Jump to content
  • Kayıt Ol

2020-4) Güz sezonu toplu fansub değerlendirmesi


Önerilen İletiler

Bakayalo

2020 güz sezonunda yayımlanan animeler arasından, İngilizce altyazılı halde kolaylıkla bulunabilen 49'unun ilk bölümlerini izleyip mevcut çevirilerin her birine başarı notu verdim. 29 Ekim'de bayram şekeri niyetine yayımlayacaktım, ama öncesindeki aşırı yoğunluğun yorgunluğu çöktü, bugüne kaldı.


"SANA MI KALDI?"

Evet :W

Bu tarz bir değerlendirmeyi daha sağlıklı ve sistematik şekilde yapmak için bir küçük, iki büyük girişimim olmuştu. Birkaç iyi fansub grubunu ve bildiğim birkaç iyi çevirmeni davet ettiğim ilk girişimimde (2015 yılı) pek az kişi görüş belirttiğinden bir inisiyatif doğmadı. İkinci ve küçük girişimim AnimeMangaTR çatısı altında bir altyazı deposu/merkezi kurmak yönündeydi (2017 yılı); fakat hem bunun tamamen AMT altında olması AMT'deki arkadaşlarımca sorunlu görüldü hem de işin teknik tarafıyla ilgilenecek kimse yoktu, o da başlamadan bitti. Üçüncüde altyazı merkezini AMT adresinde de olsa farklı gruplara bağlı veya bağımsız çevirmenlerin desteği ile kurup yürütmeye niyetlendik (2019), fikirleriyle katkıda bulunabilecek kişiler de toplanmaya başladı, teknik altyapıyı hazırlayacak adam da vardı; fakat büyük bir işe birlikte dalmanın gerektirdiği asgari uzlaşıya ulaşma ihtimali bir noktadan sonra uzak görünmeye başladı, şu an için o da rafa kalktı.

Böyle olunca, bu konuda en hevesli kişi olarak bu işe tek başıma soyundum; ortaya bir şey çıkar da az çok bir ses getirirse belki toplu bir girişim kendiliğinden doğar ümidiyle.

 

"SENİN AMACIN NE?"

Ben çeviri hocası değilim, bu animeleri çevirenler benim talebem değil ve beni otorite saymaları için de bir sebep yok. Dolayısıyla bu notlamayı çevirmenler ne not aldıklarına bakıp kendilerine çekidüzen versinler diye yapmadım. İngilizceyi çok bilmeyen ve Türkçe altyazıya ihtiyaç duyan izleyicilere kılavuzluk niyetiyle giriştim bu işe; tablonun nihai (ULTIMATE! :011:) haline baktığımda da bu maksada hizmet edebilecek bir sonuç çıktığını gördüm. Öte yandan bu kılavuzluğun dönüp dolaşıp çevirmenlere de bir etkide bulunmasını ümit ediyorum: İzleyiciler buna bakarak düzgün çevirilere rağbet etmeye başlarsa belki makine çevirisi seviyesindeki çevirmenler de tercih edilmek için kendilerini geliştirmeye çabalar, belki fansub grupları da içlerindeki acemi çevirmenlere daha yakından yol gösterme ihtiyacı duyar.

 

"HEPSİNİ Mİ İZLEDİN?!"

Tabloda yer alan bütün animelerin ilk bölümlerini izledim; bazılarını direkt mevcut Türkçe çevirilerden biriyle, bazılarını (özellikle zor olmasını beklediklerimi) İngilizce altyazıyla. İlk izleyişte çevirinin genel kalitesine gösterge olabilecek kısımları, çevrilmesi özellikle zor olan kısımları ve İngilizce altyazının saçmaladığı noktaları belirledim. Aynı zamanda çevirinin zorluk seviyesine dair -büyük ölçüde kendi algıma ve tecrübeme dayanan, yani subjektif, ama kendi içinde tutarlı- bir not verdim.

İlk izleyişin ardından, mevcut Türkçe çevirilerin her birini, hem diyalog ya da anlatım akışının olduğu bir kısımdan bir iki dakika izledim hem de seçtiğim can alıcı kısımları nasıl çevirdiklerine baktım. İzlenimlerimi kriterlerime vurup her bir çevirinin başarı notunu verdim.

 

"NEYMİŞ O KRİTERLER?"

Bazen genel, bazen özel kriterler kullandım. Genel olanların Türkçe ifade becerisi, anlamı ve hissiyatı iyi aktarmak, tutarlılık gibi şeyler olduğunu tahmin edersiniz. Özel olanlar ise anahtar kelime/ibare/cümle çevirileri. Misal, "abunakatta" ve "oşikatta" karşılığı olarak İngilizce altyazılarda sıkça geçen "That was close!" cümlesinin "Yakındı" ile karşılandığı çevirilere en fazla D verdim. "Ultimate" karşılığı olarak "nihai" kullananlar keza, komedi olmayan animelerde C'den başladılar. Haliyle, ikinci turda her nasılsa "nihai rakip"le maç yapılan Haikyuu!! ve neyin kime hangi ölçüyle yakın olduğunun anlaşılamadığı Burn the Witch çevirilerini notlamak zor olmadı.

İngilizce altyazıdaki yanlışın aynen tekrar edildiği durumlarda, yanlışın ne kadar vahim olduğuna ve hikayenin esasına tesir edip etmediğine baktım. Vahim de olsa tesiri sınırlı olduğunda, başka büyük hata yoksa C'ye kadar pay bıraktım. Nitekim Higuraşi'nin başlarındaki kapı sahnesinde akla izana aykırı şekilde çevrilen "şôbu ari da ne" için daha fazla not kırsam,  "izlenebilir" diyeceğim çeviri sayısı 10'u geçmezdi. Bunlardan da az çok puan kırdım, ayrı. Çevirmen dediğin, kaynağının güvenilirliğini de tartabilmeli çünkü.

