerjik ve eğlenceli kişiliği ile ön plana çıksa da ciddileştiğinde ortamın havasını değiştirecek etkisi vardı. Özellikle şu sahnedeki reaksiyonuyla gönlümde yer edinmiştir:

Natsuki Nakagawa: Serideki 2. kız favorim. Bu kızın müzik dinlerkenki tavırları çok hoşuma gidiyor. Dalıp gitmesi, camdan dışarıyı seyretmesi, tavanı seyretmesi, cool ve tarz bir karakter. Çizimleri, mesela bir seinen serisinde olsa sırıtmayacak yeterlilikte. Bir sürü sevimli kızın arasında rahatlıkla farkediliyor. Asuka da öyle. İkisine de ''sevimli''den ziyade ''güzel'' demeyi tercih ederim. Onun a şu sahnesi aklıma geldi  

Kousaka Reina: Sevimli çizimleri ve feminen tavırlarının oluşturduğu tezattan mı bilmem, hoş bir çekiciliği var. Kendisi özellikle o meşhur saç düzeltme sahnesi ile aklımda yer edinmiştir  

Not: Kumiko kız kardeşim olsana sen benim. Böyle yanaklarını sıksam saçlarını dağıtsam. Sarı beyaz tişörtünü yidiğim <3