Jump to content
  • Kayıt Ol

Monster


Susano'o

Önerilen İletiler

KÜNYE:

Anime'nin Adı: Monster モンスター

Tür: Gerilim, Polisiye, Drama, Psikolojik

Bölüm Sayısı: 74

Firma/Stüdyo: Madhouse Studios, VAP

Yapımcı: Tamura Manabu

Sanat Yönetmeni: Ikeda Yuji

Müzik: Haishima Kuniaki

Özgün Eser: Urasawa Naoki

KONU:

Monster, 1986 Batı Almanya'sında, beyin cerrahi alanında en başarılı doktorlardan birisi olan Doktor Kenzo Tenma'nın kariyeri ve insanlık arasında bir seçim yapması ile başlar. Başından vurulmuş olan Johan Liebert adlı çocuğun ameliyatı esnasında hastanenin kariyer açısından daha önemli ancak, daha basit bir ameliyata çağırılan Tenma; doğrudan başhekimden gelen bu emre rağmen Johan'ın ameliyatına devam ederek ettiği hipokrat yeminin arkasında durarak insanlığı seçer.

Bu kararının ardından hiç beklemediği bir şekilde, başhekimin kızı olan nişanlısı Tenma'yı terk eder. Hastanede beyin cerrahi bölüm başkanlığı beklerken, ani bir karar değişikliği ile görev bir başkasına verilir. Başhekim ve başhekime yakın bulunup Tenma'ya karşı kötü tutum sergileyen birkaç doktor aniden cinayete kurban gidince, Tenma için bölüm başkanlığı yolu açılmış olur ancak; bu sefer de adı şüpheliler arasında yerini almış olur.

Yıllar sonra hastaneye getirilen bir hırsızın bir takım seri cinayetlerde şüpheli olduğu ortaya çıktığında, Tenma'nın karşısına sarışın bir genç adam çıkar ve hırsızı gözleri önünde öldürür. "Hayatımı kurtardığınız için çok teşekkür ederim, Herr Doktor Tenma." diyen genç, Saf Cani olarak tanımlanan Johan Liebert'ten başkası değildir.

KİŞİSEL GÖRÜŞÜM:

Monster bizleri, çok gerçekçi bir Batı Almanya'ya, oradan da orta Avrupa'ya götürmektedir. Serinin en can alıcı noktası, gösterilen onca psikopatlık olarak nitelendirilebilecek olayın, gerçekte var olmuş olabileceğinin inkâr edilemeyeceği gerçeğidir. Kısacası herşeyi ile çok gerçekçi olması nedeniyle insanı daha gererek, kendi içindeki canavarı sorgulamaya itebilmektedir. Ara vermeden izlenebilecek serilerden olmadığı konusunda da şimdiden uyarayım. Özellikle anime izlerken kendinizi animedeki atmosfere kaptıran ve etkilenen biriyseniz, Monster'ı bir seferde 10 bölümden fazla arka arkaya izlememenizi tavsiye ederim.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • İleti 12
  • Oluşturma
  • Son yanıt