 

GENEL DURUM

Öncelikle, tavsiye etmeye değer bulduğum az sayıdaki çevirinin tablosunu şöyle buyurun:

2020-4-T.png

Aslında film olduğu halde, 3 bölüm olarak dizi gibi de yayımlandığından, Burn the Witch'i de değerlendirme kapsamına aldım. Çokça merak edilmesi üzerine çevirmen isimlerini de grup isimlerinin yanına parantez içinde ekledim.

 

Sezondaki 49 animenin 41'ine ait 150 çeviriye baktım ve aralarından sadece 11'ini tavsiyeye değer buldum. Çokluğun zamanla kaliteyi de getirmesi umulur, fakat henüz Türkçe anime fansub dünyasında o kalitenin geleceğine dair bir işaret görünmüyor.

Sıklıkla yapılan yanlışlara dair genel gözlemimi de bu vesileyle belirteyim: Çevirebilmek için önce anlamak gerekir, fakat fansub çevirilerinde bu aşama çoğunlukla atlanıyor. Bu yüzden çoğunlukla Google Translate seviyesinde, bazen onun da altında çevirilerle karşılaşıyoruz. İzleyiciler bunlardan ne anladıklarını sanıyorlar, bilmiyorum, ama her ne anlıyorlarsa aşağı yukarı aynısını İngilizce altyazıyla izleyerek de anlayacaklarını rahatlıkla söyleyebilirim. "Çevirmen"in herhalde tek katkısı, izleyicinin yerine sözlüğe bakıp orada gördüğü karşılığı yazmak oluyor. Bir nevi hamallık yani. Bu hamallığı kendine yakıştırabilenlere hayırlı işler! Hamallıktan memnun olmayanlar varsa, nasıl çevirmen vasfı kazanabileceklerini yukarıdaki tabloda isimlerini verdiğim çevirmenlere/gruplara danışabilirler.

 

"C DEDİN, D DEDİN, NE ANLAMA GELİYOR BU NOTLAR?"

Kaynağın zorluk seviyeleri

Gizli İçerik

5: Google Translate (GT) ile halledilebilecek en üst zorluk seviyesi.
Doğru düzgün Türkçe bilen ve animeyi dikkatli izleyen biri, çat pat İngilizce ve animelerden edinilme Japonca bilgisiyle bu seviyede bir şeyi zorlanmadan çevirebilir.
Kelimeler çeşitlendikçe, cümleler uzadıkça, deyimler kullanıldıkça, kelime oyunları ve diğer sözel espriler işin içine girdikçe seviye yükselir.
Not: Terimleri, ister gerçek olsun ister uydurma, yanlış anlaşılmaya müsait olmadıkça zorluk unsuru saymıyorum; zira gerçek terimlerin büyük çoğunluğunun sözlüklerde karşılığı var, uydurma terimlerin ise GT karşılığını yazsanız bile seyirci yadırgamaz.

 

Çevirinin başarı seviyeleri

Gizli İçerik

0: "Sağır duymaz uydurur" seviyesi
Altyazısız izleseniz daha iyi anlarsınız.

 

F: Eski GT seviyesi
Çevirmen animeyi ya izlememiş ya anlamamış yahut Türkçe bilmiyor. "This is a pencil"ın anlamını biliyorsanız ha İngilizce altyazıyla izlemişsiniz ha bu altyazıyla.

 

E: Güncel Google/Yandex Translate seviyesi
Komple motamot çeviri, bol hata veya fazla rastgele yerelleştirme ve bozuk Türkçe. İzlemeniz şartsa yoklukta gider, hikayenin en az yarısını anlarsınız. Tavsiye edilmez.

 

D: Google/Yandex Translate + yüzeysel edit seviyesi
Yer yer hatalı motamot çeviri veya rastgele yerelleştirme. İdare eder, izlenebilir; hikaye yeterince anlaşılır fakat seyir zevkinde ciddi kayıplar olacaktır.

 

C: Düzgün çeviri
Hikaye akışının anlaşılırlığına zarar veren anlam hatası yok ve yeterince Türkçe. Çoğunlukla orijinal replikteki ya da İngilizce altyazıdaki her şeyi illa Türkçe altyazıya da koymaya çalışan çevirmenlerden çıkar. Bazı izleyiciler bunu iyi çeviriye tercih ettiklerinden, pekala tavsiye edilebilir.

 

B: İyi çeviri
Düzgün ve yeterince akıcı. Az sayıda istisna dışında Türkçe anime fansub dünyasında bulabileceğinizin en iyisi.

 

A: Organik çeviri
Yanlış yok, yorumlar yerli yerinde, dil hikayeye ve karakterlere yeterince uygun, akış sorunsuz.

 

S: "Konu kilit, dağılın" seviyesi
Çevirmen doğallığa ve akıcılığa halel getirmeden zor çeviri problemlerinin üstesinden gelmiş, örnek gösterilecek bir iş çıkarmış.

 

 

"UZATMA, TABLOYA GEL!"

Tamam, tamam :) İşte tablo:

https://drive.google.com/file/d/1xZ0w3pwr-itbzIRNQqt3uUiJzyToRnna/view?usp=sharing

Dosyanın "20.4 çeviri" sayfasında bütün çevirilere verilmiş notları, "20.4 dizgi" sayfasında @Magnum357 tarafından dizgilere verilmiş notları, "20.4 çev. tavsiye" sayfasında tavsiye edilen çevirileri, "20.4i çev" sayfasında ise -aşağıya da ekleyeceğim- izlenebilir çeviriye sahip bütün animelerin ve izlenebilir çevirilerinin listesini bulabilirsiniz.

