Lamune

KÜNYE:

Diğer Adları: Glass Bin ni Utsuru Umi

Kategori: TV Serisi

Bölüm Sayısı: 12

Firma/Stüdyo: Picture Magic, Trinet Entertainment

Yönetmen: Jun TAKADA, Shintaro ITOGA

Senaryo: Takamitsu KOUNO, Daisuke ISHIBASHI, Tsutomu KANEKO, Tetsuya ENDO

Animasyon: Chiyoko SAKAMOTO, Megumi NODA, Yuka HASEGAWA, Eri YUZUKI

Müzik: Yuko FUKUSHIMA (Besteci)

Dizayn: Genichiro KONDO

KONU:

Minik Kenji,yaz gününün sıcaklığında,deniz kıyısında tek başına olduğu bir zamanda yengeçlerle oynamaktadır.Bu esnada yanına Nanami isimli küçük kızımız gelir,önce Nanami,Kenji'nin ne yaptığını anlamaya çalışır ve anlayınca Kenji ile kısa bir sohbete başlarlar, sonra bu sohbet aralarında tatsız diyaloğa dönüşür ve Nanami,Kenji'yi kızdıracak büyük bir haşarılıkla,Kenji'nin açtığı küçük çukurlardaki yengeçleri dışarı çıkararak onları serbest bırakır ve aralarındaki ilk diyalog tamamen tatsız bir tanışmaya dönüşmüştür.

Evlerine döndükleri zaman,yaşadıkları odalarının birbirine baktığını hatta oldukça da yakın olduğunu farkederler.

Yaşanan bu anlardan sonra,zaman günümüze döner ve Nanami ile Kenji'nin birbirlerinden hiç ayrılmadan bir yaşam sürdürdüklerine tanık oluruz ve 12 bölüm boyunca lise döneminde yaşadıklarıyla beraber küçüklüklerindeki yaşadıkları arkadaşlıklardan da bize kesitler sunarak,ikisi arasındaki arkadaşalığı bize yaşatır.

Nanami,annesi ile beraber yaşar aynı zamanda evleriyle aynı caddede bulunan,annesinin işlettiği restoran/kafe de okul sonrası annesine yardım etmektedir.Babası ve kız kardeşi Suzuka ile yaşayan Kenji de zaman zaman -hatta her an- Nanami'nin yanından ayrılmayarak,Nanami ve annesine devamlı yardımcı olmaktadır.

KİŞİSEL YORUM:

Çok durağan gelebilecek bir yapım aslında ama açılışı izlerken içerisinde birçok karakteri barındıracağı izlenimine sahip olduğum için başlamak için hiç tereddüt yaşamadım ve iyiki de başlamışım dediğim bir seri oldu.Çok aşırı beklentiler yaşamadım zaten bu büyük beklentileri de karşılayamacak olan ama içerisinde çok güzel şeyler barındıracak güzel bir yapım bana göre.

İlk bölümlerde hiçbir anlam taşımayacağını düşündüğüm öyle objeler var ki ilerleyen bölümde ne anlamalar taşıdğını öğrendiğimde bu seriye hak ettiğinden daha fazla değer vermek için hiç pişmanlık yaşamadım.

Kenji'nin,Sakura'ya bir ''Anı'' bırakışını,Nanami'nin bunu büyük bir olgunlukla karşılayışı hatta Kenji'ye elinden gelen yardımı esirgememesi ne güzel bir duygudur aslında ya da Kenji'nin,Nanami'ye yarıda kesmek sorunda kaldığı ve asla geri veremeyeceğini düşündüğüm ''Ulusal Kamp Dansı''nı hediye edişini izlemek ne büyük bir keyifti...

Hiçbir anlam taşımayacağını düşündüğünüz ama bölümler ilerledikçe aslında ne çok anlamlar taşıdığını göreceğimiz öyle objeler karşımıza çıkıyor ki...Küçücük bir saç tokası özellikle de balık şeklinde bir ''Toka''dan ne bekleyebilir ki izleyici,çok şey beklemez ama anlamındaki ya da iki kişi arasındaki anlamını öğrenmek o ''Toka''yı oldukça değerli yapabilir heleki küçücük minicikken,yağmurlu ve fırtınalı bir havada sevdiğimiz kişiden masumca bir sır olarak öğrenmek o ''Toka''nın özelliğini ne çok anlam ifade edebilir bir kişi için hem de içerisine masumca anlamlar yükleyerek...

Boş bir meyve suyu şişesi;içilip kenarıya atılıp da bir daha geriye dönüşünü düşünmediğimiz boş bir meyve suyu şişesi oysaki asla ulaşamayacağımız insanı hatırlatan o bilmeden onunla aramızdaki bağı kuvvetlendiren bir obje olduğunu düşününce o bomboş şişenin kendine yüklediği anlamlar aslında ne kadar da derin öyle değil mi?