En Çok Yazanlar

  • Susano'o

    3

  • Beyazm

    1

  • zhenya

    1

  • Kitiara

    1

Beğendiğim animeleri ikiye ayırıyorum: Sevdiklerim ve saygı duyduklarım. Sevmek taraflı bakmaktır, kusurlarını görmezden gelmektir. Bu yüzden başkalarının nefret ettiği animeleri baş tacı etmeniz çok da şaşırtıcı bir şey olmasa gerek. Ancak saygı duymak bambaşka bir durum. Elinize aldığınız şeye olabildiğince tarafsız baktığınızda bile o şey sizi kendisine hayran bırakmayı başarabiliyorsa, bilin ki sonuna kadar saygıyı hak ediyordur. Bu yüzden karşıma saygı duyulacak pek fazla anime çıkmıyor. Monster'sa, şimdiye kadar izlediğim animeler arasında Hotaru no Haka'yla birlikte en çok saygı duyduğum yapım. Kurgusundan karakterlerine, çizimlerinden müziklerine kadar izlediğiniz pek çok animeden bambaşka bir çizgide ilerliyor. Dışarıdan baktığınızda çizimleri pek hoşunuza gitmeyecektir muhtemelen. Ama animeyi izlemeye başladığınızda görüyorsunuz ki ayrıntılara titizlikle değinmişler. Tek başına karakterlerin kıyafetlerine bakmak bile bunu görmek için yeterli. Nina'nın botları, mantosu, çantası; Johan'ın takım elbiseleri, hatta Tenma'nın spor ayakkabıları bile olayların hangi dönemde geçtiğini çok başarılı bir biçimde gösteriyor seyirciye. Ya Tenma'nın yüz ifadesine ne demeli? İlk karşımıza çıktığında hayata umutla bakan bu adam, siz bölümleri meraktan tırnakları yiyerek izlerken sadece yüz ifadesiyle bile umutsuzluğun ve çaresizliğin simgesine dönüşüyor. 175492 bölüm boyunca yüz ifadelerini değiştirmeyen anime karakterlerine ders veriyor sanki.

En sevdiğim sinema karakterini sorsanız hiç düşünmeden Dr. Hannibal Lecter'ın ismini verirdim. Zekası, karizması, karmakarışık iç dünyası ve sorgulanabilir kötücüllüğüyle Dr. Lecter hiçbir karakterin ulaşamayacağı bir yerdedir benim gözümde. Bu yüzden olsa gerek, hatırlayamadığım kadar uzun bir süredir sinema/tv/anime yapımlarında karşıma çıkan zeki katilleri onunla kıyaslamak gibi bir eğilimim var. Favori Lost karakterim Ben Linus, onun kadar kendine güvenmiyor. Seri katillerin katili Dexter, o kadar serinkanlı değil. CSM (The X Files) küçük noktaları gözden kaçırıyor... Yani anlayacağınız Dr. Lecter'la aşık atacak birine pek rastlamamıştım. Ta ki Johan'la karşılaşıncaya dek. Bu genç adam, izlediğim bütün anime karakterlerinden daha ürpertici geldi bana. Kimseyi ikiye bölmüyor, kolları ve bacakları uzamıyor, dişleri kimsenin etine batmıyor. Ama bunları ve daha da fazlasını yapan tüm anime karakterlerinden daha korkutucu. Neden mi? Çünkü hepsinden daha gerçek.

Tenma körlemesine Johan'ı ararken, onun etrafındaki masumları Johan'dan koruyabilecek birini arıyorsunuz siz de. Bulamayınca bir umutla, onun kendisini durdurabilmesini bekliyorsunuz. Bu yüzden de onun iç dünyasına girebilmeye çalışıyorsunuz. Karanlığının ve kötülüğünün arkasında ufak bir açık nokta; henüz kirlenmemiş, iyi kalmış bir parça bulabilmeyi diliyorsunuz. Ama siz derine indikçe karanlık daha da artıyor. Dr. Lecter kadar bile kendine sınır çizmemiş, kötülüğü yoruma açık olmayan bir karakter Johan. Acıması olmayan biri. Bunu fark ettiğinizde ona kurban düşebilecekler için korkmadan edemiyorsunuz.

74 bölüm izlemeyi düşünenleri korkutabilir. Ben de o kadar bölümü nasıl izleyeceğimi kara kara düşünerek başlamıştım doğrusu. Tabi başladıktan sonra durabilmek için kendimi zorlamam gerekti. Yeri geldiğinde arka arkaya 15 bölüm rahatlıkla izleyebilirsiniz -ki ben Monster'ı sürükleyicilik konusunda ondan aşağı kalmayacak bir anime olan NANA'yla aynı dönemde izlemiş ve kendi canıma okumuştum. 74 bölüm boyunca hiç sıkmıyor mu? Araya hiç doldurma bölüm girmiyor mu? Mangasını okumadım, ancak animenin mangaya son derece sadık kaldığı çok bariz. Bazen ana konudan ve Tenma'dan uzaklaşıp farklı karakterlere odaklansanız bile zamanla hiçbir şeyin boşuna işlenmediğini görüyorsunuz. Evet, sıkıldığım bölümler oldu. Hatta kimi yerlerde animenin kalanından da ümidimi kestim. Ama hemen akabinde kendimi 10-15 bölümü bir solukta bitirirken buldum. Hikayenin yavaşladığını düşünüyorsanız hemen pes etmeyin yani. Heyecan daha vurucu bir biçimde geri dönüyor her seferinde.