 

Çeviri notları tablosundaki kırmızı satırlar Türkçe çevirisine rastlamadığım animeleri, yavruağzı rengindeki kutular ise çevrilmeye çalışılmış ama "yoklukta gider" Türkçe çevirisi bile yapılamamış animeleri gösteriyor.
Zorluk ve başarı seviyelerinde dik çizgi ( | ) ile ayrılmış iki not olanlarda ilk not anlatım ve diyalog çevirilerine, ikincisi bölüm içi şarkı çevirilerine ait.
Alttaki istatistik kısmındaki "Tavsiye edilir çeviri sayısı" A, B ve C verdiğim çevirilerin toplam sayısını gösteriyor. Sonraki satırlar da sırasıyla D, E, F ve 0 verdiğim çevirilerin sayıları.

"Neden şu notu verdiğini resimlerle açıkla" demeyin, 150 tane çeviriyi resimlereyerek değerlendirecek vaktim de yok, dökülen çevirilerle daha fazla uğraşmaya harcayacak enerjim de. C ve üstünde not verdiklerim için sonraki sezonlarda düşünebilirim öyle bir şeyi, nasılsa %10 bile çıkmıyor :oleyo:

 

Bu tablodan, A~C alanları tamamen dahil edip diğerlerinde sadece mümkün olan en iyi seçenekleri alarak derlediğim izlenebilirlik tablosu aşağıda. C ve üzerini kalın gösterdim. En az üç bölümdür paylaşım yapmayanlara kırmızı, E alanlara ise "tavsiye ediyorum sanılmasın" diye gri renk verdim.

2020 Güz Sezonu Anime Dizileri     İzlenebilir çeviriler
100-man no Inochi no Ue ni Ore wa Tatte Iru  :  Arcadia, Unmei
Adachi to Shimamura  :  Heterophobia Fansub
Akudama Drive  :  AnimeWho, VictoriaSubs
Assault Lily: Bouquet  :  Unmei
Burn the Witch  :  Çeviri Bükücüler, kym
DanMachi III  :  AnimeWho, AniTürk, Arcadia, TAÇE
Dogeza de Tanondemita  :  MiruSubs
Dragon Quest: Dai no Daibouken (2020)  :  Chevirman
Gochuumon wa Usagi Desu ka? BLOOM  :  FGL Çeviri
Golden Kamuy 3  :  thiefpliskin, Miru
Guraburu!  :  Miru
Haikyuu!!: To the Top 2  :  musty94
Hanyou no Yashahime: Sengoku Otogizoushi  :  Eski Çeviri
Higurashi no Naku Koro ni  :  AprilisSubs, FGL, Unmei
IDOLiSH7: Second Beat!  :  Akatsuki
Ikebukuro West Gate Park  :  VeteranSubs
Inu to Neko Docchi mo Katteru to...  :  TAÇE
Iwa Kakeru! -Sport Climbing Girls-  :  Miru
Jujutsu Kaisen  :  Adonis
Kamisama ni Natta Hi  :  BÇT, Pijamalı Koi, TAÇE
Kami-tachi ni Hirowareta Otoko  :  Tempest
Kapibara-san  :  Miru
Kimi to Boku no Saigo no Senjou...  :  FGL, Pijamalı Koi, Puzzle
Love Live! Nijigasaki Gakuen...  :  FGL, Victoria
Mahouka Koukou No Rettousei: Raihousha-hen  :  AnimeWho, AoiSubs
Majo no Tabitabi  :  Pijamalı Koi, Unmei, 1456ha
Noblesse  :  thiefpliskin, AnimeWho, FGL
One Room S3  :  AnimeMangaTR, BÇT
Osomatsu-san 3  :  Unmei
Rail Romanesque  :  Miru, Victoria
Senyoku no Sigrdrifa  :  Akatsuki
Taiso Samurai  :  FGL
Tonikaku Kawaii  :  Arcadia, Tempest
Yuukoku no Moriarty  :  1456ha

 

BONUS: "İNCİLER"

Bir noktadan sonra izleyip notlamak sıkıcı olmaya başladı, hem kafa dağıtmak için hem de biraz eğlence olsun diye komik durumları kaydetmeye yöneldim. Bazen resimler, bazen replikler, bazen kendime hakim olamayıp anime karakterleriyle girdiğim diyaloglarla; çoğunlukla kötü çevirilerde, yer yer genel manada düzgün çevirilerde, karşıma çıkan incilerden bir seçme yaptım.

 

Önce resimler

Gizli İçerik

wthBCT.jpg

Yazıyı ben öyle kesmedim, ekrana o kadar sığdırabilmişler >_>

 

wthMiru.png

Dizgi ile çok uyumlu bir çeviri :)

 

wthTempest.jpg

Çeviriyi göremiyorum ki not vereyim :sweetdrop-onion-head-emoticon:

 

wtusaBCT.jpg

Acaba ortaokul kızlarını TV yorumcusu gibi konuşturan nedir?

 

wtEng.jpg

Soru: Kahvaltı yapıyor diye eşşek kadar oğluyla hangi anne gurur duyar?

Cevap: Amerikalı anne.

Buradaki anne Japon. Haliyle "gurur duyuyorum" falan demiyor, "seviniyorum" diyor. Türk olsaydı da "Aferin!" derdi.

Bu kadar kolay aslında, düzgün çeviri yapmak. "Ama İngilizce altyazı falan filan..." Ama İngilizce altyazının yorum yapıyor olabileceği çevirmenin aklına gelmiyor tabii, kendisinde "yorum" konsepti olmadığından. Geçelim.

 

wthQuinn.jpg

Daha demin voleybol oynuyorduk, ne ara futbola döndük?

