Jump to content
  • Kayıt Ol

Okuyucu Tepkilerine Göre Yön Verme?


Fingolfin

Önerilen İletiler

(düzenlendi)

Burada aklıma gelen soru şu: Mangaka tamamen bir plan yapıp o çerçevede mi projesini - sonuna kadar- sürdürüyor, yoksa çeşitli anketler/tespit/okuyucu geri dönüşleri gibi durumlara göre değişikliklere mi gidiyor? Mesela basit bir örnek vereyim. Bilirsiniz, mangalarda karakter popülaritesi anketleri oluyor. İşte böyle bir ankette mesela bir karakter çok oy almış diyelim. Bir bakıyoruz önceki bölümlerde pek de önemli yer tutmasa da, birden keskin bir şekilde ön planda karaktere dönüşmüş oluyor. Şimdi mesele acaba bu değişim anket sonucu mu yoksa zaten bir planın parçası mıydı? Yani böyle bir durum bu sektörde var mı? Örnekler artırılabilir; çeşitli nedenlerle editör müdahalesi(bakuman animesinde örnekleri vardı misal), satış rakamlarına göre işlenen konuların(arclar vs) belirlenmesi vb.

 

Bir başka soru da böyle olduğunda bu manganın kalitesini, mangakanın potansiyelini sizce nasıl etkiler?

Düzenlendi: (Kudo Shin'ichi)
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakuman'da buna benzer şeyler vardı,  Shounen mangalarda bu tarz bir yaklaşım daha çok oluyor sanırım, seinen olanlarda pek görmedim, mesela one outs'u okurken ana karakter zaten hep gözümüzün önündeydi, yan karakterlere de odaklanıyordu arada ama, yine o karakterlerin o ruh haline gelmesinde ana karakterin bir parmağı oluyordu...  ama bi naruto da bi one piece de ya da hunter x hunter gibi birbirinin benzeri olan mangalarda bu durum daha çok oluyor sanırım... mesela şu doldurma bölümler sanırım bu anketlere ve okuyucu görüşlerine göre yapılıyor,  naruto'da en çok sevmediğim şey buydu, one piece' de  de çok oluyordu böyle şeyler, olayların fazla dramatize edilmesi, yan karakter hikayelerinin fazla olması vs...

 

Ben mangaka olsam hikayeyi kendim şekillendirmeyi isterim, tabi okuyucunun düşüncesi de önemli ama, illa ki bi mangaya başlarken bi hikaye taslağım olur, çizimleri de bu taslağa göre çizerim, düşünürüm, bi aksiyon sahnesi olacaksa ona göre tasarlarım, sürekli okuyucu müdahelesi olursa hikayemin bi orjinalliği kalmaz ki, sürekli aynı konsept üzerinde döner durur...

 

Bu tarz müdahelelerin bence daha az olması lazım,  bu durumu sevmeyip de mangayı okumak istemeyen kişiler de çıkabilir...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

Her adımda okuyucu görüşlerine göre mangasına yön veren mangaka pek yoktur muhtemelen, varsa da çok başarılı olabileceğini sanmam. Türkiye'de onun futboldaki karşılığını yapan Christoph Daum kadar olabilir anca :oleyo: (şampiyonluğun 3 takım arasında döndüğü ligde 8 senede 3 şampiyonluk... zar atsan 3/9 gelecek >_>)

Ama neticede bunlar popüler kültür ürünleri olduğundan, alıcının taleplerine/beklentilerine/tepkilerine göre değişikliklere gitmek kaçınılmaz. Bu değişikliklerin önemli noktalarda olması da normal sayılabilir (hikâyenin uzaması/kısalması, yan hikâyeler eklenmesi, karakterlerin ön/arka plana alınması vs.). Bunların hepsinin keikakuya göre olduğuna pek inanasım gelmiyor ¬_¬

 

