Jump to content
  • Kayıt Ol

Türkçe altyazılardaki küfür sorunsalı


Akuma_Blade

Anime çevrilirken küfür etmek sizce bir gereklilik mi?  

47 oy

  1. 1. Anime çevrilirken küfür etmek sizce bir gereklilik mi?

    • Küfre karşıyım. Atmosferi dağıtıyor, karaktere duyduğum saygıyı yokediyor ve ciddiyeti yokediyor. İlla Türkçe izleyeceksem küfürsüz bir çeviriyi tercih ederim.
      16
    • TV'de yayınlanmayan orijinal içerikler (OVA ve film) üzerinden yayınlanan yapımlar için belki. Diğerleri için görüş alınması yerinde olabilir.
      11
    • İsteyen istediği kadar galiz küfür edebilir. Çevirmen neticede kendi emeği olduğu için istediğini yapabilir.
      20


Önerilen İletiler

Hani merak edip bakmadım, forumun eski edisyonunda muhtemelen konuştuğumuz bir konudur ama canıma tak ettiği için değinmeden edemeyeceğim. Sormak istediğim sorular şu:

1- Anime'lerin Türkçe çevirisinde küfüre bakışınız nasıl?
2- Gerçekten küfür bir gereklilik mi, yoksa küfür kullanmadan da pekala Anime çevrilebiliyor mu? Örneğin gündüz kuşağında ve 16 yaş altı da izlenebilen bir seriyi küfre boğmanın bir mantığı var mı?
3- Anime çevirmiş olmak için değil, küfür etmek için Anime çevirmişe benzeyen çevirmenler hakkındaki düşünceniz nedir? (Böyle bir realite var, kimse yoksaymasın)

Sol dirseğin kırık olduğu için konu hakkındaki görüşlerimi uzun uzun yazamıyorum ama geçmişte 1-2 kez bu konudaki düşüncelerimi dile getirmişliğim var. Dikkat etmeniz gereken nokta, burada zaten uyuşturucu, eşcinsellik vs gibi temalar işleyen Netflix yapımları gibi, küfürlü çevrilse de çok da sorun teşkil etmeyen dizileri/filmleri değil, sadece Anime'leri tartışıyoruz. Haliyle halihazırda izlemekte olduğunuz/izlemiş olduğunuz yapımların hedef kitleleri, cümle yapıları, karakter demografisi ve küfür edildiğinde dejenere hale gelip gelmediği üzerine bir beyin fırtınası yapmanızı rica edeceğim. Niyetim sadece topluluğun görüşünü almak, yani kişisel herhangi bir tartışma yaratmak istemiyorum. Niyetimin az çok anlaşıldığına inanıyorum, malum, uzun yazamıyorum ama konu hakkındaki düşüncemin özet geçilmiş hali mesajın en altında görülebilir.

Katkılarınız için şimdiden teşekkürler.

1479438_10152616853998018_1135644448_n.j

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Tadında olduğu ve cümlenin akışına/anlamına uyduğunu sürece sorun değil benim için.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Öncelikle çevirmen olduğunu iddia eden şahsın kelime haznesi ne düzeydedir sorgulamak lazım. Bu adam kalkmış bir de alakası olmayan yerlere küfür yazmışsa gider ingilizceden izlerim daha iyi.  Maalesef bu gruba giren, çevirisinin düzgün olduğunu savunan, peş peşe seriler alan ama aslında bütün cümlelerinin her seride aynen tekrar ettiği çevirmen -belki -ler- tanıyorum. İsim vermeyeceğim :D 

 

Son bir not :D Oylamada bana uygun seçenek yok. Her seride küfürlü çeviri yapan bir çevirmen ise takip etmeyi bırakırım ama ortama göre bir uygunluk durumu varsa ve abartmıyorsa küfür olabilir bence. Küfrün dozunu ayarlayamıyorsa çeviride alakasız yerlere küfür yazmayacak. 

 

Konuya çook ama çok ucundan değinen bir video buldum ama içerik küfürlü :D İnşallah sıkıntı olmaz. Olursa silebilirsiniz :(

Gizli İçerik

 

 

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Benim açımdan gerekli yerde kullanıldığı sürece sorun yok. Cümlenin akışına uyuyorsa ve orada küfür etmek gerekmiyorsa etmiyorum, küfür gerekiyorsa ediyorum, cümle akışına uymuyorsa zaten etmiyorum.  Bu biraz da karaktere bağlı. Meselâ benzer replikleri bir karakterde küfürlü çevirirken başka bir karakterde küfürsüz çeviriyorum. Serseri, kavgacı, sorun çıkaran, kötü karakter tiplemelerine daha yakın duran tiplerde cümleye, verilen tepkiye, kullanılan kelimeye bağlı olarak küfürü tercih edebiliyorum. Ama kötü karakter tipinden uzak bir karakterse küfür kullanmamaya çalışıyorum her ne kadar bağırıp çağırsa da, küfür etmediği sürece. :D  Bu özellikle komedi animelerinde başıma geliyor. "Bu cümlede küfretsem çok daha komik olur sahne ama gerek yok, bu çeviri de kurtarır" deyip küfürden kaçıyorum. Dediğim gibi, yine benim açımdan iş karakterin davranışında, konuşma tarzında bitiyor.

 

Küfür kullanmadan çok rahat çevirebiliriz animeleri. Sırıtacağını düşünmüyorum. 

 

3- Anime çevirmiş olmak için değil, küfür etmek için Anime çevirmişe benzeyen çevirmenler hakkındaki düşünceniz nedir? (Böyle bir realite var, kimse yoksaymasın)

Uzun zamandır ortamlardan uzak kaldığım için kastettiğin kişilere dair hiçbir fikrim yok.

Düzenlendi: (SyLaR_54)
  • Beğeni 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

1.Bence eğer animede gerçekten küfür ediliyorsa çeviride de kullanılabilir. Onun dışında kullanması taraftarı değilim. Bu olayın çok istismar edildiği de bir gerçek. Bazen japonca da hakaret ifade etse de Türkçede kullanılan küfürler kadar sert anlama gelmeyen kelimeler/cümleler oluyor. İşte bunlar istismar ediliyor. Bu gibi durumlarda kullanılmasını doğru bulmuyorum. 

 

2. Çevirdiğimiz şeylerde gerçekten küfür varsa gereklidir elbette. Doğru olması ve gerçek çeviri olması açısından gereklidir. Ayrıca o cümleleri(senaryoyu vb.) yazan kişilere saygı açısından onların verdiği anlamı aktarmalıyız/aktarabilmeliyiz. Onun dışındaki durumlarda gerekli bulmuyorum.

 

3. O bahsettiğin tipteki çevirilere rastlamıştım. Ve bunlar benim TR çeviriye olan bakışımı çok kötü yönde etkiledi. Uzuuun zamandır TR çeviriyle izlemiyorum/okumuyorum zaten. Hele Psyren diye bir manga vardı, o kadar rezildi ki çevirisi anlatamam. Şu anda hala var mı, bilmiyorum.

  • Beğeni 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

Şu iki karşıt gerçeği bilgilerinize sunarak başlayayım:

  • Japoncada küfür yoktur. Yok yani, bildiğin yok. Adamlar cinsellikle ilgili kelimeleri hakaret olarak algılamıyorlar, ne yapalım, bin yıldır hamama anadan üryan giren Japon milletinin cinsellik algısını mı değiştirelim zorla? Kültür farkı. Olmayınca olmuyor.
  • Türkçede erkekler arası gayriresmi konuşmaların %87'si (küsüratlı rakam vereyim de salladığım anlaşılmasın :P) küfürlü geçer. Bilhassa askeriyede küfürsüz konuşana (eğer süper dindar ya da janti biri değilse) tuhaf bakılır (diyeyim, imalarını siz anlayın).