Özellikle de sarı bir balık tokaya,mavi bir balık tokanın arkadaşlık etmesi ben de çok derin anlamlar bırakmıştır;bu bölüm sonlara doğru olan bir spoiler ve yaşanan bir dramı içeriyor,o nedenle izlemeyenlerin açmamasını tavsiye ediyorum.

Çizimlerini beğendim özellikle de zamanın geçtiğini belirten karakter çizimleri oldukça başarılıydı bence,müzikleri ise;çok fazla müzik barındırmayan bir yapımdı ama açılışındaki görsellikle kullanılan müziğin bütünlüğünü belirtmeden geçemeyeceğim.Kapanış konusuna da değinmek istiyorum;kapanışındaki kulllanılan objeler de yorumumda belirttiğim objeleri barındırdığı için,çok özellik taşımasa dahi sevdiğim kapanışlardan birisi oldu diyebilirim.

Lamune;Seriye başladığım andan itibaren hep ne anlam içerdiğini merak ederek izledim tüm bölümleri taa ki anlamının derinliğini öğrenene kadar fakat öğrendiğimde de anladım ki ''Lamune'' ne kadar da çok yakışan bir isimdi bu seriye...

KARAKTERLER:

Nanami Konoe

Kenji'nin çoçukluk arkadaşıdır aynı zamanda da en yakın komşusudur.Daima güleç yüzlüdür,Kenji'ye karşı çok özel duygular beslese de bunu hiçbir zaman kolay kolay dile getiremez fakat Kenji'nin yanından bir anlık bile olsa ayrı kalmayı göze alamamaktadır.

Kenji Tomosaka

Küçüklüğünde oldukça haşarı bir yapıda olan Kenji büyüdükçe bu haşarılığından eser kalmayacaktır.Aksine,karşısındakine karşı oldukça düşünceli olan bir karaktere bürünmüştür.Nanami'yi her zaman çok sevip de bunu asla dile getiremeyen Kenji,zaman ilerledikçe bir şeyleri de dile getirme olgunluğuna erişecektir.En büyük hobilerinden birisi,babasından ona hediye edilen motordur daha doğrusu motoru tamir etmektir --

Hatano

Kenji'nin sınıf arkadaşı ve en iyi dostudur.Kenji'nin kuzeni olan Hikari'den hoşlanmaktadır. Kenji'ye,Nanami'den bahsederken her zaman ''Karın'' der ve Kenji'yi sinirlendirir,en büyük hobilerinden birisi budur bence.--

Suzuka Tomosaka

Kenji'nin kendinden küçük olan kız kardeşidir.Nanami,Kenji ve Hikari ile birlikte büyümüşlerdir,bu dördü çoçukluk arkadaşıdır.Suzuka çevresine karşı her zaman insancıl davranan bir karakterdir.

Misora Ayukawa

Motorla yolculuk yapan bu karakterimiz de,motorunun arızalanması sonucu,Kenji ve diğerlerinin yaşadığı kasabaya yerleşecektir kısa bir süreliğine fakat tüm herkes Misora'yı da aralarına kabul edip kendilerinden ayrı tutmayacaktır.Misora,tamir masraflarını karşılamak için geçici bir işe girecektir,her yere başvurur ama iş bulamaz ve sonunda, Nanami'nin annesinin çalıştırdığı kafede geçici süreliğine çalışmaya başlar.

Hikari Nakazato

Kenji ve Suzuka'nın kuzenleridir.Yaz tatilini geçirmek için Kenji'lerin yanlarına gelmiştir. Genellikle her yaz onların evine gelen Hikari,oldukça enerjik bir yapıdadır.Neşeli ve her zaman pozitif olan Hikari,Kenji ve Nanami'nin,beraberliklerini sağlamaya çalışır, onların dile getirmediği durumlarını hep Hikari dile getirir.

Hiromi Sakura

Suzuka'nın sınıf arkadaşıdır.Kenji'ye karşı özel duygular beslemektedir.

Tae Isawa

Öğrenci Konseyi Başkanı'dır aynı zamanda da Kenji'lerin üst devresidir fakat her zaman alçak gönüllü olan Tae,yardıma muhtaç olduğunda devamlı Kenji'ye ve diğerlerine baş vurur,diğerleri seve seve yardımcı olurlar çünkü Tae okulda oldukça sevilen bir Senpai'dır.Özel hayatında da,kendinden küçük üç kardeşiyle ilgilenmektedir.