 

hay bin kurema!.png

Zeki Müren: ♫ Neredeyse bine yakın / Balçıklarla yaşıyorum!

 

dakka0gol1.jpg

Bazen inci bulmak için videoyu başlatmak bile gerekmiyor <fileStore.core_Emoticons>/emoticons/dft010.gif.b99b98a2845bbcc5aafedf550fe08cdc.gif  "Etkinlik"? "Böcek istilası"? Pardon, kimin "kullandığı kelime"? İngilizce altyazıyı yazanın. Ama işte, "yorum" konsepti olmayınca insanda, onları onun uydurmuş olabileceğini hayal dahi edemiyor ki kendisi de Türkçede benzerini uydurmaya çalışsın. Anca biliyormuş gibi yukarıya çevirmen notu yazıyor.

 

...ve nihai çeviri!

ultimon.jpgwthNext.jpg

Hayatında sözlük görmemişler için açıklama: "Nihai", "son" demek. Haliyle ikinci turda nihai rakiple karşılaşılmaz. Nihai kötülük insanlığa karşı savaş ise artık kötülük evrenden silinmiş olmalıdır. Öyle mi? Değil.

 

Özlü sözler

Gizli İçerik

"Kendimi övmek için söylemiyorum ama, eşek gibi çalıştım." [eşekliği övünülecek bir şey sanan] Elaina (Majo no Tabitabi)
"Ümitsizce çalıştım." [cadı olup dünyayı gezme ümidiyle ümitsizce çalışan] Elaina
"Her gün, ve her gün, çok fazla çalıştım" [çalışmaktan cümle kurmayı unutan] Elaina

 

"Bu çöl adasında yaşamak için şehri terk edeli 6 ay oldu." Nanao Nakajima [Ormanlarla kaplı bir adada yatılı öğrenci] (Munou na Nana)

 

"Geri gel, üs!" Telsize konuşan isimsiz asker (Noblesse)
"Alfa kolordusundaki 324 kişiden 323'ü öldü." Aynı asker (bkz. Kolordu)

 

"Hedefimiz burada değil gibi görünüyor." Tao [kendi odasında, bilgisayar başında] (Noblesse)
"Hedef güvende." Takio ["Hedef"in kafasına silah dayamış halde] (Noblesse) (bonus: https://translate.google.com/#view=home&op=translate&sl=en&tl=tr&text=Target secured.)

"Bu vazifeler sizi mutmain etmek için değil." Şeyh Komutan Crans (Noblesse)

 

"Evet, Suzushiro konuşuyor." [çalan telefonu açan] Suzushiro (Rail Romanesque)

 

"Üzerinizdeki cep saati R. Masters Saat Tamirciliği ürünü." W. J. Moriarty (Yuukoku no Moriarty)

 

"Ne? Kendi kağıt hayranın yok mu?" Çiya (GoçiUsa)

 

Anime karakterleriyle gayriihtiyari diyaloglar

Gizli İçerik

Elaina: Ben... Bir cadı olacağım!
Bakayalo: Peh! Ben iki cadı olacağım!

 

Moriarty: Kurban çocuklara ve ailelerinin* mesleklerine bir bak. Gözüne çarpan bir şey var mı?
Bakayalo: Hepsi erkek :W

* Tavsiye ettiğim çevirmen bile şuna "babalarının" demeyi akıl etmemiş. 1911 Amerika'sında meslek sahibi anne ne arar! Babadan bahsettiğinin anlaşılması için illa "çiçi" mi demesi gerekiyor! O "oya" diyecek, sen onu "baba" anlayacaksın. Üstelik hemen peşine sahne de koymuş, kopya çekmek serbest:

oya.jpg

Burada çocuklarla aileleri mi görülüyor? "Ebeveyn"leri mi? Hayır, çocuklarla babaları var burada. Bunu çözmek için Sherlock Holmes olmak gerekmiyor :P

 

 

SON SÖZ

Başta da değindiğim gibi bu tarz bir çalışmayı sonraki sezonlarda Türkçe bilen ve çeviriden az çok anlayan birkaç kişilik bir ekibin parçası olarak yapmak isterim, eğer öyle bir ekip toplanır da böyle bir şey yapmak isterse. Olmazsa kendim devam etmeye çalışacağım. Tablodaki dizilere başka çeviriler gelirse fark edince değerlendirip tabloyu güncellerim. Bu yıl içinde İngilizce altyazılı BDRip olarak dolaşıma çıkan filmler için ise yıl sonunda bir genel değerlendirme yapmayı düşünüyorum.

  • Beğeni 16
  • Hayran 1
  • Teşekkür 1
  • Komik 2
  • Süper 3
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Sıkılmadan baştan sona kahkahalar eşliğinde okudum. Çok eğlenceliydi. Umarım herkes için faydalı olur.

  • Komik 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Bu sezon çevirdiğim Kami-tachi ni Hirowareta Otoko anime TV serisinde sizin tarafınızdan değerlendirilmiş olmak ne güzel :D, her ne kadar F alsam da. Güzel bir yazı, ellerinize sağlık.

Düzenlendi: (Pr. Dr. Hary Materkin)
  • Teşekkür 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Böyle bir şeye kesinlikle ihtiyaç vardı.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

5 saat önce, Bakayalo dedi ki:

hay bin kurema!.png

Zeki Müren: ♫ Neredeyse bine yakın / Balçıklarla yaşıyorum!

Şu çeviri de bana ait :D, şimdi fark ediyorum. İyi güldüm buna efenim.