Benden son bir tavsiye de kapanış parçası hakkında gelsin. (Unutmadan, açılış parçasını hemen hemen hiç atlamadım.) Kapanışta tek bir klip yok. 4-5 bölümde bir klibin değiştiğini ve aslında bir masalı anlattığını da görebilirsiniz. Ben başlarda bu masalın sadece sembolik bir şey olduğunu düşünmüştüm ama bundan çok daha fazlası sizi bekliyor.

Eğer ciddi serilerden hoşlanmıyorsanız, çok çabuk sıkılıyorsanız lütfen Monster'a başlamayın. Bu öyle her gün karşınıza çıkabilecek sıradan animelerden biri değil. Hakkını vererek izlemezseniz tek yaptığınız bu başyapıta hakaret etmek olacaktır.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Yazdiklarina noktasi virgülü dahil katiliyorum. Ellerine saglik.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

74 bölüm benim de başlarda gözüme büyümüştü ama izlemeye başladığımda gerçekten daha fazla bölümü de olsa izlenebilecek bir seri olduğunu gördüm, sizi farklı yönlere, Doğu Almanya'nın o gizemli geçmişine ve daha birçok farklı noktaya çeken hoş bir yapım, Kitiara'nın açıklamalarının üzerine ekleyecek pek bir şey kalmamış zaten. Tanıtım için teşekkürler.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Mangasını okumaktaydım bi dönem (bitirmemiştim açıkçası ama yarıdan fazlasını okudum)...neden devamını okumadığımı da hatırlamıyorum açıkçası ama animesininde mangasına sağdık kalmış olucağını düşünüyorum keza bilinen en ünlü seinenlerden dir (en sevdiğim tarz oluyo bu)Vakit bulduğumda mutlaka izliycem (hdd de bekliyo uzun bi süredir manga okumaktan animeye vakit ayıramıyorumda :) )...Tanıtım için teşekkürler ...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

mangasını bizim siteden takip edersin artık zhenya. biraz rahatladığımda patır patır çevirmeye başlayacağım ilk manga "monster" olacak çünkü. :)

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Yıllardır tozlu raflarda izlenmeyi bekleyen bi seriydi ama ne zaman olucağı hakkında pek bi fikrim yoktu..ta ki Kitiara'nın bu mesajını görene kadar...kapsamlı tanıtım içinde ayrıca teşekkürler.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 yıl sonra...

gundamaster ve Mikado sizi buraya alayım madem :P

Öncelikle görüşlerinize saygı gösterdiğimi belirtmeden geçmek istemiyorum ama açıkladığınız şeylerin ben de farkındayım ama bu açıklamalarınıza rağmen ben seriyi -ŞİMDİLİK- pek de orjinal göremiyorum açıkçası,nedenlerine gelirsek zaten yorumlar arasında değineceğim...

@Squaw : 13. bölüm spoilerina cevap olarak yaziyorum.

Evet Tenma yolculuk yapmaya devam edecek ve bir sürü baska yan karakterler cikacak konuyu aydinlatmak icin. Cünkü degisik yerlerde ve degisik sekillerde islenmis bir sürü cinayet var ve bunlarin birbiri ile temasini bulmak zorundalar. Gerci Tenma"nin Johann i takip etme amaci cok farkli artik :).

Açıkçası verdiğin bu bilgiler sayesinde bile ben pek ilgi çekicilik göremiyorum,ha seriyi yermek amacıyla gelmedim ama bu anime dünyası da oldukça göreceli bir evren ve bu nedenle severleri olacağı gibi sevmeyenleri de olacak ya da işlenen konulardan daha fazlasını bekleyenler olacaktır (ben gibi :P)

Konusuna ilk göz attığımda inan daha başka şeyler bekliyordum.