Popüler manga yazıp çizecek mangakada bulunması gereken özelliklerden biri de yayıncıya kâr ettirecek kadar çok okuyucuyu mangasına bağlayabilmek. Bu özelliğe en baştan sahip değilse ya da bu gücü zayıfsa, bunu zaman içinde geliştirmesi ve bu süreçte bazı okur tepkilerini dikkate alarak hikâyelerinin akışında değişiklik yapması bence mangakayı geliştirir. Bu bir yana, 20 cildi aşan dev bir hikâyeyi en baştan kurgulamak bana mümkün gibi gelmiyor bile. Olsa olsa ana hatlarıyla akışı kurgular ve okuyucu tepkilerini de göze alarak bazı kısımları hızlandırır, bazılarını yavaşlatır, bazılarını ayrıntılandırır... Tefrika edilen hikâyelerin yazılırken zaman içinde şekillendiğini ve bu süreçte okur tepkilerinin ister istemez yazarı etkilediğini düşünmek bana doğal geliyor. Önemli olan ne zaman nerede değişikliğe gideceğini seçebilmek. O da herhalde sezgiye ve tecrübeye bakıyordur.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Netice itibari ile written by şeklinde geçiyor. Yazarın bu, okuyucu kitlenin değil. Ben istiyorum ki, özel bir şey göreyim, sanatçının eserini göreyim, o halde bana bunun verilmesi lazım, her kafadan bir sesin değil. Atıyorum, kendini toplumdan dışlamış, yalnızlığı seçmiş bir kişi ile ilgili bir eser var. Ya da kişisel gelişim ile de ilgili olabilir bu. Okuyucu kitle, "Bu karakter çok karamsar, lütfen biraz daha eğlenceli bir şey görelim!" dedi diye karamsar insanı partiden partiye koşturan hippi gibi bir hale getirirse yazar, zaten kendisine ve eserine saygısı yoktur. "Kardeşim, benim eserim bu. Bir kesime hitap ediyor, bir kesime hitap etmiyor. Size uygunsa alın, yoksa keyfiniz bilir." diyebilmeli.

 

Zaten her tür için onlarca eser var. Bu şekilde bir yapı devam ederse, yaratıcılık kalmaz. Ha, zaten kalmadı. Önceden vardı herhalde biraz ama. O da, insanların yolundan değil, kendi yolundan gitmek ile olacak bir şey. Sana hitap etmiyorsa, ya da bir şey değiştirmek istiyorsan, niye ilgileniyorsun onunla zaten kardeşim? Okuyucu kitle de ayrı bir çatlak. :006: Bir de  toplu bir şekilde yayımlanan eserler var (doğal olarak etkilenmeyen), haftalık olarak yayımlanan eserler var (doğal olarak etkilenen) falan filan.

 

Ha, ben senin dediğin olayları genellikle harem serilerde görüyorum, o ayrı. Mesela karaktere üç-beş kız arasından peynir gibi seçtiriyor yazar. Bir de, böyle erkeklik duygularım kabardı, bütün herkes beni istiyor diye gaza gelip kendisini karakterin yerine koyup, ondan sonra shipleme bölümüne geçen ayrı bir odun kitle var. Ona göre şu kızı seçsin, daha iyi olur, bu kızı seçsin daha iyi olur diye tartışma sürüyor bayağı... :P 

Düzenlendi: (CasvalDeikun)
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Gerçek anlamda böyle birşeyi ilk kez Gundam SEED DESTINY'de ve Code Geass R2'de gördüğümü söyleyebilirim. Malum ikisi de Sunrise serisi. Askere giderkene seri sanırım 24. bölümdeydi ve gitmeden hemen önceki gece bir forumun ilgili başlığında "Shinn resmen Anakin, Durandal resmen Palpatine olmaya ilerliyor" demiştim, 50. yani son bölümde Durandal oturduğu tahtından uzay savaşına bakıp "Arkadaşların yeniliyorlar"  deyince eeeh çekmiştim, R2 konusunda ise malum teorici fanboyların yönetmen ve senarist adına yalan röportajlar uyduracak, "silinmiş sahne" diye üzerinde oynanmış görüntüleri YouTube'a atacak kadar kafayı bozdukları teori, geçen ay itibariyle canon hale geldi farkındaysanız. Naruto, Bleach, One Piece gibi shounen'leri yıllardır güncelden takip edenler eminim benden çok daha fazla örnek sıralayacaklardır, hepsini hoşgörsek bile Attack on Titan'ın mangaka'sının sırf okuyucu kitlesinin kendilerine ihanet ettiğini düşünmemesi için, tabir-i caizse fanboy tepkilerinden tırsıp planladığı finali koymamak için kurguyu hikayenin yarısı bile yayınlanmamışken değiştirdiğini itiraf ettiği röportajı hatırlayabilirsiniz. 