Dolayısıyla "küfür varsa çevirirsin" diye bir şey yok. Küfür yok. O İngilizce altyazılarda gördüğünüz küfürler var ya hani, onların hepsi İngilizce fansub gruplarının münasip bulup uydurduğu şeyler. Animelerde küfür müfür yok.

Küfür yok, ama çevirirken koyarsın, çünkü gerekir. Çeviri sadece kelimelerin anlamını verip geçmek değildir, diyalog çevirisinde hissiyat anlamdan çok daha önemlidir, söylenen sözün muhatapta uyandırdığı hissi izleyicide uyandıramayan çeviri kötü çeviridir (DP terminolojisinde "vasat"a denk geliyor ama ben o kadar kibar değilim). Bir Japon'a "Temē!" dendiğinde bunu hiç de "sen" ya da "kendin" anlamaz, anasına sövülmüş gibi anlar. Ha, o öyle anlıyor ve İngilizce fansubda bu kelime hep "Bastard!" ile karşılanıyor diye Türkçe çeviride de buna "Vay piç!" diyemeyiz, zira "piç" kelimesi gündelik Türkçede yaygın kullanılan bir kelime değildir. "Temē"nin ağırlığını en iyi yansıtan Türkçe kelime "Ulan!"dır, dolayısıyla iyi çevirilerde onunla karşılanır.

Kaldı ki Japoncada küfür yok ama senin benim gayet doğal bulduğumuz kelimeler, mesela "hayvan" anlamındaki "çikuşō", öyle ayıp algılanıyor ki kimse aile yanında ağzına alamıyor. O kelimelerin karşılığı anlam üzerinden verilmez işte, onu muhataba verdiği hissiyat üzerinden yorumlayıp Türkçedeki muadilini yazarsın altyazıya. The Blue Hearts gibi bir punk grubunun şarkısında "manyak" anlamındaki "kiçigai" kelimesini kulak zarı patlatacak volümde elektrogitara ezdirerek sansürleten bir milletten bahsediyoruz (işte o şarkı, az kulağımızın pası silinsin :P). Orijinalinde yoksa olmasın mantığı işlemiyor dolayısıyla. O orijinal biraz fazla orijinal, bize uymuyor.

 

Genel gevezeliği bu kadarla kesip cevaplarıma geçeyim, zaten onlarda da gevezelik edeceğim, âdetimdir, malum.

 

1- Genel bakışım: Küfür gerekiyorsa olmalı. Vurgulamak adına: Sadece "münasipse olabilir" değil, gerekiyorsa olmalı. Bu nizami yazma âdeti yazılı Türkçenin başındaki en büyük bela. Evet, en büyüğü, hiç abartmıyorum. Bu bela romanların çoğunu sıkıcı kıldığı gibi metin çevirilerinin çoğunu sakatlıyor, komedileri komedilikten çıkarıyor. Roman çevirisi makale çevirir gibi yapılmaz. Gel gör ki roman yazımı makale yazar gibi yapılıyor, çevirmen ne yapsın! Yozgat'ın köyünde karakterler Kadıköy jantileri gibi konuşurken gel de Brooklyn varoşlarının İngilizcesini Türkçeye aktar! Olamıyor. Ama TV ve DVD/BD için yapılan çevirilerde bu yanlış ısrarla sürdürülüyor diye amatör çevirmenlerin de bunu sürdürmelerini bekleyemeyiz. Devrime ihtiyaç var ve devrimin alttan geleni makbuldür. Gelebilir mi gelemez mi ayrı mevzu, bizim toplumsal tarihimizde zaten devrim yok, anca ihtilal var, onu da her şeyi bizden iyi bilen büyükbaşlarımız yapıyorlar, bize alkışlamak ya da lanetlemek düşüyor... Neyse, dağıtmayayım; ihtiyaç olan devrime yaklaşabilmek için amatör çeviri küfrü ve bozuk Türkçeyi yaygınlaştırmaya çalışmalı, bunlardan sakınmaya değil. Merak etmeyin, bozuk Türkçe yazıda yaygınlaştı diye çoluk çocuğun Türkçesi bozulmaz. Zaten bozuk, çünkü okumuyorlar ¬_¬

 

2- Olay askeriyede geçiyorsa küfür olmazsa olmaz bir gerekliliktir. Asker söver, bu bu kadar basit. Tuğgeneral Tüm'ün karşısında kibar konuşur tabii, ama albayı huzuruna aldı mı açar ağzını yumar gözünü. Askerlik demişken, askerlik bağlamının dışında da olsa ölüm kalım meseleleri bolsa küfür gerekliliktir, zira böyle durumlarda insan filtresiz konuşur. Hattâ irkilen insan filtresiz konuşur, çevresini bir an unutur ve ağzından bir "ananı!..." kaçırır mesela. Bunları ağızdan kaçırmamak için çok ciddi farkındalık terbiyesi gerekir ve bu terbiye ancak orta düzey bürokratlar ve profesyonel yalakalar gibi sürekli kibar takılmaya mecbur olan meslek gruplarında olur, halka teşmil edilemez.

Keza, olay liseli oğlanlar arasında geçiyorsa en azından "lan"lı lunlu kaba konuşmalar ve hakaretamiz laflar gerekliliktir, zira liseli oğlanlar kendi aralarında kibar konuşmaz, hattâ özel bir terbiyeye maruz kalmadılarsa küfürsüz konuşmazlar.

Ha, küfür kullanmadan anime çevrilebilir mi? İstersen hiç bel altına girmeden Coupling de çevirebilirsin, ama izleyici açısından et yerine kırmızıya boyanmış monosodyum glutamat yüklü saman yemekten farkı olmaz. Japonya'da hangi kanalda hangi saatte oynadığı Japonları ilgilendirir, Japon ordusu bizimkinden daha terbiyeli olabilir, Japonlar asker jargonunu bizden daha az yadırgıyor olabilirler, dillerinde zaten küfür olmadığından kaba kelimeleri çocuklardan sakınmıyor olabilirler -ki öyle-... Olabilir oğlu olabilir, o Japonların meselesi. Türkiye'de de bunu okul dönüşü saatlerinde Star'da yayımlayacak olsan ona göre çeviri yaparsın. İnternetten torrent kullanarak video indiren ve altyazı sitesinden altyazı indirip onu izleyen kitleye yayımlıyorsun, "bunu 10 yaşında çocuk izler mi" diye düşünmek zorunda değilsin. Düşünmen gereken daha önemli bir şey var: Türkiye'de bunun muadili bir topluluk nasıl konuşur?

 

3- Alıcısı olan her şeyin satışı da olur. Alıcı ne aldığını bilecek. Öyle bir devirdeyiz ki elini sallasan bilgi kaynağına değiyor, ama hâlâ Türkçe anime izleme sitesinde Rakugo için "yaoi mi bu?" diye soran var. Kaslı playboylar gıdıklasın onu e mi!... Bir çeviriyi indirmeden önce o anime, o çeviri ve onu yapan çevirmen/grup hakkında orda burda neler yazılmış diye bir bakarsın, ne bekleyeceğini bilirsin. Beklediğinden farklı mı çıktı? Onu da sen yazarsın, başkaları da yarın öbür gün senin izlenimlerinden nasiplenir. Kaldı ki bir kere küfre maruz kalmakla kimse terbiyesiz olmaz. Terbiye küfür bilmemek değildir, bilip etmemektir.

Gelelim zurnanın zırt dediği yere: Sırf küfretmek için küfredilir mi? Edilir efendim. Sırf trollük etmek için "Ninja Slayer from ANIMATION" çevrilir, bütün satırları abuk sabuk çevrilip yersiz notlar yazılır. Sırf komiklik olsun diye saray bahçesinin bir adım dışına çıkmayan animede her karakter galiz küfürlerle konuşturulur. Çeviren de izleyenler de eğleniyorsa neden olmasın? Şahsen çeviri işini ziyadesiyle ciddiye aldığımdan ve iyi çeviriye ulaşmak için zaten dünya kadar vakit ve emek harcadığımdan, bu tarz işler yapmam, kimseye de yapmasını tavsiye etmem. Ama herifçioğlu yapar, oldurursa da izler eğlenirim.