Johann daha cocuk yasta zaten kendisini deneye sokan ergenlerden cok daha yetenekli biri ve herkesi birbirine düsürüp yetimhaneyi yaktiriyor. Ve bu olanlari güzelce seyrediyor. Yani o sert fasistler bile Johann in Hitler den kat be kat üstün olduklarini düsündükleri icin onu kendilerine cekmek icin ellerinden geleni yapiyorlar. Ama burda o seriye ismini veren "Canavar" olgusu ortaya cikiyor. Ayrica Johann in kendisine musallat olan o cok güclü ergenlerden aldigi intikamlar da cok konusulacak cinsten. Mesela General Wolf.

Bu arada Johann bir canavar olarak betimlenmesinin yaninda yaptiklarini inandigi ve degismesi gereken bir dünya düzeni üzerine yapiyor. Sadece bunun icin kurban vermekten kacinmiyor. Ama ileriki bölümlerde bazi konulara karsi ne denli duyarli oldugunu ve maksatini daha iyi anlayacagiz.

İşte kastettiğim nokta buydu benim;Ddeğişmesi gereken dünya düzeni...

Bu tip şeyleri ben hiç çekici bulmuyorum açıkçası, ben 'dünya düzeni' yerine daha farklı nedenlere bağlı daha orjinal hayat hikayeleri izlemek isterdim ve daha önce de dediğim gibi olay Johanna üzerinden döneceğine kendimi psikoloji sınırlarını zorlayan dünyanın zindanında hapsolmuş bir Dr. ile başbaşa kalan izleyici konumunda bulmak en büyük arzumdu ve bu şekilde gelişen bir şey yani bir Canavar kaçsın,onu -2. kez- yaratan bir Dr. suçluluk duygusuyla kovalasın.

Bunlar şimdilik 13 bölüm üzerine olan düşüncelerim,izledikçe bir şeyler değişir de bana şu laflarımı yedirtirse o zaman gelip boynumu bükerek sizden yana olacağım ama kusura bakmayın da ben sizin karşı tarafınızdayım :P

Şimdi gelelim gundamaster'ın mesajına;

@Squaw

Monster genel gidişatına dayanarak deney ile ilgili şunları söyleyebilirim;

Johann'ın daha o ilk cinayet olduğunda cinayeti işleyenin o olduğuna kanaat getirmiştim ve o çocuğun hiçte normal olmadığını düşünüyordum. Açıkçası çocukları kullanarak hükemtin süper askerler yetiştirme istemi bana çok çekici geldi. Çocuk istismarının yanı sıra ağaç yaş iken eğilir. Zaten Hitler'den de bilirsin süper asker yaratma mantalitesi Almanlar'da hep olan bir şey.Hanna filminde de bu tasarıyı bulabilirsin mesela.

Johann'a tekrar geri dönersem o zaten deneyden etkilenmeyen bir çocuk. Kendi içinde bir katil bir canavar barındırıyor. Ayrıca Fma ve Naruto'daki deney olayları çok başkaydı. Buradaki ile kıyaslanamaz bile.

13.bölüm içinse

Araya farklı hikayeler koymaları animeyi daha da derinleştiriyor çünkü bu hikayelerin herbirinde Johann ve geçmişe ait farklı şeyler öğreniyopr Tenma. Bu öğrendikleri vesilesi ile de Tenma'nın mükemmel bir cerrah oluşunun yanı sıra kişiliğindeki değişimlere tanık oluyoruz. Bir nevi Tenma bu öğrendikleri ile gelişiyor. Sadece Johann üzerine gitseydi 13 bölümle bitirilirdi seri ve basit bir polisiye-gerilim olurdu bana kalırsa.