Haliyle bir serinin sonunu tahmin edememek, yada takip ettiğiniz bir serinin senaryosunun elden geldiğince en başından yazılıp bitirilmiş bir senaryo olması gerçekten iyi birşey diyebilirim. Eskiden izleyici nabzı tutmak elbette iyi bir şeydi, hoşumuza gitmiyor değildi ama artık izleyici nabzı tutmanın kurguyu internet mim'inden farksız hale getirmek dışında bir işe yaramayacağını düşünüyorum. (Suisei no Gargantia'daki Gezi Parkı'na selam sahnesini istisna tutuyorum)

 

Düzenlendi: (Akuma_Blade)
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)
27 dakika önce, Akuma_Blade dedi ki:

(Suisei no Gargantia'daki Gezi Parkı'na selam sahnesini istisna tutuyorum)
 

 

Seriyi izledim ama öyle bir sahne hatırlamıyorum, gözümden kaçmış olabilü
 

Düzenlendi: (baryshx)
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bu sektörün içerisinde olmadığımdan söylediklerimin tamamen sağda solda okuduklarım kadarıyla ve senelerce anime/manga takip etmenin verdiği gözlemle kendi yorumlarım olduğunu belirtmem gerek.

İlk olarak Editörlerin mangalara etkisinden bahsedeyim.  Anladığım kadarıyla bir manga, Mangaka ve Editör ile birlikte yapılan bir şey. Mangaka kendisini kanıtlamaya ve daha çok satmaya başladığında Editörün manga üzerindeki etkisi azalabiliyor. Tabi bu Mangaka ve Editörün karakterleriyle de ilgili bir şey olsa gerek. Anladığım kadarıyla Editörler, Mangaka kendisini kanıtlamaya ve çok satmaya başladıkça Mangakanın kendine olan güveninin artmasını ve Editörün manga üzerindeki etkisinin azalmasını ondan talep edilmesini bekliyorlar. Çoğumuz Editörlerin etkisinin kötü olduğunu düşünüyoruz sanırım. Ben senelerce böyle düşündüm. Ama son bir kaç senedir bunun aslında tam tersi olduğunu ve severek takip ettiğimiz uzun soluklu bir çok serinin zamanla eski kalitesini koruyamamasının sebebinin Editörlerin seri üzerindeki etkisinin azalması olduğunu düşünmeye başladım. Bir Mangaka hem çizim olarak hem de kurgu konusunda çok yetenekli olabilir ama anladığım kadarıyla bir Editör sektörün nasıl işlediği ve çok satan serilerin bu kadar çok satmasında ve baş yapıt olarak görülen serilerin neden baş yapıt oldukları hakkında Mangakadan çok daha fazla bilgiye sahipler. Bu da olağan bi durum. Ortalama bir anime/manga takipçisi size hangi serileri ve karakterleri sevdiğini ve bunların nedenlerini kolaylıkla söyleyebilir. Ama altında yatan gerçek sebeplere çok da hakim değildir. Kısacası bizler Mona Lisa tablosuna baktığımızda çok iyi bir tablo olduğunu ve kendimizce nedenlerini sayabiliriz. Ama bir Editör bu beğeninin sebebinin Altın Oran olduğunu bilen kişidir. Eh, günümüzde bilmeyen yok gerçi ama ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Sanırım en iyisi, Mangaka'nın fikrini ve serisi boyunca anlatmak istedikleri şeyleri kaybetmemesi ve Editörün de bu fikir ve anlatılmak istenenin en iyi şekilde ortaya konulabilmesi için Mangakaya yardımcı olması.