  • Beğeni 1
  • Komik 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Fansub işlerini bırakmış olsam da sizin tarafınızdan D almak mutluluk verdi. :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Güzel bir çalışma olmuş, bunu gelenek haline getirip devam ettirmek şart! :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Eline sağlık abi, devamının gelmesi dileğiyle :D

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Japonca kaynağı anlayabilmek için İngilizce, üzerinden çeviri yapmaya seçilecek çok kötü bir tercih. Ama elde başka seçenek yok. Bu da amatörlükle birleşince :D Doğrudan çeviri yapılabilse Türkçe Japoncanın çok rahat yansıtılabileceği bir dil. Hele ki İngilizceden kat kat daha iyi.

  • Beğeni 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo
47 dakika önce, aysöken dedi ki:

Japonca kaynağı anlayabilmek için İngilizce, üzerinden çeviri yapmaya seçilecek çok kötü bir tercih. Ama elde başka seçenek yok. Bu da amatörlükle birleşince :D Doğrudan çeviri yapılabilse Türkçe Japoncanın çok rahat yansıtılabileceği bir dil. Hele ki İngilizceden kat kat daha iyi.

Doğru. Fakat bu motamot çeviri tehlikesini de beraberinde getiriyor. Japonca bilen ve Japonca aslı üzerinden anime çevirenlerin neredeyse hepsinde (kendim dahil) zaman zaman yersiz motamot çevirme eğilimi görüyorum. Kendi düşünüşümü aktarayım: "Cümledeki her şeyi, köküyle ekiyle kipiyle edatıyla her şeyi Türkçeye çevirmişim, ortaya anlamlı bir Türkçe cümle de çıkmış. Daha Allah'tan belamı mı istiyorum, böylece koyayım gitsin!" Aklımdan hakikaten bu geçiyor. Birçok başka çevirmenin aklından benzer bir şeyin geçtiğini de çevirilerinden anlıyorum. Fakat çevirmenlik aslında burada başlıyor. Anlam tamam da cümle doğal mı? O karakter, anadili Türkçe olsa öyle mi cümle kurar? Seyirci bu altyazıyı okuduğunda o karakterin ağzından bunun çıktığına ikna olur mu?... Hani tamam, bu işi hobi olarak yapıyoruz, ama yapıp duvarımıza asmıyoruz neticede, milletin önüne koyuyoruz. Türkçe altyazılı anime izleyen insanın ne umurunda olsun orijinal cümledeki hangi edatın Türkçe cümleye aktarılıp aktarılmadığı! İzleyici, altyazının anime ile arasında bir bariyer kurup kurmadığını algılar ancak. İzleyicinin bariyer algılamamasını sağlamam lazım ki nitelikli bir iş yapmış olayım...

Uzun mevzu, konuş konuş bitmez ama hülasa, Japoncayı çok iyi bilenlerin bile İngilizce altyazıdan en azından ifade varyasyonu gibi konularda tüyolar almaya açık olması gerektiğini düşünüyorum.

  • Beğeni 2
  • Süper 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bazıları yanlış anlamış, doğru şekliyle anlatıyorum:

 

0: Zero point/Divine creator of all subtitles

F: Fabulous

E: Extraordinary

D: Didactic

C: Chaotic

B: Bullshit

A: Are you serious?

S: Spastic

 

"0" alanlar yarışmayı kazanmış sayılıyor.

  • Beğeni 2
  • Komik 4
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

(düzenlendi)

Bütün şarkı çevirileri devriktir. Ama şarkıların kendisi değil. Keza animede ne zaman bir özlü söz, şiir falan geçse o da devrik çevrilir. Bu berbat bulduğum bir şey. Çünkü çevirmen duyguyu vereceğim diye sözcükle denileni eşleştirmeye çalışıyor. Denilen devrik değil ama ben devrik algılıyorum. Özellikle mangalarda bu o kadar sık yapılıyor ki. İngilizcede ilkin ne yapacağını söylersin, sonra nasılını ve yapacağının ne olduğunu. Türkçede ne yapacağını en son söylersin, ilkin nasılını ve yapacağının ne olduğunu. Kritik bir cümle birden fazla balona geldiği her seferinde haşırd indi bilekbord devrik cümle. Mina Urgan birisiyle Shakespeare'i çevirirken yanındaki diyor "bırak da Shakespeare'ı daha iyi yapayım." Mina Urgan izin vermiyor. Ben altyazıda  çevirmeni okumaktansa denileni okumayı tercih edenlerdenim. İzleyiciler de doğru olmayan bir çeviriyi hoşuna gittiği için doğru olana tercih ediyor. Bundan sonra iş her lafa deyim uydurmaya, komik olmaya dönüyor. Ama Japoncası ile altyazı bambaşka olunca ki aynı anlama geliyor olsalar da sırıtıyor. Bu sektörde amatörken çevirmenlikten gerçekten eğlenmek isteyenler manga çevirmeli çünkü duymuyorsun. Günün sonunda bu işle uğraşan insanlar para almıyor, onlar da eğlenmek istiyor. Bense bire bir çeviri taraftarıyım. Yoksa bu iş Japonya'nın bir yöresinin ağzıyla konuşanı Laz ağzıyla konuşturmaya kadar gidebilir. Kontrolsüz bir güç amatörlükle birleşmemeli :W Bu işi yapan herkese ihtiyacımız var. Ama keşke bu gücü daha az kullansalar ve tek bir seriye on tane çeviri grubu birden üşüşmeseler eerwwere5

Not: Ben listeye yeni baktım, herkesi tarumar etmişsin :beaten-onion-head-emoticon:

Düzenlendi: (aysöken)
  • Çok Kötü 1
  • İğrenç 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo
32 dakika önce, aysöken dedi ki:

Yoksa bu iş Japonya'nın bir yöresinin ağzıyla konuşanı Laz ağzıyla konuşturmaya kadar gidebilir.