 

Bu "küfür olsun mu olmasın mı" tartışması One-Punch Man yayımlanırken de olmuştu. Biz Saitama karakterini nazik biri olarak algıladığımızdan düz çeviriyorduk, ARE-YOU-SURE kavga gürültü giden animeye küfrü yakıştırdığından küfürlü çeviriyordu. Çocuğa demediklerini bırakmadılar, yarı yolda vazgeçip küfürsüz gitmek zorunda kaldı. İki kelime kulaktan dolma bilgisiyle Japoncada küfür var idi yok idi diye temeller tartışmasına giren komikler bile oldu. Kavgalı animede küfürlü konuşma yadırganmaz. Biz karaktere yakıştıramadığımızdan koymadık, bizim öznel tercihimizdir. Öbürü yakıştırmış, koymuş, o da onun öznel tercihi. Zaten parodi animesi bu, ne koysan kaldırır. Ha, izleyici rahatsız mı oluyormuş küfürden? E bizden izlesin, kafasına tabanca dayayıp zorla AYS'den izletmiyorlar ya! Üstelik bizim çevirimiz daha iyiydi :whistling-onion-head-emoticon:

 

Özet niyetine ana savımı tekrar edeyim: Gerek anime çevirisinde gerekse diğer amatör altyazılarda küfür ve kaba konuşma -ortamın ve karakterlerin buna uygun olması kaydıyla- teşvik edilmeli.

 

Son olarak bir genel mesaj: Fazla hararet yapmaya gerek yok, kavgaya da gerek yok. Savaşmayalım sevişelim :144_two_men_holding_hands: Dünya tarihini baştan yazmıyoruz, alt tarafı amatör anime tercümesi yapıyoruz.

  • Beğeni 3
  • Teşekkür 3
  • Komik 2
  • Süper 6
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Ana avrat değil de South Park'ın CNBC-E çevirisi gibi olmalı. Ben sırıttığını düşünüyorum. Komik olan şey çeviri olmamalı. Zaten ülkemizdeki anime çevirileri genelde çevirisi olduğu şeyi izlettirmekten ziyade kendini okutma odaklı olduğundan şaftı kaymış durumda. Gençler bu işlere hayatlarında atlamaları gereken bir evrede giriyor ve kimisi inatla bu tavırla sürdürürken kimisi de tam olgunlaşıp ne yapması gerektiğini az çok çözerken artık bırakacağı yaşa eriyor. O yüzden bu gidişatın önü alınmaktan ziyade yuvarlanan kar topu gibi katlanarak büyüyor.

Düzenlendi: (aysöken)
  • Süper 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Küfür konusunda Bakalayo'nun lafı üstüne diyeceğim pek bir şey yok. Doğru çeviri, hedef dilin yaratıldığı/sulandığı/yeşillendirildiği koşullara göre yapılır. Bu açık ve nettir. 230 günlük anime izlemişim, ki 2.5 sene önce izlemeyi bıraktım, sadece ve sadece Osomatsu'da küfür edildiğini gördüm Kİ o üç beş küfür dizgisi de sansürlenmişti. Hiç küfür yok sanardım bu dilde, ama bu sansür verilince varmış dedim. Kore dramalarında da öyle. 205 günlük K-drama (az da Çin) izlemiş biri olarak, birkaç dizide küfrediliyor Kİ onlar da sansürlü. Küfür kullanımı aşırı dar olan bu toplumların yapıtlarını, Türkçe gibi küfür serenatları dizebileceğin engin bir dile aktarırken; ilk mesajımda bahsettiğim koşulların "hepsinin" sağlandığı bir durumda, usulunce kullanmak zorundayız. Öbür türlü motamotluğa kaymış oluruz. "Çevrilen dilin koşullarına göre çevrilmesi gerekir" inancı, külliyen mesnetsizdir. İzleyici, Japon kültürünü bilmek zorunda değil. Karakterin birinin "Temee" lafını "Sen--" diye çevirip, karşısındaki de bunun üstüne bu karakterin kafasına sıkarsa; izleyici "N'oluyor olm? Sen-- dedi diye herifi öldürdü" sorunsalına düşer. Çevirmenin başlıca görevi, böyle hakaretlerin bizdeki eş değeri küfür olan bu gibi durumlarda, hissiyatı izleyiciye birebir aktarmaktır. Bu dediklerime anlam veremeyen arkadaşlara, çeviri sanatıyla alakalı akademik incelemelere göz atmalarını temenni ederim. :78:

 

Düzenlendi: (Aliveli kırkdokuz)
  • Süper 2
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

  Çevirmen neticede çevirmen lakin emek meselesi için her kafadan ayrı ses çıkabilir. Küfür şahsen beni rahatsız etmez ancak bir diğer arkadaş aksine bundan iğrenebilir de. Küfür argo seviyesinin dışına taştığı zaman artık gerçekten okkalı bir laf olur. Bu durumda çevirmen başına buyruk davranmak yerine bilen bir arkadaşına mutlaka danışmalı benim fikrimce. Şaşırtıcı bir biçimde çoğunluk son seçeneğe yönelmiş :D. Normal dizilerde (tv üzerinden yayımını sürdüren) ''sansürleme'' işleminden geçmesi şart küfür barındıran tümcelerin internet dizileri için geçerli olmayışı animeler için de aynıdır diye düşünüyorum. 

Düzenlendi: (Parlak Patates)
  • Süper 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Kendi fikrimi belirtmeden önce anket seçeneklerindeki bariz taraflılığa ve beraberinde getirdiği yanlışlığa parmak basmak istiyorum. Madde madde gideceğim.

 

-  İlk seçenek mide bulandırıcı şekilde taraflı fakat sonuçta üyelerden taraf seçmesi/fikir belirtmesi istendiğinden bunda objektif anlamda pek bir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı bu seçeneği zıt anlamda karşılayacak bir seçeneğin olmaması. Öncelikle, böyle bir argüman ortaya atıldıysa buna karşılık olarak da; diyalog esnasında konulması uygun ve gerekli görülen yerlerde küfür kullanımının, çeviriyi daha kaliteli ve özenli hâle getireceğini düşünüyorum minvalinde bir şeyler yazılmalıydı. Ama yazılmamış ve böyle olunca da anket eğreti ve saçma duruyor doğal olarak.

 

- İkinci seçenekte ''belki'' ve ''görüş alınması'' gibi ilk seçeneği destekleyen taraflı kelimeler harici pek bir sıkıntı yok.

 

- Üçüncü seçenekte ise adeta çevirmenler hor görülmüş ve aleni bir şekilde dalga geçilmiş.  ''Çeviren ben değil miyim? Dilediğimce çeviririm.'' gibi herkesin bildiği ve hoş olmayan bir muhabbete gönderme yaparak çevirisinde küfür kullanan çevirmenlerin de bu mıntıkada kişiler olduğu ve onların hor görülmesi gerektiği dikte edilmeye çalışılmış. Olmayan bir şeyden anlam çıkarıyorsun demeyin, gerçekten de bu düşünceyle yazılmış bir seçenek bu, çok bariz.

 

Derdimi anlatabilmişimdir umarım. Anime çevirilerindeki küfür kullanımı hakkında ise Bakayalo ve Aliveli kırkdokuz'un dediklerine ekleyecek bir şeyim yok. Ben de onlar gibi düşünüyorum.