Kagami Konoe

Nanami'nin annesidir.Evlerinin yakınındaki kafeyi işletmektedir.Nanami ve arkadaşlarına karşı her zaman çok nazik davranır ve Nanami ile ilgilendiği gibi onlara karşı da ilgili davranır.

Kenryu Tomosaka

Kenji ve Suzuka'nın babasıdır.Mesleği öğretmenlik olan Kenryu,çocuklarıyla ilgilenmeyi seven bir babadır.

Bu konuyu görünce hatırladım bu seriyi izlediğimi.Yoksa tamamen unutup gideceğim bir seri olacaktı kendisi xD.

Neyse yorumuma gelelim ; Açıkcası İzlemeye değer bir seri değil bence.Konusu ''Aşırı'' normal.Hatta diğer klasiklere oranla fazla sakin bir atmosferi var.Çizimleri iyiydi ona birşey diyemicem,Müziklerede diyeceğim birşey yok fakat 1. bölümü izledikten sonra 2. bölümü insanın izleyesi gelmiyor.Bu seriye 4 kez başladım ben,3ünde 1. bölümü izledikten sonra bıraktım,en sonunda hem izleyecek başka birşey bulamadıgımdan hemde ''Yeter artık simsiyah bir ekran gelse bile bitiricem bunu '' gibisinden bir hırs ile başladıgımdan bitirmiştim.Sonuda ''Ehh'' diyebileceğim birşekildeydi.

Ne kadar çok anime izlemiş olursanız olun kesinlikle hala izlemeniz gereken bundan daha iyi seriler oldugunu düşünüyorum ben,Boş zamanınız varsa bile izlemeyin bence.Yazdıgım tanıtımlardanda anlamışsınızdır sanırsam,Hemen hemen her animeyi beğenirim ben,400 seri izlemişsem 375i için ''Çok güzeldi'' diyebilirim fakat buna ''Zaman kaybıydı'' diyorum,düşünün yani =)

Bence ''Zaman Kaybı'' olarak değerlendirilebilecek bir kategoride değil,açıkçası taşıdığı anlamlar açıısından güzel ,her zaman için hayatımıza aksiyonu bol animeler sığdıracağız diye bir kural yok,benim görüşüme göre içerisinde güzel anlamlar barındıran yeri geldiğinde durağanlık yaratan serilerden birisi ama bu durağanlık insanı da dinlendiriyor, ara sıra da dinlendirebilecek seriler gerekiyor heleki ben gibi ''Ağır Dram'' içeren yapımları izlemeyi sevenler için ''Hafif'' olan konusuyla benim için de her zaman ''İzlenebilecekler'' kategorisinde olan bir seri.

O nedenle ''Beğeni'' kavramının göreceli olduğunu unutmayalım lütfen Bu nedenle,''Zaman kaybı olarak'' değerlendiren de olabilir,benim gibi ''İzlenebilir sadelikte güzel'' olarak değerlendirebilen de...

@Squaw

Sanırım bir yanlış anlaşılma olmuş,o noktayı düzelteyim yorumum yanlış yere gitmiş olmasın.Serisi ben diğer kendi türündeki seriler ile karşılaştırdım,yani ''bu aşırı durgun,şu diğerine baksana adam adamın kafasını koparıyor bunların yaptıklarına bak!'' tarzında bir durum söz konusu değil tabiki.Benim karşılaştırdıklarım yine ''Romantik-Dram'' türü idi.

Not; Lütfen kimse yanlış anlamasın,konunun tartışmaya dönüşmesinide istemiyorum,amacım kişisel bir cevap vermek değil,Yorumumu anlatmaya çalışırken atladıgım büyük bir noktayı eklemek idi =)

@Squaw

Bu animeyi benden başkasıda beğendiği için artık gözüm açık gitmiyecek. Yazdıklarına katılmamam elde değil.

Eğer sakin, huzurlu anime arıyorsanız izlemenizi öneririm. Bana hem huzur verdi hemde kendimi tatildeymişim gibi hissettirdi.

uzak bir tarihte izlememiş olmama rağmen pek de bişey hatırlamadığım bir anime. nedeni de pek sevmemiş olmam büyük olasılıkla. duygusal serileri severim aslında ama tanıtımda da bahsedildiği gibi çok durağan ilerliyor daha ilk bölümden çok sıkıldığımı hatırlıyorum, sırf başladığım için (belki diğer bölümlerde daha çok severim ümidiyle) bitirmiştim. sevmememdeki bir diğer husus, karakterlerdi, karakterleri de sevmedim daha doğrusu kız ve çocuğu en çok da kızı. böyle saf tipteki kızları sevmiyorum, sevemiyorum dolayısıyla animeye soğumama neden oluyor bu durum.