Açıkçası Johann için;

Katil olma olayını çok basitçe her izleyen tahmin eder diye düşünüyorum ama ben izlemeye ilk başladığımda hep Tenma için bir şeyler bekledim ama kovalayın Tenma olacağını görünce büyük bir hayal kırıklığı yaşadım ve hala şu deney olgusunun bana çok basit göründüğü kanısındayım.Görüşümün de sonuna kadar arkasındayım. Bunu da kolay kolay değiştirecek bir öğe görmedim,tabii şimdiye kadar.

Deney olayı ise Naruto ya da FMA'dakiyle kıyaslama değildi amacım ama nedense bu tip serilerin ardında mutlaka bir deney olgusunu izliyoruz,sanmıyorum ki bu o yapımı ilginçleştirsin,en azından benim için.

Daha önce de söylediğimin arkasındayım,ben seriye başladığım ilk anda yaşananların ardında daha başka,klişe olmayan daha ilginç şeyler bekliyordum.Araya farklı hikaye girmesi olayına gelirsek,farklı hikayeden ziyade şu yolculuk esnasında olayla hiç bağlantısı olmayacak hikayeleri kastediyorum.Bir de olayın Johann üzerine gitmesi kastım değil,yanlış anlaşılacak cümleler kurmuşum sanırım. Sadece Johann odaklı bir şeylerin dönmesini sevmedim,ben savunduğum şeye devam edeceğim,sadece Dr. Tenma diyorum ve;

Tenma gibi bir karakter eğer o öldürülen gazateci adamla bir şeyler becerseydi bana daha çok keyif verecekti.Olmadı o sağlam bir karakter olan detektif ile bir şeyler daha derinden işlenseydi ben seriye daha çok hapsolacaktım

İnanın,şu an ben seriyi öyle aşırı bir heyecanla izlemiyorum.Oysa ilk 2 bölümü izleyince daha heyecanlı şeyler bekliyordum.Neyse yolumuz daha çok uzun 13 bölümle bir şeyler çözülmez daha,yani demem o ki Sayın Mikado ablamla birlikte çevirilerini dört gözle bekliyoruz bilesin :D

Şakası bir yana,Hakan çalışmalarında kolay gelsin.Seriyi izlemek için beklettiğime değecek doğrusu :s34:ty

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Öncelikle bu Monster konusunu nasil görmemisim hayret dogrusu. Sonra da yazilan her yorumu sabirla okudum. Gerci Kitiara adli üyenin ilk mesaji serinin güzel bir özeti olmus ve yine onun son sözlerini genel izleyici icin bir kez daha belirtelim!

Eğer ciddi serilerden hoşlanmıyorsanız, çok çabuk sıkılıyorsanız lütfen Monster'a başlamayın. Bu öyle her gün karşınıza çıkabilecek sıradan animelerden biri değil. Hakkını vererek izlemezseniz tek yaptığınız bu başyapıta hakaret etmek olacaktır.

@Squaw :

Genel yapi olarak herkesin anime seyrine ve tarzina saygim vardir ve illa Dr. Tenma yi psikopat bir doktor olarak görme hayalini de anliyorum ama inan Dr Tenma nin su serideki durumu ve hareketleri benim serideki en rahatladigim yerler. Gerci daha onlu bölümlerdesin ama ilk yorumdaki Kitiara nin dedigi gibi Tenma nin bölümler ilerledikce hali, vaziyeti. düsünceleri, yer yer cok degisiyor ve bu izleyiciye mükemmel yansitilmis. Ama bir sekilde Tenma o kirli dünyadaki tünelin ucundaki beyaz isigimiz. En cani adamlara bile "yasam hakki kutsaldir" diye yardim eden bir insanin bütün ilkelerini ve yasam amacini bir kenara birakarak yapmak zorunda olduguna inandigi seyi yapmaya calisirken sanki bütün dünyanin bir sekilde bu temiz adamin kirlenmesine müsade etmemesi! Bu genis öyküdeki her karakter ve baslarina gelen olaylarin bir zincirin halkalari olmasi filan. Yani kendi acimdan bu tarz anlatimi cok sevdigim icin Monster benim icin bicilmez kaftan bir seri oldu. Ama senin ve diger herkesin fikrine de saygiliyim!