Onu da yaptık :super-onion-head-emoticon:

 

  • Komik 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

44 dakika önce, Bakayalo dedi ki:

Onu da yaptık :super-onion-head-emoticon:

 

Evet.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

13 saat önce, Bakayalo dedi ki:

Doğru. Fakat bu motamot çeviri tehlikesini de beraberinde getiriyor. Japonca bilen ve Japonca aslı üzerinden anime çevirenlerin neredeyse hepsinde (kendim dahil) zaman zaman yersiz motamot çevirme eğilimi görüyorum. Kendi düşünüşümü aktarayım: "Cümledeki her şeyi, köküyle ekiyle kipiyle edatıyla her şeyi Türkçeye çevirmişim, ortaya anlamlı bir Türkçe cümle de çıkmış. Daha Allah'tan belamı mı istiyorum, böylece koyayım gitsin!" Aklımdan hakikaten bu geçiyor. Birçok başka çevirmenin aklından benzer bir şeyin geçtiğini de çevirilerinden anlıyorum.

Burası "çeviri" denen olayın doğru mantığı.

 

13 saat önce, Bakayalo dedi ki:

Fakat çevirmenlik aslında burada başlıyor.

Adı "çevirmenlik" ama misyonu başka...

 

13 saat önce, Bakayalo dedi ki:

Anlam tamam da cümle doğal mı? O karakter, anadili Türkçe olsa öyle mi cümle kurar? Seyirci bu altyazıyı okuduğunda o karakterin ağzından bunun çıktığına ikna olur mu?... Hani tamam, bu işi hobi olarak yapıyoruz, ama yapıp duvarımıza asmıyoruz neticede, milletin önüne koyuyoruz. Türkçe altyazılı anime izleyen insanın ne umurunda olsun orijinal cümledeki hangi edatın Türkçe cümleye aktarılıp aktarılmadığı! İzleyici, altyazının anime ile arasında bir bariyer kurup kurmadığını algılar ancak. İzleyicinin bariyer algılamamasını sağlamam lazım ki nitelikli bir iş yapmış olayım...

İşte bunun "çeviri" değil, "yerelleştirme" olarak adlandırılması gerektiği kanaatindeyim.

 

Belki biz yazmıyoruz, kullanmıyoruz ama günün birinde laz bir karakter konuşursa "nabaysun uşağum" yazar mıyız? Olabilir.

Günün birinde "fuck you" için "ne diyon lan sen ya...am" diyecek kadar ilerler miyiz? O da olabilir.

Sahne gerçekten uygunsa "here she comes" için "geldi yine tipini s...m" cuk oturur mu? Bence zamanı gelir.

 

Bunlar çeviri değil, "transcreation".

Keşke herkes yerelleştirebilse ama o biraz zoru öne çekmek gibi...

  • Beğeni 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Bakayalo

Heterophobia'nın Adachi to Shimamura'ya hızla girmesi sayesinde tavsiye edilebilir çevirilerin sayısı 10'a çıktı. 10. yılları kutlu olsun, bu vesileyle :P

 

19 saat önce, kymophobia dedi ki:

İşte bunun "çeviri" değil, "yerelleştirme" olarak adlandırılması gerektiği kanaatindeyim.

@aysöken de o dediğimden onu anladı ama biraz fazla atlama yapıyorsunuz; basitçe ifadenin doğal algılanmasını sağlamaktan söz ediyorum orada. "İzleyicinin bariyer algılamaması" diyorum nitekim. Ben Osaka'lı çocuğu Trabzon şivesiyle konuşturunca da izleyici animeyi bırakıp altyazıya odaklanıyor, dolayısıyla o da bir bariyer oluyor. O anime komedi olduğundan bunu yersiz bulmadık, ama ciddi animelerde bunları yaparken çok daha dikkatli olmak gerekir. Benim orada bahsettiğim ise altyazının "şeffaf"lığını sağlamaya uğraşmak. "Gözümün önünden çekilir misin lütfen!" diyecek karakter vardır, "Defol git gözüm görmesin!" diyecek karakter vardır. Cümlenin anlamını vermek burada yetmez, çünkü en düz çevrilmiş gibi görünen cümle bile genellikle bir tarafa yatıktır, doğru tarafa yatmasını sağlamak gerekir. "Seyirci bu altyazıyı okuduğunda o karakterin ağzından bunun çıktığına ikna olur mu?" diye sorarken bunu kastediyorum. Seyirci o karakterin Trabzonlu olmadığının farkında nihayetinde. Onun o lafı ettiğine seyirciyi ne kadar ikna edebiliyorsam altyazı o kadar şeffaflık kazanmış demektir, ben de o kadar başarılı sayılırım çevirmen olarak.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

On 30.10.2020 at 20:43, aysöken dedi ki:

Ben altyazıda  çevirmeni okumaktansa denileni okumayı tercih edenlerdenim. İzleyiciler de doğru olmayan bir çeviriyi hoşuna gittiği için doğru olana tercih ediyor. Bundan sonra iş her lafa deyim uydurmaya, komik olmaya dönüyor.

O zaman da bu durum ortaya çıkıyor.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Anlamı veriyorsa sözcükleri dans da ettirirsin, yerine göre deyim de kullanırsın, esprinin anlaşılması için kendi dilinde ona yakın olan ifadeyi de yazarsın. Dildeki çeşitlilik çeviri işini güzel kılan, çevirmenleri birbirinden ayıran bir durumdur. Animede tez sunumu yapıyordur öğrenci, orada düz çevirebilirsin. Sonuçta bilimsel olaylara değinecek. Ancak gündelik konuşmada doğallık olmazsa olmazdır. Karakter analizi yapacaksın, beş yaşında çocuğu 60 yaşındaki biri gibi konuşturamazsın. Bilge bir kişiliği aptal gibi de konuşturamazsın hakeza. Pek çok parametre var ama epey çeviri yapmış birisi olarak tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim: Motamot ağırlıklı bir çeviri hem anlamı hem de hissiyatı veremez. Seyir zevkini, okurken alınacak hazzı öldürür. Neticede izlerken/okurken normalde edilmeyecek laflar, kurulmayacak cümleler gören izleyici/okuyucu biraz Türkçe biliyorsa, azıcık toplum içine karışmış, sosyal ortamlarda bulunmuşsa afallayacaktır. Çok basit bir örnek vereyim:

Ahmet: Geçen bara gidip dağıtmışsınız.
Mehmet: Bu doğru.