 

Yazıya nokta koymadan önce ''Parlak Patates'' mahlaslı üyenin bir yanlışını düzeltmek isterim. Çeviriyi grup olarak yapan kişiler olduğu kadar tek tabanca çeviren kişiler de vardır. 2 yıldır çeviri yapan biriyim ve ekiple çeviren tek kişi dahi tanımadım, duymadım. Çeviri aktiviteleri hariç altyazı çevirisi ya tek ya da 2-3 kişiyle yapılıyor. Daha fazlasını görmedim ve görmek de istemem, tutarlılığı ve belirli bir kaliteyi sağlamak çok zorlaşır, çorba olur o çeviri. Böylelerinde olay tamamıyla redaktörün ne kadar ehil olduğuna bakar. Açıkçası ekiple çeviri işi tek çevirmekten daha zordur ve satır sayısı hayvani boyutlarda değilse pek de mantıklı değildir. Hülâsası, ''Kimse tek başına çalışmaz, çalışsa dahi bu nadirdir.'' lafı büyük bir gaftır ve düzeltilmesi gerekir. 

Düzenlendi: (Bakayalo)
hakaretamiz ifadeler
  • Beğeni 2
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

5 dakika önce, Screamangel dedi ki:

Kendi fikrimi belirtmeden önce anket seçeneklerindeki bariz taraflılığa ve beraberinde getirdiği yanlışlığa parmak basmak istiyorum. Madde madde gideceğim.

 

-  İlk seçenek mide bulandırıcı şekilde taraflı fakat sonuçta üyelerden taraf seçmesi/fikir belirtmesi istendiğinden bunda objektif anlamda pek bir sıkıntı yok. Asıl sıkıntı bu seçeneği zıt anlamda karşılayacak bir seçeneğin olmaması. Bunun nasıl olacağını da Bilal'e anlatır gibi anlatacağım: Öncelikle, böyle bir argüman ortaya atıldıysa buna karşılık olarak da; diyalog esnasında konulması uygun ve gerekli görülen yerlerde küfür kullanımının, çeviriyi daha kaliteli ve özenli hâle getireceğini düşünüyorum minvalinde bir şeyler yazılmalıydı. Ama yazılmamış ve böyle olunca da anket eğreti ve saçma duruyor doğal olarak.

 

- İkinci seçenekte ''belki'' ve ''görüş alınması'' gibi ilk seçeneği destekleyen taraflı kelimeler harici pek bir sıkıntı yok.

 

- Üçüncü seçenekte ise adeta çevirmenler hor görülmüş ve aleni bir şekilde dalga geçilmiş.  ''Çeviren ben değil miyim? Dilediğimce çeviririm.'' gibi herkesin bildiği ve hoş olmayan bir muhabbete gönderme yaparak çevirisinde küfür kullanan çevirmenlerin de bu mıntıkada kişiler olduğu ve onların hor görülmesi gerektiği dikte edilmeye çalışılmış. Olmayan bir şeyden anlam çıkarıyorsun demeyin, gerçekten de bu düşünceyle yazılmış bir seçenek bu, çok bariz.

 

Derdimi anlatabilmişimdir umarım. Anime çevirilerindeki küfür kullanımı hakkında ise Bakayalo ve Aliveli kırkdokuz'un dediklerine ekleyecek bir şeyim yok. Ben de onlar gibi düşünüyorum.

 

Yazıya nokta koymadan önce ''Parlak Patates'' mahlaslı üyenin bir yanlışını düzeltmek isterim. Çeviriyi grup olarak yapan kişiler olduğu kadar tek tabanca çeviren kişiler de vardır. 2 yıldır çeviri yapan biriyim ve ekiple çeviren tek kişi dahi tanımadım, duymadım. Çeviri aktiviteleri hariç altyazı çevirisi ya tek ya da 2-3 kişiyle yapılıyor. Daha fazlasını görmedim ve görmek de istemem, tutarlılığı ve belirli bir kaliteyi sağlamak çok zorlaşır, çorba olur o çeviri. Böylelerinde olay tamamıyla redaktörün ne kadar ehil olduğuna bakar. Açıkçası ekiple çeviri işi tek çevirmekten daha zordur ve satır sayısı hayvani boyutlarda değilse pek de mantıklı değildir. Hülâsası, ''Kimse tek başına çalışmaz, çalışsa dahi bu nadirdir.'' lafı büyük bir gaftır ve düzeltilmesi gerekir. 

  Şu an ne denli zıt olduğumuzu fark ettim .-. . Bilemiyorum, yazdıklarımı en az üç veya dört sefer okuyorum ve herhangi bir yanlış ile göz göze gelseydim çoktan silmiştim. Ancak çevirmen bir büyüğümsün, saygı duyarım. Bir bildiğin vardır mutlaka, rahatsızlık veriyorsa kati surette ortadan kaldırırım.

 Buradaki kişilerin böylesine ince bir laf çarpıtma gayesinde olduğunu sanmam. En azından ben o yönden bakamadım belki körpe beynimden ötürü. Benim için tartışmaya açık normal bir anket lakin sen fazlaca sonuç çıkarmışsın bundan. Ben gözlemlediğimi, gördüğümü, bildiğimi aktarırım. Senelerdir sosyal ortamlarda bulunuyorum ve hiçbir çevirmenin tek başına iş yaptığını görmedim, yapsa bile yanında yamacında danışacağı bir kimsesi var. Hata bu, seçmece gelmez. Zıt kişilikler oluşumuzun çoğunluğunu da bu görüş ortaya koyuyor sanırsam. 

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

@Parlak Patates 

Zıt kişilikler kısmına tam olarak anlam veremedim. 

Altyazı konusunda ise planetdp gibi çeviri konusunda köklü ve içinde bir çok ehil çevirmenler barındıran yeri gözlemleyerek tek tabanca takılan çevirmenlerin bolluğunu anlayabilirsin. Bu sitenin işleyişini tam olarak bilmesem de, burada da tek çevirenlerin hatrı sayılır miktarda olduğunu düşünüyorum. Ne de olsa dp'ye aracılı yahut aracısız tekli çevirmen adlarıyla altyazılarını paylaştıkları için onlar için de geçerli olmalı bu durum. Diğer ucuz fansublarda sistem başka bir şekilde işliyor olabilir ama aralarında her ne kadar fikir alışverişi yapsalar da ortaya çıkardıkları iğrenç, leş şeyin bir anlam ifade etmediğini gözlemlediğimden ötürü öylelerini bir mihenk taşı olarak almamanı tavsiye ederim. 

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

1 dakika önce, Screamangel dedi ki:

@Parlak Patates 

Zıt kişilikler kısmına tam olarak anlam veremedim. 

Altyazı konusunda ise planetdp gibi çeviri konusunda köklü ve içinde bir çok ehil çevirmenler barındıran yeri gözlemleyerek tek tabanca takılan çevirmenlerin bolluğunu anlayabilirsin. Bu sitenin işleyişini tam olarak bilmesem de, burada da tek çevirenlerin hatrı sayılır miktarda olduğunu düşünüyorum. Ne de olsa dp'ye aracılı yahut aracısız tekli çevirmen adlarıyla altyazılarını paylaştıkları için onlar için de geçerli olmalı bu durum. Diğer ucuz fansublarda sistem başka bir şekilde işliyor olabilir ama aralarında her ne kadar fikir alışverişi yapsalar da ortaya çıkardıkları iğrenç, leş şeyin bir anlam ifade etmediğini gözlemlediğimden ötürü öylelerini bir mihenk taşı olarak almamanı tavsiye ederim. 

  Bildiğin anlamda ''zıt''. İkimizin de görüşü, düşünceleri apayrı alemlerde. Bunun üzerinden tartışma devam ederse atışmaya dönüşmesinden şüphe ediyorum çünkü iki taraf da kendi düşüncesini savunacak. ''fansub'' teması altında toplanan insan grupları genellikle çevrimiçi anime seyretme sitelerinde bulunarak hizmet verirler, hal böyle olunca tekli çevirmenler daha nadirdir. Bu da o kişinin keyfince hareket etmesi demek oluyor ki yazım-noktalama hataları vb. bulunabilir. Dediğin iyi hoş, doğruya doğru lakin birlikten her zaman kuvvet doğduğuna inanırım. Küfür işini bilemem, hepsi seviyordur koyuverirler ama en azından yine de birbirleri ile ortaklaşa bir fikir alışverişi söz konusu olduğundan çevirinin kalitesi de artar, üstünkörü bir çalışma olmaktan çıkar.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

Tartışma bire bir atışmaya dönmesin lütfen. Bir de -henüz yapılmamış ama yaklaşılmış, geç olmadan uyarayım- başka siteleri/grupları direkt hedef göstererek yermekten kaçınalım lütfen. İlkesel eleştiride sakınca yok.