Bu arada en son yazimda General Wolf örnegini vermistim! Onu 15 ve 16. bölümlerde göreceksin ve Johann in sadece basit bir psikopat olmadigini ve onun nasil bir cocuk oldugunu cok daha iyi anlayacaksin! Ayrica Wolfa göre intikamini, kendine göre ise onu gercekten anlama olayini da!

Son olarak su yeni dünya düzeni olayini ben kendim Johann in bir lafi üzerine uydurmustum. Belki de öyle bir amaci yoktur. Serinin bütün bölümlerini izlemedim ve sadece cevirdigim kadarini izledim daha. Heyecanim gitmesin diye cevirdikce ve son kontrol gectikce izliyorum bölümleri. Yani daha ben de olayin tamamina vakif degilimqhey

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 1 ay sonra...

Susano'o monster çevirisini yapmıomusun 42.bölümde kaldık 42'den sonra türkçe altyazısı yok hiç bir yerde sen yapamazmısın....

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 2 yıl sonra...

Bu animenin en önemli kısmı, Johan denen karakterin bilinmemesidir. Bu yüzden Tanıtımlarda Johan'dan bahsedildiği an ilk 4-5 bölüm de bu adam da kim denilen kısımda ki heyecan azalıyor bir bakıma. Ben sadece ismi ve güvendiğim bir kişi olarak -Kitiara- nın seriyi övmesi ile başladım. Daha sonra bir arkadaşımın isteği üzerine Tanıtımını yaptım, o da böyle önemli bir seriyi Türk izleyicileri tanıtmak amacıyla, yoksa tanıtım işleri ile uğraşmıyorum.

En sonda ki video seriyi bitirenler için mükemmel bir video, ve mükemmel bir içeriği var. Ama yeni izleyicilerin orada dönen durumların hiç birini anlayamayacağı ve ilgi çekici olacağını düşündüğüm den koydum. İlk başta her şeyi anlatıyor bu video diye düşünerek vazgeçmiştim. Ama daha sonra HxH ve FMABH açılışları aklıma gelince, bir önemi olmayacağına aklım yattı ve koydum. Yine de halen daha, yeni izleyicilere nasıl bir etki bırakır diye düşünüyorum. O anki kaz ile ne izlediğini bile anlayamazlar diye düşünüyorum.

Neyse kısaca, bu da benim tanıtımım : http://www.animefantastica.com/monster-anime

Ayrıca resimlerdeki yazıları tanıtıma özel İngilizce'den çevirdim. Her hangi bir yere ait değiller.

Bir ekleme daha yapayım, Kitiara en tepede zaten kendi yorumunu girmiş. Ben de diyorum kim bu Monster'a uzunca bir yorum yapan.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

  • 5 yıl sonra...
(düzenlendi)

Monster bir şaheserdir. Kesinlikle muhteşemdir.Özellikle sizin berbat diyeceğiniz çizimlere ben o kadar çok bayılıyorumki.Karakterlerin yüz ifadeleri,

o karanlık hava,özellikle o alkol yüzünden birini öldüren adamın önünde bir kadeh alkol varken o kadehin muhteşem bir şekilde yansıtılması.

Kesinlikle bayılıyorum.

Johan da eşsiz bir karakterdir.

Onu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.

Ve özellikle Monster'ın 59.bölümü benim en sevdiğim anime bölümüdür.

Düzenlendi: (Umi)
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Kusotaku
2 saat önce, Umi dedi ki:

Monster bir şaheserdir. Kesinlikle muhteşemdir.Özellikle sizin berbat diyeceğiniz çözümlere ben o kadar çok bayılıyorumki.Karakterlerin yüz ifadeleri,

o karanlık hava,özellikle o alkol yüzünden birini öldüren adamın önünde bir kadeh alkol varken o kadehin muhteşem bir şekilde yansıtılması.

Kesinlikle bayılıyorum.

Johan da eşsiz bir karakterdir.

Onu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.

Ve özellikle Monster'ın 59.bölümü benim en sevdiğim anime bölümüdür.

Açılış şarkısı da bir ayrı. Fena içimi karartıyordu benim. :D 

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?