Biz hayranların seri üzerindeki etkisi ise çok daha karmaşık bir konu bence. Üzerinde çok fazla etken var, sadece bu konuda sayfalarca yazı yazılabilir. Ama konunun kısaca bir iki noktasına değineceğim sadece. Bir sanatçı olarak ortaya bir yapım koyduğunuzda, ulaşmak istediğiniz kitlenin de az çok farkında olmanız ve bu kitleyi de gerçekten iyi bir şekilde anlamanız gerek. İşin manga kısmında Editör bu konuda da yardımcı oluyordur elbette. Bir kaç sene önce AoT'nın mangakasının Akuma_Blade'in de bahsettiği gibi bir açıklama yaptığında adamın eziğin teki olduğundan emin olmuştum. Kendi fikirlerini ve ortaya koymak istediği şeyleri beğenilmeme ve satamama korkusuyla koyamayan, paranın köpeği olma yolunda ilerlemiş biri olarak. Eh, insanın fikirleri zamanla değişebiliyor. Bu Mangaka belli ki seri yayınlanmaya başlamadan önce serinin genel hatlarını kafasında tasarlamış ve sonunu da düşünmüş -bu bir çok mangakanın serisine başlamadan önce yapmadığı bir şey-. Ama serinin yayın hayatı boyunca aslında erişmek istediği kitleye tam olarak erişememiş, takipçilerinin bir çoğu serisini hedef kitlesinin dışında. İnsan şunu düşünmeden edemiyor, eğer  bu adam hala kafasındaki ilerleyeşi sürdürse ve tasarladığını sonu ortaya koysa, onu severek takip eden binlerce insana az çok ihanet etmiş olmaz mı? Bu az çok ahlaki bir soru ve verilecek cevap kişiye göre de değişir. Kısacası ben hayranlardan alınan feedback'in önemli olduğunu ve bu feedback'e dayanarak seride bazı değişiklikler yapılabileceğini ama bunun serinin tonu ve ana temasını etkilememesi gerektiğini düşünüyorum. Sevilen karakterlerin hikayeye etkisinin artması konusunda fikrimi de belirtip yazımı bitireyim. Ben her zaman bir seride en çok sevilen karakterlerin sevilme sebebinin Mangakanın bunu istemesi olduğunu düşündüm ve hala öyle düşünmekteyim. Mangaka ulaşmak istediği kitlenin sevebileceği karakterler yaratarak onları elinde tutabilir. Elbette bazı istisnalar var. Mangakanın hiç ummadığı karakterler hayranlar tarafından benimsenmiş ve oldukça sevilmiş olabilir.  Ama hangisi-hangisi emin olmak çok zor. Ancak mangaka'nın ağzından hangisinin hangisi olduğunu bilebiliriz. Bu sevilen ama sevileceği düşünülmeyen karakterlerin seriye etkisinin artmasının gerekip gerekmediği ve bunun doğru olup olmaması da az önce bahsettiğim soruyla alakalı.

İşin özü bence şu: hayatta herkesi memnun etmeniz imkansız. Bir sanatçı olarak göreviniz, kullanacağınız medyumdaki baş yapıtları ve en çok satanları çok iyi bir şekilde incelemek. Bunlarda hangi yöntemlerin işe yaradığını ve başarılı olmalarındaki gerçek sebepleri yani araçları algılamak. Bu araçları da kendi orjinal yapımınızda işe yarayacaklarsa üzerlerine bir şeyler katarak kullanmak. Ama bunu yaparken kendi yolunuzdan sapmamak. Dediğim gibi herkesi memnun etmek imkansız ve bazı yapımlarında değerleri yayınlandıktan sonra anlaşılabiliyor. Eğer başarısız bir yapım ortaya koyduysanız başarısız olduğunuzu da kabullenmek. Pes etmeyip tekrar aynı medyumda bir yapım ortaya koyacaksanız da, bu başarısızlığınızın sebeplerini iyi bir şekilde inceleyip anlayıp aynı başarısızlıkların sizi yeni yapımınızda tekrar hüsrana uğratmasına engel olmak.