 

@Screamangel Anketin son derece taraflı olduğu açık, ama Akuma'nın kendi anketi bu, sitemiz adına yapılan bir anket değil, dolayısıyla objektif olması gerekmiyor. Arkadaşımıza daha serinkanlı ifadeler kullanmasını da önerdik, ama tartışma başladıktan sonra ifadelerini değiştirmesi de ayrı bir anlaşılmazlığa sebep olacağından korumayı tercih etti. Buna rağmen üçüncü seçeneğe yönelen insanlar (ben dâhil) olduğunu da görüyorsun. Tartışma da kısmen o sebepten canlılık buldu. Bu itibarla, taraflılığa dair eleştirilerini hakaret sınırını geçmeyecek şekilde itidale çekersen sevinirim.

 

@Parlak Patates Türkçe anime altyazısı hazırlayan çevirmenlerin çoğu, hattâ fansub gruplarında olanların bile çoğu, tek başlarına çalışırlar. Ayrıntısına girmeye şu an vaktim yok, olunca girerim. 

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

2 dakika önce, Bakayalo dedi ki:

Tartışma bire bir atışmaya dönmesin lütfen. Bir de -henüz yapılmamış ama yaklaşılmış, geç olmadan uyarayım- başka siteleri/grupları direkt hedef göstererek yemekten kaçınalım lütfen. İlkesel eleştiride sakınca yok.

 

@Screamangel Anketin son derece taraflı olduğu açık, ama Akuma'nın kendi anketi bu, sitemiz adına yapılan bir anket değil, dolayısıyla objektif olması gerekmiyor. Arkadaşımıza daha serinkanlı ifadeler kullanmasını da önerdik, ama tartışma başladıktan sonra ifadelerini değiştirmesi de ayrı bir anlaşılmazlığa sebep olacağından korumayı tercih etti. Buna rağmen üçüncü seçeneğe yönelen insanlar (ben dâhil) olduğunu da görüyorsun. Tartışma da kısmen o sebepten canlılık buldu. Bu itibarla, taraflılığa dair eleştirilerini hakaret sınırını geçmeyecek şekilde itidale çekersen sevinirim.

 

@Parlak Patates Türkçe anime altyazısı hazırlayan çevirmenlerin çoğu, hattâ fansub gruplarında olanların bile çoğu, tek başlarına çalışırlar. Ayrıntısına girmeye şu an vaktim yok, olunca girerim. 

 Anlıyorum, o zaman ben yanlışım. Düzeltme için teşekkür ediyorum. Ayrıca tartışmaya sebep olduğumuz için çok özür dileriz. Arkadaşımın da benim de özellikle bir siteyi aşağılamak veya belirtmek gibi bir gayemiz yoktu.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo
1 saat önce, Parlak Patates dedi ki:

Arkadaşımın da benim de özellikle bir siteyi aşağılamak veya belirtmek gibi bir gayemiz yoktu.

Eyvallah. O kadar ileriye gitmedi zaten, ama tedbiren peşin uyarı yapayım dedim. Malum, konu hararetli :P

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Şimdi, Bakayalo dedi ki:

Eyvallah. O kadar ileriye gitmedi zaten, ama tedbiren peşin uyarı yapayım dedim. Malum, konu hararetli :P

  Baştan bir okudum da haklısınız .-. İyi ki arkadaş geri dönüş yapmadı... Konu bitiverdi^^.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

@Parlak Patates ve @Screamangel için; genel olarak fansub gruplarının çalışma mantığı, özel olarak bizim çalışma tarzımız ve nihayet çevirmenlerin takım çalışması anlayışları üzerine:

Gizli İçerik

Öncelikle "fansub" kelimesinin anlamı ve algılanışına kısaca temas edeyim. Çıkışı itibariyle fansub kelimesi "fan subtitles" yani bir eserin hayranlarının hazırladığı altyazı anlamındadır ve anime dünyasında daha yaygın olmakla birlikte her türlü amatör altyazı çalışmasını kapsar. Bir kişinin tek başına hazırladığı altyazı da fansub kapsamındadır yani. Türkiye'de ise durum biraz farklı. Fansub kelimesiyle İngilizce fansub grupları üzerinden tanıştığımızdan, bizde fansub denince ille de ekip çalışması anlaşılıyor. Dahası, Türkçe fansub gruplarında genel ekip çalışması işleyişi İngilizce altyazıyı Türkçeye çevirme ve videoya gömme adımlarından ibaret olduğundan, zamanla ilk adıma "çeviri", ikinci adıma "fansub" denir olmuş. Nitekim eskiden AMT'de de "video düzenleyici" ya da "encoder" yerine "fansubber" diye bir mask vardı, kelimenin öz anlamı itibariyle fansubber olan bir bütün olarak AMT olduğu hâlde altyazıyı videoya işleme işini yapanların her birine "fansubber" deniyordu yani.

 

Fansub grupları genellemesini de bu doğrultuda ikiye ayırmak işlevsel olur: İngilizce fansub grupları ve Türkçe fansub grupları.

 

İngilizce fansub gruplarının da bir kısmının sadece adı grup, aslında birer kişiden ibaretler. Birçok grup ise hakikaten grup ve hakikaten ekip çalışması yapıyor. Bu ekip çalışmasında olmazsa olmaz adımlardan biri edisyon, yani çevirinin her açıdan gözden geçirilip olabildiğince hatasız, okunaklı, anlaşılır ve akıcı bir hâle getirilmesi işi. İster Crunchyroll veya başka bir simulcast kaynağının çevirisi kullanılsın, ister çeviriyi o gruptan ya da ortak çalışılan gruptan biri yapmış olsun, bu adım atlanmaz. Dolayısıyla çevirinin metninde de ekip çalışması söz konusudur. Hattâ nispeten oturmuş gruplarda bunun öncesinde bir de "translation check" (TLC), yani çevirinin doğruluk bakımından kontrolü adımı vardır. Altyazılı video çıktısının son kontrolü ("quality check" / QC) adımını da eklersek, İngilizce fansub dünyasında saygınlık sahibi grupların çoğunda çeviriye 4 kişinin müdahil olduğunu görürüz. Bu müdahillik işin yapımı esnasındaki çeviri->kontrol->edisyon->son kontrol sıralamasından ibaret de kalmaz; eğer çevrilen animede terimler, sıradışı konuşma tarzları gibi standart olmayan dil kullanımı varsa, animenin yayıma başlamasından önce ya da ilk bölümünün çıkışından hemen sonra bu kişiler bir araya gelip (fiziksel olarak değil tabii, online sohbet aparatları üzerinden) bunları İngilizceye nasıl aktaracaklarını tartışırlar, temel kavramlara ve karakterlerin üsluplarına karar verirler. Parlak Patates'in bahsettiği danışma süreci gerektiğinde vardır yani.

 

Gelelim Türkçe fansub gruplarına. Bu grupların çoğunda (Screamangel'ın "ucuz fansublar" derken kastettiği grupların geneli diyebilirim) işleyiş yukarıda özetlediğimden ibaret olduğundan, çeviri kontrolden geçmez. Nispeten özenli çalışan fansub gruplarının ise çoğunda, videoya gömme işlemi öncesinde altyazı şekil açısından düzenlenirken imla ve anlatım açısından da kontrol edilir, bu işi de çoğunlukla "encoder" denen, esas görevi video işlemek olan kişiler yapar. Bu sebepten birçok grup encoder alımında aranan özellikler içinde "Türkçeye hakim olmak" diye bir madde bulundurur. Ama bu kontrolün imla ve anlatımı aşıp doğruluk/yanlışlık ve akıcılık gibi sahalara girdiği nadirdir, o da ancak acemi çevirmenlerin ilk çevirilerinde.