Motamot çeviri yapan biri bunu yazacaktır oysa bu tarz konuşmalarda karşı taraf böyle bir cevabı yüzde 10 milyar vermez. En basiti "Aynen." der. Duruma, bağlama, diyaloğun gittiği yere, söyleyen karaktere göre "Yaptık öyle bir şey." gibi cümle de gidebilir. Çeviri yaparken yukarıda söylediğim gibi pek çok parametre vardır, önemli olan bunları en doğru ve güzel şekilde harmanlayabilmektir. Yoksa atalım cümleleri Google Translate'e duygusuz, duruma gitmeyecek şekilde çevirsin geçsin. Biraz üzerinde düzeltme yapıp verelim. Tabii ki herkesin fikri olacak, tercihi olacak fakat piyasada bu işi hakkıyla yaptığı düşünülen insanların çevirilerine bakınca da doğallık ve düzgün ifadeler gözüme çarpıyor. Neyse, çok da uzatmayayım. Benim için doğrusu VIZ'de çevirmenlik yapan ve evrensel dil olan İngilizce sayesinde nicelerine manga kültürünü aşılayan Caleb'in dediği gibidir tam da:
pXlhee3.jpg

  • Hayran 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

9 saat önce, Bakayalo dedi ki:

Heterophobia'nın Adachi to Shimamura'ya hızla girmesi sayesinde tavsiye edilebilir çevirilerin sayısı 10'a çıktı. 10. yılları kutlu olsun, bu vesileyle :P

 

@aysöken de o dediğimden onu anladı ama biraz fazla atlama yapıyorsunuz; basitçe ifadenin doğal algılanmasını sağlamaktan söz ediyorum orada. "İzleyicinin bariyer algılamaması" diyorum nitekim. Ben Osaka'lı çocuğu Trabzon şivesiyle konuşturunca da izleyici animeyi bırakıp altyazıya odaklanıyor, dolayısıyla o da bir bariyer oluyor. O anime komedi olduğundan bunu yersiz bulmadık, ama ciddi animelerde bunları yaparken çok daha dikkatli olmak gerekir. Benim orada bahsettiğim ise altyazının "şeffaf"lığını sağlamaya uğraşmak. "Gözümün önünden çekilir misin lütfen!" diyecek karakter vardır, "Defol git gözüm görmesin!" diyecek karakter vardır. Cümlenin anlamını vermek burada yetmez, çünkü en düz çevrilmiş gibi görünen cümle bile genellikle bir tarafa yatıktır, doğru tarafa yatmasını sağlamak gerekir. "Seyirci bu altyazıyı okuduğunda o karakterin ağzından bunun çıktığına ikna olur mu?" diye sorarken bunu kastediyorum. Seyirci o karakterin Trabzonlu olmadığının farkında nihayetinde. Onun o lafı ettiğine seyirciyi ne kadar ikna edebiliyorsam altyazı o kadar şeffaflık kazanmış demektir, ben de o kadar başarılı sayılırım çevirmen olarak.

Gene de bu da ileri seviye çeviri değil, temel seviye yerelleştirme olur.

 

Yazılmış şeyle anlanan şeyin, söylenen/gösterilen şeyle ifade edilen şey dönüşümü işte teorik olarak. Onun o lafı ettiğini izleyici nasıl görmeliyse o.

Tabii ki katılıyorum, bir iskoç barı kavgasında "vay gondik gafalu, çakacağuk ortağıynan" diyemez karakter ama bunu bilmeyen adam da ne çeviri yapabilir ne de izleyici olabilir.

 

Ayrıca ne izleyici, ne seyirci, ne de dil tarafsız değildir. Bunu da görmek lazım.

Gördüğün şeyi doğru varsayarak çevirirsin. İzleyici, çevirdiğin şeyi doğru karşılık olarak izler. Dil de seni bildiği seviyene göre kabullenir.

Can Yücel bir rus kilisesindeki papazın italyanca vaizini çeviriyorsa, izleyici için Rusya'da yaşayan o papazın tarzı o haline gelir, canlanır çünkü.

Altyapısı belirsiz bir çevirmen ve yayınevinden çıkmış olsa, sahiplenilmez.

 

"Bence" en azından...

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Eser sahibine azıcık saygı duymayı öğrendiğinde "o ve bu ayrı konular" ile "bu, konudışı" arasındaki fark kendini belli ediyor. Eminim Japoncada "bu, konudışı" demenin bir yolu vardır ve belli ki yazar bunu tercih etmemiş, başka bir şey yazmış. Umarım ileride kitap falan çevirmezsin de dönüştürdüğün her cümlenin altından "nasıl olsa aynı anlama geliyorlar" diye kalkacağını sanmazsın. Ben eserin kendisini okumayı tercih edenlerdenim, çevirmenin kendini mutlu etme şeklinin bir parçası olmak istemiyorum. Çevirmen o kadar mutlu olmak istiyorsa tamamen kendinin bir şey çıkarsın ortaya. Ne istiyorsa yazsın. Bir şeyi doğallaştırmak için her cümle başka bir şey yapılacaksa yandık.