Uzun süredir yazmıyordum, çok uzun oldu ama çok dolu olabildi mi bilmiyorum.

  • Süper 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

3 saat önce, Stzake dedi ki:

Bu sektörün içerisinde olmadığımdan söylediklerimin tamamen sağda solda okuduklarım kadarıyla ve senelerce anime/manga takip etmenin verdiği gözlemle kendi yorumlarım olduğunu belirtmem gerek.

İlk olarak Editörlerin mangalara etkisinden bahsedeyim.  Anladığım kadarıyla bir manga, Mangaka ve Editör ile birlikte yapılan bir şey. Mangaka kendisini kanıtlamaya ve daha çok satmaya başladığında Editörün manga üzerindeki etkisi azalabiliyor. Tabi bu Mangaka ve Editörün karakterleriyle de ilgili bir şey olsa gerek. Anladığım kadarıyla Editörler, Mangaka kendisini kanıtlamaya ve çok satmaya başladıkça Mangakanın kendine olan güveninin artmasını ve Editörün manga üzerindeki etkisinin azalmasını ondan talep edilmesini bekliyorlar. Çoğumuz Editörlerin etkisinin kötü olduğunu düşünüyoruz sanırım. Ben senelerce böyle düşündüm. Ama son bir kaç senedir bunun aslında tam tersi olduğunu ve severek takip ettiğimiz uzun soluklu bir çok serinin zamanla eski kalitesini koruyamamasının sebebinin Editörlerin seri üzerindeki etkisinin azalması olduğunu düşünmeye başladım. Bir Mangaka hem çizim olarak hem de kurgu konusunda çok yetenekli olabilir ama anladığım kadarıyla bir Editör sektörün nasıl işlediği ve çok satan serilerin bu kadar çok satmasında ve baş yapıt olarak görülen serilerin neden baş yapıt oldukları hakkında Mangakadan çok daha fazla bilgiye sahipler. Bu da olağan bi durum. Ortalama bir anime/manga takipçisi size hangi serileri ve karakterleri sevdiğini ve bunların nedenlerini kolaylıkla söyleyebilir. Ama altında yatan gerçek sebeplere çok da hakim değildir. Kısacası bizler Mona Lisa tablosuna baktığımızda çok iyi bir tablo olduğunu ve kendimizce nedenlerini sayabiliriz. Ama bir Editör bu beğeninin sebebinin Altın Oran olduğunu bilen kişidir. Eh, günümüzde bilmeyen yok gerçi ama ne demek istediğimi anlamışsınızdır. Sanırım en iyisi, Mangaka'nın fikrini ve serisi boyunca anlatmak istedikleri şeyleri kaybetmemesi ve Editörün de bu fikir ve anlatılmak istenenin en iyi şekilde ortaya konulabilmesi için Mangakaya yardımcı olması.