 

AMT'de edisyon adımını da sürece katma yönünde bir çabamız var. "Editör" kelimesini biraz fazla iddialı bulduğumuzdan bu işi yapana "redaktör" diyoruz, ama iş tanımı aşağı yukarı edisyona denk geliyor. Bu çabamızın artışı ile yaptığımız çalışmaların azalışı arasındaki korelasyon, bunun zahmetli ve maliyetli (heves kaçırma ve adam kaybetme gibi maliyetlerden söz ediyorum) bir iş olduğunu yeterince gösteriyordur sanıyorum. Ama izleyenin memnun kalacağı ve gönülden müteşekkir olacağı işler çıkarmaya elimizden geldiğince gayret etmeye çalıştığımızdan, bu çabamızda ısrarcıyız. Gelgelelim, bir önceki cümlenin dolaylama zenginliğinden de anlaşılacağı üzere, işler her zaman istediğimiz gibi gidemiyor. Gönüllülük üzerinden giden ve birden fazla kişinin emeğini gerektiren işlerde bu maalesef kaçınılmaz. Çevirmenin hevesi ile yönetimin ve izleyicinin kalite talebi arasında bir denge kurmamız gerekiyor; bunu da çoğunlukla, pişmiş ve tecrübeli çevirmenleri kontrol sürecine fazla tâbi tutmamak suretiyle kuruyoruz. Birbirinden ayrı TLC ve edisyon adımlarını yeni yeni denemeye başladık. QC adımımız nadiren bulunsa da tanımlı değil. Önden toplanıp tartışıp kararlaştırma diye bir şey ise bildiğim kadarıyla hiç olmadı; ancak başladıktan sonra anlık danışma gibi durumlar oluyor, o da nadir. Görüp görebileceğin en ciddi takım çalışması anlayışına sahip Türkçe fansub grubunda durum bu.

"Redaktör" kelimesi için bir not: Esasen yazıyı daktiloya/bilgisayara geçen veya yayıma hazırlayan kişi anlamındaki bu kelime, Türkiye'de yayıncılık dünyasında daha ziyade imla, anlatım ve akış bakımından yazıları gözden geçirip düzelten kişi anlamında kullanılır. Yalnızca imla kontrolü yapana "musahhih", yaptığı işe de "tashih" denir; redaksiyon ise tashihin metne daha fazla müdahil olan versiyonudur. Gelgelelim Türkçe fansub dünyasında bu kelime, sadece birden fazla çevirmenin elinden çıkmış çevirileri uyumlaştırma işi için kullanılıyor, Screamangel'ın da kullandığı gibi. Biz -en azından artık- böyle yaklaşmıyoruz, tek çevirmenin elinden çıkmış çeviriye de redaksiyon uyguluyoruz. Bazen :P

 

Screamangel'ın DP odaklı olarak bahsini ettiği, çevirmenlerin ortaklaşa işlerine gelince; açık konuşayım, redaksiyonunu benim yapmadığım bir ortak çeviride uyumsuzluk görmediğim olmadı bu güne kadar. Belki benim yaptıklarımda da vardır, maksadım kendimi yüceltmek değil, şunu vurgulamak: Redaktör eğer çevirmenlerin tercihlerini hiçe sayma pahasına bir ortak terminoloji ve üslup dayatmazsa uyumsuzluk kaçınılmaz olur, benim kadar pervasız redaktör de zor bulunur, genellikle redaktörler de çevirmen olduklarından diğer çevirmenlerin tercihlerine saygı gösterir ve müdahalelerini asgari tutmaya çalışırlar. Başlangıçta temel unsurlara birlikte tartışılarak karar verilse belki bu kadar müdahale gerekmez, ama can ciğer kuzu sarması iki çevirmenin büyük bir istekle girdikleri nadirattan işler haricinde bu olmuyor. Redaktör de fazla müdahale etmemeye yönelince, kelime seçimlerindeki uyumsuzluklar bir yana, başta söylenen bir cümlenin flashback sahnesinde farklı çeviri görmek gibi durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu yüzden kronolojik satır paylaşımı (1'den 100'e kadar benim, 101'den 200'e Ali'nin, 201'den 300'e Veli'nin...) temelli ortak çevirilere çoğunlukla karşı çıkıyorum. Çok çevirmenli çeviri, karakterlerin çevirmenlere paylaştırılması yöntemiyle yapılırsa, cümle tarzı ve kelime seçimindeki uyumsuzluklar karakterin konuşma tarzı ve üslubu olarak algılanır, organik bir çeviri ortaya çıkar; ama Türkçe fansubda böyle bir alışkanlık yok, hattâ bildiğim kadarıyla bunun henüz bir örneği yok. Biz bir deneme yaptık, onu da henüz sunmadık, sununca izleyicilerin nasıl algıladıklarını göreceğiz. Kaldı ki böyle bir paylaşımda bile terimlere baştan karar verilmesi ve bütün çevirmenlerin bu kararlara uyması şarttır, uymayanları da redaktörün uydurması gerekir. Ve tabii, takım çalışması bundan ibaret değil. Bu yalnızca görev paylaşımı, takım çalışmasının bir parçası yani, tamamı değil.

 

Son bir not:

8 saat önce, Screamangel dedi ki:

Bu sitenin işleyişini tam olarak bilmesem de, burada da tek çevirenlerin hatrı sayılır miktarda olduğunu düşünüyorum. Ne de olsa dp'ye aracılı yahut aracısız tekli çevirmen adlarıyla altyazılarını paylaştıkları için onlar için de geçerli olmalı bu durum.

DP'ye tekli çevirmen adlarıyla altyazı yüklememizin sebebi DP'nin sisteminin bu olması. Arayüzde "redaktör" diye bir hane olsa yazarız, ama yok. Arayüzdeki çevirmen adı bir yana, altyazının içinde bile çevirmenden başka kimsenin isminin geçmesine izin verilmiyor. Hattâ eski sitede çeviriyi yüklemeden önce "kabul ediyorum" beyanı verilmesi gereken maddeler arasında "Altyazının hiçbir yerine düzenleyen veya zamanlayan olarak kendi adımı eklemedim" minvalinde bir madde vardı. Forumdaki kılavuzda da çeviri haricinde sadece düzenleme ve zamanlama adımları olabileceği varsayılıyor; düzenleme sadece satır düzenlemesi, zamanlama da sadece zaman kaydırma ve fps değiştirme olarak söz konusu ediliyor ve bunlar "iki dakikalık işler" olarak anılıyordu. Düzenlemeyle ilgili varsayımın .srt odaklı düşünceden, zamanlamayla ilgili varsayımın da kimsenin orijinal altyazı hazırlamayacağı önkabulünden kaynaklandığını sanıyorum. Oysa sıfırdan zamanlama -eğer ince zamanlaması da yapıldıysa- en az 1 saat alır, altyazının şekil düzenlemesi ise ihtiyaca göre 1 saatten onlarca saate kadar vakit alabilir. Redaksiyondan söz etmedik bile. 400 satırlık bir anime bölümünün çevirisi ortalama 4 saat alıyorsa redaksiyonu da bir 4 saat alıyor. Ama kurallar çevirmenden başkasının ismi yazılmayacak dediğinden, bunları silip DP'ye öyle yüklüyoruz.