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Değerlendirme yapmanız iyi, hoş ama sadece ilk bölümleri izleyerek değerlendirmek ne kadar doğru? Her bölüm aynı seviyede gitmiyor veya çevirmenler her bölüm aynı performansı sergileyemiyor. Haliyle bir bölümdeki çeviri iyiyken öbür bölümdeki kötü olabilir. Bölümler geldikçe ortalama bir değer verilmesi bence çok daha uygun olur ama siz bilirsiniz.

  • Beğeni 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

40 dakika önce, aysöken dedi ki:

Eser sahibine azıcık saygı duymayı öğrendiğinde "o ve bu ayrı konular" ile "bu, konudışı" arasındaki fark kendini belli ediyor. Eminim Japoncada "bu, konudışı" demenin bir yolu vardır ve belli ki yazar bunu tercih etmemiş, başka bir şey yazmış. Umarım ileride kitap falan çevirmezsin de dönüştürdüğün her cümlenin altından "nasıl olsa aynı anlama geliyorlar" diye kalkacağını sanmazsın. Ben eserin kendisini okumayı tercih edenlerdenim, çevirmenin kendini mutlu etme şeklinin bir parçası olmak istemiyorum. Çevirmen o kadar mutlu olmak istiyorsa tamamen kendinin bir şey çıkarsın ortaya. Ne istiyorsa yazsın. Bir şeyi doğallaştırmak için her cümle başka bir şey yapılacaksa yandık.

Sizin istediğiniz gibi çeviri yukarıda da bahsettiğim üzere mümkün değil. İşine saygısı olan insan önce cümleyi, niçin söylendiğini anlar, söyleyen karaktere bakar, durumu idrak eder sonra Türkçeye çevirir. Çevirip geçeyim demez. Elbette nasıl çevireceği çevirmenin tercihine kalıyor. Duruma göre düz gidebiliyor, duruma göre dilimize uygun hâle getirip aktarıyor. Eserin sahibi kendi diline göre yapıyor söylediğiniz işi. "Aaa millet çevirirken kendi diline nasıl aktaracak bunu?" diye düşünmüyor. Asıl dümdüz, anlamı vermeden, hazzını mahvederek aktarmak eserin sahibine saygısızlık olur. O zaman idiomları, phraseleri de dümdüz çevirelim. Ama öyle yapmayıp anlamına bakıyoruz, hangi durum için söylenmiş kavradıktan sonra Türkçeye çeviriyoruz. Dizi, film, manga, anime, kitap, oyun, özlü söz her alandaki çeviride durum böyledir. Çok resmî çeviriye baktım ben. Bilhassa kitap çevirileri daha zordur, görüntü yok ses yok. Planetdp'de Aurelius'un verdiği bir örneği bırakayım şuraya:

"Mesela Can Yücel, Hamlet çevirisinde "to be or not to be" cümlesini "bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?" diye çevirmiştir. Aynı cümleyi Sabahattin Eyüboğlu "var olmak mı yok olmak mı, bütün sorun bu" diye çevirmiştir. Ben, Sabahattin Eyüboğlu'nunkine yakın çevirirdim ama bu, Can Yücel'in çevirisinin yanlış olduğunu göstermez ki zaten ona yanlış demek harcım değil."

Dediğim gibi pek çok parametre var. Genelde herkes anlamını vermeye çalışır. Öyle anlar olur ki hissiyatı vermek zorundasındır. Burada kimse anlamdan uzaklaşarak çeviri yapalım demiyor. Siz kelimeleri çevirip birleştirin ortaya nasıl cümle çıkarsa çıksın mı diyorsunuz? İzleyici/Okuyucu tarafında da bunun bir hazzı olacağını sanmıyorum. Garipsenir zaten, garipsenmiyorsa Türkçe bilgisi konusunda bir sıkıntı vardır. Umarım anlatabilmişimdir.

  • Süper 1
Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Türkiye'nin çeviride amatör camiada Google Translate ile çetin bir imtihanı olmuştu. Hâlâ da arada bir oluyor. Bu yüzden insanlar bire bir çevirinin döner=return demek olduğunu düşünüyor. Bire bir çeviri bir metnin göze hoş görünmesi için eser sahibinin dediğiyle aynı anlama gelecek şekilde dönüştürülmemesidir. Eser sahibinin dediğinin olabilecek en yakın şekilde karşılığıdır. Çevirmen yazarlaşamaz. Yok şuraya deyim sıkayım, yok bu şurada ne demek istemiş onu bir düşeneyim falan yok. Çeviri dediğin her cümlede bu kadar karmaşık bir şey değil. Zaten çeviride olabilecek en zor yer genelde deyimlerdir. Deyime deyim karşılığı bulursun da üstteki twitter alıntısındaki gibi düz cümleyi başka bir şeye dönüştürüp doğallaştırma, dile uygun hale getirme kisveleri ardına saklanamazsın. Esere saygısızlık budur. Can Yücel'in Hamlet çevirisi edebiyat suçudur. Sabahattin Eyüboğlu da yanlış çevirmiştir. "to be or not to be" "olmak ya da olmamakt"ır. Ötesi yorumdur. İngilizcede var olmak "exist"tir. Shakespeare isteseydi "to exist or not to exist" demesini çok iyi bilirdi. 

Yorum bağlantısı
Hemen paylaş

Hesap oluşturun veya yorum yazmak için oturum açın

Yorum yapmak için üye olmanız gerekiyor

Hesap oluştur

Hesap oluşturmak ve bize katılmak çok kolay.

Hesap Oluştur

Giriş yap

Zaten bir hesabınız var mı? Buradan giriş yapın.

Giriş Yap
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgilendirme

Forum Kuralları'mızı okudunuz mı?