@ squ, tanıtım için teşekkürler, sevdiğin bir anime olduğu anlaşılıyor tanıtımdan

@Hei_(BK201)

Ben de sanırım senin düşüncelerine sahip olacaktım,benden başka seven yoktur diye düşünüyordum ve gözlerim açık gidecek diye dertleniyordum çünkü ben kıyıda köşede kalıp da içerisinde güzel anlamları direk izleyenin gözüne sokmayan yapımları severim.Bu animeye ait aynı duygulara sahip bir ''Ortak'' bulmak sevindirdi diyebilirim

@Özz

Evet Özlem'ciğim açıkçası severek izledim,ilk 3 bölümde sıkılacağım düşüncesi taşıyordum ama nedense çok masumca geldi bana,belki de izleyiciyi ana karakterlerin çoçukluklarına da götürdüğü içindir bilemiyorum.

''Sakinlik'' ise,daha önce de belirttiğim gibi bazen anime dünyasında aradığım en önemli şeylerden birisi oluyor inan bana,gerçekten de izlerken dinlendiğim bir yapımdı,son günlerde izlediğim ağır yapımlardan sonra (Eve no Jikan olsun,Clannad~After Story~ olsun) gerçekten de dinlendiğim bir yapım oldu,ha karakterler konusunda haklısın,ben de zaten Nanami'yi sevmedim açıkçası ben ''Motorlu hatunumuz'' olan Misora ve Kenji'nin başbelası olan Hatano karakterini çok sevdim,özellikle de Hatano beni izlerken acayip eğlendiriyordu.

@AkumA

Sorun değil,tartışalacak bir şey yok ortada,karşılıklı anlayış devam ettiği sürece benim de amacım kişisellik değil,benim yorumlarım da yanlış anlaşılmasın lütfen ^__^

@Squaw

Gerçekten bende sevindim Lamune gibi animeyi seven bir kişiyi görmeyi. Hele bağlarına her girdiklerinde içimde unutulmaz derece huzurla doluyordu. İzlinle sana şeker bir anime önereyim. Animenin ismi Ichigo Mashimaro. Bu animenin de insana huzur veren yapısı var. Ayrıca oldukça komik.

@Hei_(BK201)

Teşekkür ederim tavsiye için,o seriye de uğrayacağım ilk fırsatta mutlaka,listeme aldım bile

Ayrıca şu ''Bağ'' konusunda sana katılmamak ne mümkün ve de;

Ama o bağdaki geçirdikleri vakitler acayip huzur vermişti bana da izlerken...

Ne güzel animeydi sakin başlayıp, biraz üzüp yine güzel şekilde sakince bitiverdi.

O çocuğun motosiklet kazasında başına bir şey gelseydi. Gerçekten en nefret ettiğim animelerden biri olacaktı.

Ne güzel animeydi sakin başlayıp, biraz üzüp yine güzel şekilde sakince bitiverdi.

Eğer öyle devam eden bir son olsaydı;

Hangi animeleri izledin bugüne kadar bilmiyorum Hei ama 1-2 seri var izleme diyeceğim çok büyük dramlar içeriyor,izledikten sonra da yaşadığım travmanın izleri sürüyor hala. Gerçi benim sevdiklerim arasındadırlar ama yine de baya hüzün bırakıyor bitince,o nedenle de Lamune ilaç gibi geldi bana son günlerde...

Bir de yazmış mıydım bilmiyorum ama tesadüf eseri izledim,MyAnime List'te izlediğim bir serinin sayfasında önerilenler arasındaydı,benim de tanıtımda eklemiş olduğum resmi görünce kesin dedim sakin bir yapım,başlayıverdim ^__^

Ayrıca eğer spoiler da dediğin gibi olsaydı inan benim de nefret edeceğim seriler kategorisinde yerini alırdı.

sırada izleyeceğim anime.

Çok farklı beklentiler içinde seyrettiğim ama beklediklerimi alamadığım bir seriydi bu. Ben romantizm delisi bir insanımdır. Her senaryoda romantizm ararım. Ama beklediğim şey bunun gelişimini görmektir.

Bu yüzden bölümleri izlerken hiçbir ilerleme, gelişme yokmuş gibi hissettim ve bu bende boşa izliyormuşum hissi yarattı. Hoşuma gitmeyen kısımları yok değildi. Flashback sahnelerinde çocukluktan insanın içine oturan bir şeyin nasıl yıllar sonra bile düşündüğünde hala içini kemirdiğini örneğin güzel anlatmışlardı.

İyi yanlarına rağmen seri yine de bende beklediğim güzel hissi yaratamadı. Benim için ortalamanın biraz altında bir seri oldu.