 

Birden fazla çevirmenin ortak çalıştığı işlerde tabii ki karakterlerin argo konuşup konuşmayacağı da küfür edip etmeyeceği de önden kararlaştırılıyordur. Karar verirken de çevirmenler arasında küfürden rahatsız olan bir kişi bile varsa küfür kullanılmaması yönünde bir eğilim olduğunu sanıyorum ve bunu yerinde buluyorum. Neticede sosyal hayatın en önemli davranış kuralı başkalarına rahatsızlık vermemeye çalışmaktır. Nitekim ben de gündelik hayatımda samimi arkadaşlarımın yanında küfürlü konuşurum, ama iş arkadaşlarımın yanında hafif argoyla yetinirim, büyüklerimin yanında hiç argo kullanmamaya özen gösteririm falan... Toplumsal hayvan olmanın doğal gereği bu. Ortaklaşa çeviri de nihayetinde bir sosyal faaliyet olduğundan, rahatsızlık vermemek öncelikli olmalıdır.

İzleyiciye rahatsızlık vermemeye gelince, bunu televizyonda yapmanın yolu küfür kullanmamak ya da küfürleri biplemek, İnternette yapmanın yolu ise yeterince görünür ve okunaklı bir şekilde "argo ve küfür içerir" uyarısı koymak. O uyarıyı okuyup o linke tıklayan kişi küfürden rahatsız oluyorsa onu düşünmek insan olarak bizi aşar, Tanrı'nın alanına girer diye düşünüyorum :syglr:

  • Beğeni 5
  • Süper 4
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

9 saat önce, Bakayalo dedi ki:

@Parlak Patates ve @Screamangel için; genel olarak fansub gruplarının çalışma mantığı, özel olarak bizim çalışma tarzımız ve nihayet çevirmenlerin takım çalışması anlayışları üzerine:

  İçeriği gizle

Öncelikle "fansub" kelimesinin anlamı ve algılanışına kısaca temas edeyim. Çıkışı itibariyle fansub kelimesi "fan subtitles" yani bir eserin hayranlarının hazırladığı altyazı anlamındadır ve anime dünyasında daha yaygın olmakla birlikte her türlü amatör altyazı çalışmasını kapsar. Bir kişinin tek başına hazırladığı altyazı da fansub kapsamındadır yani. Türkiye'de ise durum biraz farklı. Fansub kelimesiyle İngilizce fansub grupları üzerinden tanıştığımızdan, bizde fansub denince ille de ekip çalışması anlaşılıyor. Dahası, Türkçe fansub gruplarında genel ekip çalışması işleyişi İngilizce altyazıyı Türkçeye çevirme ve videoya gömme adımlarından ibaret olduğundan, zamanla ilk adıma "çeviri", ikinci adıma "fansub" denir olmuş. Nitekim eskiden AMT'de de "video düzenleyici" ya da "encoder" yerine "fansubber" diye bir mask vardı, kelimenin öz anlamı itibariyle fansubber olan bir bütün olarak AMT olduğu hâlde altyazıyı videoya işleme işini yapanların her birine "fansubber" deniyordu yani.

 

Fansub grupları genellemesini de bu doğrultuda ikiye ayırmak işlevsel olur: İngilizce fansub grupları ve Türkçe fansub grupları.

 

İngilizce fansub gruplarının da bir kısmının sadece adı grup, aslında birer kişiden ibaretler. Birçok grup ise hakikaten grup ve hakikaten ekip çalışması yapıyor. Bu ekip çalışmasında olmazsa olmaz adımlardan biri edisyon, yani çevirinin her açıdan gözden geçirilip olabildiğince hatasız, okunaklı, anlaşılır ve akıcı bir hâle getirilmesi işi. İster Crunchyroll veya başka bir simulcast kaynağının çevirisi kullanılsın, ister çeviriyi o gruptan ya da ortak çalışılan gruptan biri yapmış olsun, bu adım atlanmaz. Dolayısıyla çevirinin metninde de ekip çalışması söz konusudur. Hattâ nispeten oturmuş gruplarda bunun öncesinde bir de "translation check" (TLC), yani çevirinin doğruluk bakımından kontrolü adımı vardır. Altyazılı video çıktısının son kontrolü ("quality check" / QC) adımını da eklersek, İngilizce fansub dünyasında saygınlık sahibi grupların çoğunda çeviriye 4 kişinin müdahil olduğunu görürüz. Bu müdahillik işin yapımı esnasındaki çeviri->kontrol->edisyon->son kontrol sıralamasından ibaret de kalmaz; eğer çevrilen animede terimler, sıradışı konuşma tarzları gibi standart olmayan dil kullanımı varsa, animenin yayıma başlamasından önce ya da ilk bölümünün çıkışından hemen sonra bu kişiler bir araya gelip (fiziksel olarak değil tabii, online sohbet aparatları üzerinden) bunları İngilizceye nasıl aktaracaklarını tartışırlar, temel kavramlara ve karakterlerin üsluplarına karar verirler. Parlak Patates'in bahsettiği danışma süreci gerektiğinde vardır yani.

 

Gelelim Türkçe fansub gruplarına. Bu grupların çoğunda (Screamangel'ın "ucuz fansublar" derken kastettiği grupların geneli diyebilirim) işleyiş yukarıda özetlediğimden ibaret olduğundan, çeviri kontrolden geçmez. Nispeten özenli çalışan fansub gruplarının ise çoğunda, videoya gömme işlemi öncesinde altyazı şekil açısından düzenlenirken imla ve anlatım açısından da kontrol edilir, bu işi de çoğunlukla "encoder" denen, esas görevi video işlemek olan kişiler yapar. Bu sebepten birçok grup encoder alımında aranan özellikler içinde "Türkçeye hakim olmak" diye bir madde bulundurur. Ama bu kontrolün imla ve anlatımı aşıp doğruluk/yanlışlık ve akıcılık gibi sahalara girdiği nadirdir, o da ancak acemi çevirmenlerin ilk çevirilerinde.

 

AMT'de edisyon adımını da sürece katma yönünde bir çabamız var. "Editör" kelimesini biraz fazla iddialı bulduğumuzdan bu işi yapana "redaktör" diyoruz, ama iş tanımı aşağı yukarı edisyona denk geliyor. Bu çabamızın artışı ile yaptığımız çalışmaların azalışı arasındaki korelasyon, bunun zahmetli ve maliyetli (heves kaçırma ve adam kaybetme gibi maliyetlerden söz ediyorum) bir iş olduğunu yeterince gösteriyordur sanıyorum. Ama izleyenin memnun kalacağı ve gönülden müteşekkir olacağı işler çıkarmaya elimizden geldiğince gayret etmeye çalıştığımızdan, bu çabamızda ısrarcıyız. Gelgelelim, bir önceki cümlenin dolaylama zenginliğinden de anlaşılacağı üzere, işler her zaman istediğimiz gibi gidemiyor. Gönüllülük üzerinden giden ve birden fazla kişinin emeğini gerektiren işlerde bu maalesef kaçınılmaz. Çevirmenin hevesi ile yönetimin ve izleyicinin kalite talebi arasında bir denge kurmamız gerekiyor; bunu da çoğunlukla, pişmiş ve tecrübeli çevirmenleri kontrol sürecine fazla tâbi tutmamak suretiyle kuruyoruz. Birbirinden ayrı TLC ve edisyon adımlarını yeni yeni denemeye başladık. QC adımımız nadiren bulunsa da tanımlı değil. Önden toplanıp tartışıp kararlaştırma diye bir şey ise bildiğim kadarıyla hiç olmadı; ancak başladıktan sonra anlık danışma gibi durumlar oluyor, o da nadir. Görüp görebileceğin en ciddi takım çalışması anlayışına sahip Türkçe fansub grubunda durum bu.