Biz hayranların seri üzerindeki etkisi ise çok daha karmaşık bir konu bence. Üzerinde çok fazla etken var, sadece bu konuda sayfalarca yazı yazılabilir. Ama konunun kısaca bir iki noktasına değineceğim sadece. Bir sanatçı olarak ortaya bir yapım koyduğunuzda, ulaşmak istediğiniz kitlenin de az çok farkında olmanız ve bu kitleyi de gerçekten iyi bir şekilde anlamanız gerek. İşin manga kısmında Editör bu konuda da yardımcı oluyordur elbette. Bir kaç sene önce AoT'nın mangakasının Akuma_Blade'in de bahsettiği gibi bir açıklama yaptığında adamın eziğin teki olduğundan emin olmuştum. Kendi fikirlerini ve ortaya koymak istediği şeyleri beğenilmeme ve satamama korkusuyla koyamayan, paranın köpeği olma yolunda ilerlemiş biri olarak. Eh, insanın fikirleri zamanla değişebiliyor. Bu Mangaka belli ki seri yayınlanmaya başlamadan önce serinin genel hatlarını kafasında tasarlamış ve sonunu da düşünmüş -bu bir çok mangakanın serisine başlamadan önce yapmadığı bir şey-. Ama serinin yayın hayatı boyunca aslında erişmek istediği kitleye tam olarak erişememiş, takipçilerinin bir çoğu serisini hedef kitlesinin dışında. İnsan şunu düşünmeden edemiyor, eğer  bu adam hala kafasındaki ilerleyeşi sürdürse ve tasarladığını sonu ortaya koysa, onu severek takip eden binlerce insana az çok ihanet etmiş olmaz mı? Bu az çok ahlaki bir soru ve verilecek cevap kişiye göre de değişir. Kısacası ben hayranlardan alınan feedback'in önemli olduğunu ve bu feedback'e dayanarak seride bazı değişiklikler yapılabileceğini ama bunun serinin tonu ve ana temasını etkilememesi gerektiğini düşünüyorum. Sevilen karakterlerin hikayeye etkisinin artması konusunda fikrimi de belirtip yazımı bitireyim. Ben her zaman bir seride en çok sevilen karakterlerin sevilme sebebinin Mangakanın bunu istemesi olduğunu düşündüm ve hala öyle düşünmekteyim. Mangaka ulaşmak istediği kitlenin sevebileceği karakterler yaratarak onları elinde tutabilir. Elbette bazı istisnalar var. Mangakanın hiç ummadığı karakterler hayranlar tarafından benimsenmiş ve oldukça sevilmiş olabilir.  Ama hangisi-hangisi emin olmak çok zor. Ancak mangaka'nın ağzından hangisinin hangisi olduğunu bilebiliriz. Bu sevilen ama sevileceği düşünülmeyen karakterlerin seriye etkisinin artmasının gerekip gerekmediği ve bunun doğru olup olmaması da az önce bahsettiğim soruyla alakalı.

İşin özü bence şu: hayatta herkesi memnun etmeniz imkansız. Bir sanatçı olarak göreviniz, kullanacağınız medyumdaki baş yapıtları ve en çok satanları çok iyi bir şekilde incelemek. Bunlarda hangi yöntemlerin işe yaradığını ve başarılı olmalarındaki gerçek sebepleri yani araçları algılamak. Bu araçları da kendi orjinal yapımınızda işe yarayacaklarsa üzerlerine bir şeyler katarak kullanmak. Ama bunu yaparken kendi yolunuzdan sapmamak. Dediğim gibi herkesi memnun etmek imkansız ve bazı yapımlarında değerleri yayınlandıktan sonra anlaşılabiliyor. Eğer başarısız bir yapım ortaya koyduysanız başarısız olduğunuzu da kabullenmek. Pes etmeyip tekrar aynı medyumda bir yapım ortaya koyacaksanız da, bu başarısızlığınızın sebeplerini iyi bir şekilde inceleyip anlayıp aynı başarısızlıkların sizi yeni yapımınızda tekrar hüsrana uğratmasına engel olmak.

Uzun süredir yazmıyordum, çok uzun oldu ama çok dolu olabildi mi bilmiyorum.

 

Mangaka eğer kaliteli içerik çıkarmak gayesini taşıyorsa toplumun ötesinde kavrayışa sahip olmalı yani herkesin seveceği karakterler onun favorisi olmamalıdır.Karakterin sevilmesi sadece güçlü havalı yazılıp fanservislerle bunu desteklemesi manasına gelmez çok ufak tavır ve inceliklerle de karakteri anlatırsın çok kitleye hitap etmezsin lakin metne sadık olduğunu ispat edersin

  • Süper 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?