"Redaktör" kelimesi için bir not: Esasen yazıyı daktiloya/bilgisayara geçen veya yayıma hazırlayan kişi anlamındaki bu kelime, Türkiye'de yayıncılık dünyasında daha ziyade imla, anlatım ve akış bakımından yazıları gözden geçirip düzelten kişi anlamında kullanılır. Yalnızca imla kontrolü yapana "musahhih", yaptığı işe de "tashih" denir; redaksiyon ise tashihin metne daha fazla müdahil olan versiyonudur. Gelgelelim Türkçe fansub dünyasında bu kelime, sadece birden fazla çevirmenin elinden çıkmış çevirileri uyumlaştırma işi için kullanılıyor, Screamangel'ın da kullandığı gibi. Biz -en azından artık- böyle yaklaşmıyoruz, tek çevirmenin elinden çıkmış çeviriye de redaksiyon uyguluyoruz. Bazen :P

 

Screamangel'ın DP odaklı olarak bahsini ettiği, çevirmenlerin ortaklaşa işlerine gelince; açık konuşayım, redaksiyonunu benim yapmadığım bir ortak çeviride uyumsuzluk görmediğim olmadı bu güne kadar. Belki benim yaptıklarımda da vardır, maksadım kendimi yüceltmek değil, şunu vurgulamak: Redaktör eğer çevirmenlerin tercihlerini hiçe sayma pahasına bir ortak terminoloji ve üslup dayatmazsa uyumsuzluk kaçınılmaz olur, benim kadar pervasız redaktör de zor bulunur, genellikle redaktörler de çevirmen olduklarından diğer çevirmenlerin tercihlerine saygı gösterir ve müdahalelerini asgari tutmaya çalışırlar. Başlangıçta temel unsurlara birlikte tartışılarak karar verilse belki bu kadar müdahale gerekmez, ama can ciğer kuzu sarması iki çevirmenin büyük bir istekle girdikleri nadirattan işler haricinde bu olmuyor. Redaktör de fazla müdahale etmemeye yönelince, kelime seçimlerindeki uyumsuzluklar bir yana, başta söylenen bir cümlenin flashback sahnesinde farklı çeviri görmek gibi durumlarla karşılaşabiliyoruz. Bu yüzden kronolojik satır paylaşımı (1'den 100'e kadar benim, 101'den 200'e Ali'nin, 201'den 300'e Veli'nin...) temelli ortak çevirilere çoğunlukla karşı çıkıyorum. Çok çevirmenli çeviri, karakterlerin çevirmenlere paylaştırılması yöntemiyle yapılırsa, cümle tarzı ve kelime seçimindeki uyumsuzluklar karakterin konuşma tarzı ve üslubu olarak algılanır, organik bir çeviri ortaya çıkar; ama Türkçe fansubda böyle bir alışkanlık yok, hattâ bildiğim kadarıyla bunun henüz bir örneği yok. Biz bir deneme yaptık, onu da henüz sunmadık, sununca izleyicilerin nasıl algıladıklarını göreceğiz. Kaldı ki böyle bir paylaşımda bile terimlere baştan karar verilmesi ve bütün çevirmenlerin bu kararlara uyması şarttır, uymayanları da redaktörün uydurması gerekir. Ve tabii, takım çalışması bundan ibaret değil. Bu yalnızca görev paylaşımı, takım çalışmasının bir parçası yani, tamamı değil.

 

Son bir not:

DP'ye tekli çevirmen adlarıyla altyazı yüklememizin sebebi DP'nin sisteminin bu olması. Arayüzde "redaktör" diye bir hane olsa yazarız, ama yok. Arayüzdeki çevirmen adı bir yana, altyazının içinde bile çevirmenden başka kimsenin isminin geçmesine izin verilmiyor. Hattâ eski sitede çeviriyi yüklemeden önce "kabul ediyorum" beyanı verilmesi gereken maddeler arasında "Altyazının hiçbir yerine düzenleyen veya zamanlayan olarak kendi adımı eklemedim" minvalinde bir madde vardı. Forumdaki kılavuzda da çeviri haricinde sadece düzenleme ve zamanlama adımları olabileceği varsayılıyor; düzenleme sadece satır düzenlemesi, zamanlama da sadece zaman kaydırma ve fps değiştirme olarak söz konusu ediliyor ve bunlar "iki dakikalık işler" olarak anılıyordu. Düzenlemeyle ilgili varsayımın .srt odaklı düşünceden, zamanlamayla ilgili varsayımın da kimsenin orijinal altyazı hazırlamayacağı önkabulünden kaynaklandığını sanıyorum. Oysa sıfırdan zamanlama -eğer ince zamanlaması da yapıldıysa- en az 1 saat alır, altyazının şekil düzenlemesi ise ihtiyaca göre 1 saatten onlarca saate kadar vakit alabilir. Redaksiyondan söz etmedik bile. 400 satırlık bir anime bölümünün çevirisi ortalama 4 saat alıyorsa redaksiyonu da bir 4 saat alıyor. Ama kurallar çevirmenden başkasının ismi yazılmayacak dediğinden, bunları silip DP'ye öyle yüklüyoruz.

 

Birden fazla çevirmenin ortak çalıştığı işlerde tabii ki karakterlerin argo konuşup konuşmayacağı da küfür edip etmeyeceği de önden kararlaştırılıyordur. Karar verirken de çevirmenler arasında küfürden rahatsız olan bir kişi bile varsa küfür kullanılmaması yönünde bir eğilim olduğunu sanıyorum ve bunu yerinde buluyorum. Neticede sosyal hayatın en önemli davranış kuralı başkalarına rahatsızlık vermemeye çalışmaktır. Nitekim ben de gündelik hayatımda samimi arkadaşlarımın yanında küfürlü konuşurum, ama iş arkadaşlarımın yanında hafif argoyla yetinirim, büyüklerimin yanında hiç argo kullanmamaya özen gösteririm falan... Toplumsal hayvan olmanın doğal gereği bu. Ortaklaşa çeviri de nihayetinde bir sosyal faaliyet olduğundan, rahatsızlık vermemek öncelikli olmalıdır.

İzleyiciye rahatsızlık vermemeye gelince, bunu televizyonda yapmanın yolu küfür kullanmamak ya da küfürleri biplemek, İnternette yapmanın yolu ise yeterince görünür ve okunaklı bir şekilde "argo ve küfür içerir" uyarısı koymak. O uyarıyı okuyup o linke tıklayan kişi küfürden rahatsız oluyorsa onu düşünmek insan olarak bizi aşar, Tanrı'nın alanına girer diye düşünüyorum :syglr:

  Uzun ve gereğince açıklamada bulunduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Bir miktar aydınlanıp fikir değişikliği yaşadım :D. Çeviriyi tek bir kişi yapması bazen daha makul lakin küfür kısmı hala tartışılır. ''Çevirmenler ekipçe çalışır'' söyleminden kastım, yanında bir editör ve yahutta bir uploader, encoder artık kim olursa çoğunlukla var. Onlarla birlikte en uygun ve rahatsızlık seviyesini en aza indirgeyecekleri bir argo tümcede fikir alışverişi yoluyla kararlaşırlar. Burada da sistem genellikle o şekilde yürüyor, yanlış mıyım?

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo
8 saat önce, Parlak Patates dedi ki:

Burada da sistem genellikle o şekilde yürüyor, yanlış mıyım?

Evet, ama bu başlığı daha fazla meşgul etmeyelim; fansub işleyişi meselesinin ilkesel boyutta enine boyuna konuşulabileceği bir başlık açıp buradaki mesajlara referansla bir toparlayıcı konu açışı yapacağım, o başlıkta rahat rahat devam ederiz. "Küfür konusunda bazı çevirmenler başka çevirmenlere veya ekip arkadaşlarına danışırlar" deyip geçelim işin olgusal kısmını. Danışılmalı mı danışılmamalı mı tartışması bu başlıkta da devam edebilir tabii; ama tartışmanın odağı "çevirmen başkasına danışmalı mı" değil, "altyazıda küfre nasıl yaklaşılıyor/yaklaşılmalı" olmalı, başlığın sınırlarını zorlamayalım.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?